NE ABD,NE RUSYA,NE ÇİN

NE ABD,NE RUSYA,NE ÇİN

Bu sloganın manasını Başbuğ Alpaslan Türkeş ölünceye kadar her ülkücü ve milliyetçi bilir, inanırdı. Global dünyanın lider ülkelerinden birine yaslanmanın,o ülkenin uydusu olunacağına,yeryüzünde yaşayan bütün Türklerin kuracağı “Turan Birliğinde” hem fikirdilker.

Türkiye 17 Ekim 1951 de NATO ya adım attı.NATO un patronu ABD in emrine girdiği günden bu güne ABD in kulu kölesi olmuştur.NATO ya bizi sokan sebep kuzey komşumuz Rusya’nın saldırgan tutumudur.

Atatürk zamanında bir blokun lider ülkesi değildik.Bitmiş bir imparatorluğun küllerinden alevlenen kıvılcımların gücü ile Anadolu’da bağımsız bir devlet kurduk.Zamanın belirsizliğine uyarak,şimdilik kaydı ile: “Yurtta sulh,cihanda sulh deyip” bulunduğumuz konumda kalmayı yeğledik.

Emperyal ABD,1960 Menderes’e,1971,1980 Demirel’e,28 şubat 1997 de Erbakan hükumetlerine karşı askeri darbeler yapmıştır.Birinde Sayın Menderes devrin başbakanı olarak idam edildi.İki kez iktidardan düşürülen Demirel başından geçen badirelere rağmen Cumhurbaşkanlığına kadar yükseldi,Sayın Erbakan siyasi yasaklı olarak evinde öldü..

İç siyasetimize bu kadar engeller koyan ABD, devletimizin tüm kurum ve kuruluşlarına sızmış,iliklerimize kadar nüfuz etmiştir.NATO vasıtası ile emrine girmeyen komutan kalmamıştır.ABD yüzünden tam 13 yıl ,

Kıbrıs’ta zulüm ve katliam gören soydaşlarımıza yardım yapma imkanımız olamamıştır.Gene ABD yüzünden bugün güneyimizde oluşturulan bölücü Kürt unsurlara dahi müdahale etme olanaklarımız yoktur.

Blok değiştirip Rusya tarafına geçmek istesek,Rusya’nın bize karşı tarihten gelen bir husumeti vardır.Üzerimizden sıcak denizlere inmek istemektedir.Bu ideallerinin vaktinin gelmesini kollamaktadır.NATO ve ABD ye bulaştığımızdan ihtiyatla hareket etmektedir.

Bu arada Çin blokundanız demeye kalksak;bu gün yeryüzünde Türk’e en büyük katliamı Doğu Türkistan’da Çin yönetimi yapmaktadır.

Süper güçlerin paylaştığı dünyamızda uyduluğu kabul etmeyen ülkelerin bağımsız ve tek başına yaşama şansı yok gibi.Şu an Irak,Suriye,Libya,Yemen’in başına gelenler bizim başımıza örülmeye çalışılıyor.İktidarı ve muhalefeti ile herkes her şeyin farkında .Maalesef çıkış yolu bulunamıyor.Siyasilerin çırpınışlarını,dönüşlerini ve neticesiz ataklarını izlemekle kalıyoruz.Ekonomimiz,sanayimiz,güvenliğimiz AB, ABD ve Rusya’nın kontrolünde.Bize biçilen don ve gömlekle yetinmemiz isteniyor.

An be an en sıkışık dönemlerimizi yaşıyoruz.ABD bölücü PKK nın yanına PYD ve YPG yi kurdu.Onlara dev bir orduyla savaşacak kadar silah ve mühimmat verdi.Halen de vermeye devam ediyor.Hain ve bölücü güçlerin elinde biriken silah ve mühimmatın ülkemize karşı kullanılmasına ramak kaldı.Bunlar yetmezmiş olsa gerek;Önümüzde neticesi sistem için problem oluşturacak bir Rıza Zarraf olayı da var.

Rusya bölücü PYD ve YPG örgütlerini açıktan himaye ediyor.Uluslararası alanlarda destekliyor.Çeşitli toplantılarda karşımıza dikiyor.

Ne yana döneceğimizi şaşırdık.Devlet olarak tutunacak dalımız kalmadı.Küçüklerin her biri bir emperyal güclere bağlılar. Küresel bazda beş para etmezler.

Bu arada ABD,Rusya ve Çin hükümranlığını reddeden,Turan birliğini kurmak için ant içen ülkücü ve milliyetçilerimiz ne yapıyor.Bir kısmı MHP de,bir kısmı AKP de diğerleri de sonu belli olmayan yollarda yaşamaya çalışıyor.

Başbuğ’un deyimiyle ne ABD,ne Rusya ,ne Çin;her şey Türk için,Turan için.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?