BULANCAK FARKINDALIK PLATFORMU HİÇ BOŞ DURUR YERİNDE OTURURMU

BULANCAK FARKINDALIK PLATFORMU HİÇ BOŞ DURUR YERİNDE OTURURMU

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Bulancak İlçemizde toplumsal sorumluluk projeleri üstlenen
Ve adına ‘Bulancak Farkındalık Platformu’ denilen bir platform var…

Gönüllülüğe dayalı toplumsal sorumluluk projeleri bir türlü bitmek bilmiyor…
Daha doğrusu bitirmek istemiyorlar…
Birisini bitirir-bitirmez, bir başka projeye geçiyorlar…

Örneğin;
Kitap kampanyası yapıp okullara ‘Kütüphane’ kuruyorlar…
Bu düşlerini gerçekleştirdikten sonra, ilçe merkezinde yetkili mercilerle gerekli diyaloglar kurup; Bisiklet Yolu yaptırıyorlar…
Sanat etkinlikleri düzenliyorlar…
Gönüllü ekipler kurarak ve ellerine eldivenlerini takıp sahil boyu çöp toplamaya çıkıyorlar…

Yok; eğer merkezde gönüllük esasına dayalı bir iş bulamazlarsa, bu kezde en yüksek köyleri ziyaret ederek, onların dertlerini dinleyip; onların dertlerine ortak olmaya çalışıyorlar…

Hani bir zamanlar devlet büyüğümüz olan Demirel şöyle derdi ya; “kendim için bir şey istiyorsam namerdim.” diye…

İşte bu hesap, Bulancak Farkındalık Platformu’da kendisi için değil, toplumun ortak çıkarlarına yönelik durmadan gönüllülük esasına dayalı projeler üretiyorlar…

Ve şimdide kalkmışlar Giresun merkez veya çeperinde Engelliler için ‘Engelsiz Yaşam Merkezi’ olmasını istiyorlar…

Bakın bu konuda Platform Başkanı Gökhan Özcan ne diyor;
“Bizim isteğimiz engelli bakım evi tarzında değil. Bizim isteğimiz engelsiz yaşam merkezi.”

Yani bizim düşlediğimiz merkezde;
Engellilerin de bir şeyler üretebileceği beceri ve iş atölyeleri olmalı…
Açık alan sanat platformları ve sanat salonları olmalı…
Farklı müzik enstrümanlarıyla müzik eğitimi yapılacak salonlarla, resim salonları bulunmalı….
Bizim arzu ettiğimiz Engelsiz Yaşam Merkezinde, engellilerin kendi özgül yeteneklerine uygun spor alanları olmalı..
Yüzme havuzları olmalı..
Engelli bireylerin çocuklarının oyun gereksinimlerini karşılayacak oyun alanları bulunmalı…

En önemlisi de ‘Engelsiz Yaşam Merkezinde’ sadece engelli üyelere değil aynı zamanda bu sözünü ettiğimiz Engelsiz Yaşam Merkezinde özel eğitime muhtaç çocuklar içinde bir kreş ve okul gibi bir yer açıldığında birçok ‘Özel Eğitim Öğretmeni’ burada bir iş bulabileceği gibi aynı zamanda atanamayan birçok özel eğitim öğretmeni de tasarruf edilmiş olacaktır.” diyor platform başkanı…

Bence mantıklı..
Hemde çok mantıklı…
Üstelik gerçekleştirilemeyecek bir düş değil ki bu…
Yeter ki çoban tekeden süt sağmak istesin!
Hemde çok güzel olur…

Hatta bu konuda (kimselere söylemezseniz) Engelsiz Yaşam Merkezine yakışacak çok güzel bir alanın yerini söyleyebilirim.

Söyleyeyim mi?
O zaman eğilin ve yaklaştırın kulağınızı bana;(benim söylediğimi de kimselere söylemeyin) Giresun Atatürk Stadyumunun alanı sizin düşlerinizi gerçekleştireceğiniz bir alan…

(Geçenlerde bu sahanın yerine ‘Millet Bahçesi’ yapılacağına amatör kulüpler sahalarına sahip çıksın diye bir yazı yazdım ve bu zamana kadar yaprak ırganmadı!”

Onun için belki siz böyle bir talepte bulunur ve bizlerde kamuoyu olarak sizlerin bu güzel düşüncenizi desteklersek, belki Millet Bahçesi yapılmaktan vazgeçilir de, sizin düşlerini kurduğunuz ‘Engelsiz Yaşam Merkezine’ dönüştürürler…

İnşallah dönüştürürler…
Çünkü ülkemizde yüzde olarak en fazla ‘engelli’ sayısı yüzde 13.5’la Giresun en önde gidiyor…

İnşallah sizin temennileriniz ve düşleriniz doğrultusunda güzel bir
Engelsiz Yaşam Merkezi kurmayı başarırız da;

Tıpkı sağ kulağı hiç duymayan ve sol kulağı da yüzde 80 gibi bir işitme kaybı olan ve oynadığı oyunda gösterdiği başarıyla 2002 yılında Altın Küre ödülünü alan ünlü oyuncu MARLEE MATLİN gibi yetenekli oyuncular çıkar ileride bu Yaşam Merkezinden…

İnşallah öne çıkardığımız öncülerimiz ve sevgili idarecilerimiz, böyle bir Engelsiz Yaşam Merkezi yapmayı düşünürler de;

Tıpkı dünyanın en büyük şarkıcılarından olan ve çocukluğundan beri gözleri görmeyen STEVİE WONDER gibi şarkıcılar çıkar bu Engelsiz Yaşam Merkezinden…
Vesaire..Vesaire…

Buna benzer dünyada birçok ünlü engelliler vardır…
Ama hepsi de (kendi azimleri olsa da) yaşadığı ülke ve yöre yöneticilerinin hazırladıkları altyapılar sonucu ortaya çıkmıştır…

Şimdi bu toplumsal içerik taşıyan önemli sohbetimizi özetleyerek sonlandıracak olursak…
Ve bana göre; hiçbir kimse kendi dünyasında engelli değildir…
Yani bedensel işlevselliğe göre ‘engelli-engelsiz’ ayrımına ben temelden karşıyım..

Yani demem o ki;
İster bedensel olsun…
İster görsel…
İster işitsel…
İster zihinsel olsun…
Veya kim hangi halde düşünürse düşünsün;
Ben ‘işlev eksikliğini’ hiçbir zaman ‘Engelli’ tanımını uygun bulmadığım gibi yakıştıramıyorum da…

Yok; eğer böyle düşünecek olursak…
Aramızda düşünce özürlü olarak dolaşan o kadar çok özürlüler var ki; sürüsüne bereket!
Külüstür popolarıyla ceylan derisi koltukları dolduran bir sürü zihinsel ve düşün yoksunu insanlar var….
Peki bunları hangi terazide tartıp, hangi kategoriye yerleştirip değerlendireceğiz?
İnsan nefes alıp veriyorsa…
Suyunu içip, yemeğini yiyebiliyorsa…
Yediklerini önce bedeninde ve sonra tuvalette tüketiyorsa!
Herkes gibi akşam yatağına yatıp, sabah uyanıyorsa..
Az-buçukta düşünebiliyorsa; o kişi engelli değildir…
Tam tersine üstünde toplumun kültürel değerlendirme baskısı vardır…
Yani ‘engelli’ tabirini kullananlar, engelli dediği kişinin önünde bir engeldir!…

Bu duygularla;
Bulancak Farklılık Platformunun, toplum adına yaptığı bütün çalışmaları yürekten destekliyor…
Ve ‘Engelsiz Yaşam Merkezi’ düşüncelerinde de onları yalnız bırakmamak için tüm dostlarımı, tanıdıklarımı ve kısaca bütün kamuoyunu desteklemeye davet ediyorum…

Hoş kalalım,
Hoşça kalalım,
Sağlıkla kalalım,
En önemlisi de;
Hep birlikte, el-ele, kol-kola, güle-oynaya yol alalım…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?