Giresun Valisi Hasan Karahan’ın Giresun Eksper Gazetesinin son sayısında bir haber gözüme ilişti.Sayın Vali aynen şöyle demiş.”Terör örgütü mensuplarının mayınlı tuzak kurduklarını bildiklerini,ancak arazi ve iklim şartlarının bozukluğunun,bu tür tuzaklamaların tespitini neredeyse imkansız hale getirdiğini ifade etti.”
Giresun Valisi doğu illerimizde görev yapan meslektaşları gibi konuşmuş.Onlar da aynen şöyle demişlerdi.”Teröristlerle karşılaşınca arkamızı dönüyor,onlara ilişemiyorduk”
Daha açıkçası Giresun il geneline giren ve çıkan PKK lıları görüyorduk.Onların kırsal kesimde yollara ve arazilere mayınlar döşediklerine şahit oluyorduk. Ama bir şey yapamıyorduk.Yukarıdan aldığımız talimat bu meyanda idi.Teröriste rastlarsan yolunu değiştir.Üzerine gitme gibi bir şey…
Böylece halkın odun ve ihtiyaç gidermek için gideceği orman yolları,koyun ve inek otlayacağı meralar,ekin ekeceği tarlalar,yazın yaylaya çıkacağı obalar ve bilumum yayla yollarına mayınlı ve bombalı tuzaklara müsaade etmek mecburiyetinde kalındı.
Bu tuzak ve mayınların nerelere,hangi yollara gömüldüğünü bilmediğimizden elimiz ve kolumuz bağlı bekliyoruz.Yerlerini ne yazık ki ancak patlamalar gerçekleştiği andan sonra öğreneceğiz.Tıpkı Doğankent baraj çevresinde patlayan ve bir korucunun ayağının kesilmesine vesile olan mayında olduğu gibi.
Sayın Valinin demecinin tamamını okursanız bu bombalı tuzaklar ve mayınlar en fazla yaylalara,bitki alanı yoğun arazilere gömülmüşler.İlimizde her yaylacı sadece açık ve çıplak arazilerde obalar kurmamıştır.Bazı yaylalarda bulunan yerleşim alanları ormanların içlerine kadar yayılmıştır.Eğer PKK kırsalda mayın döşedi ise obalara giden her yol tehlikeli demektir.
Bu resmi organların görüşü ve son günlerdeki çıkmazları.
Halbuki Mayıs ayının son haftasından başlayıp; Kasım ayının başına kadar yaylalara çıkmak zorunda kalan yöre halkına göre sizin endişeleriniz ” zurnanın son deliği oluyor.” Devletin yaptığı uyarıları duymayan,kulak tıkayan halkımızın çoğu yaylasına çıktı,pancar ve pezük,soğan,pırasa,fidesini,patateslerini dikti,bezelyesini ekti.Sırganını topladı.Etini ekmeğini yedi.Bir de Mayıs suyunda yıkandı.
İnat bu ya yaylaya çıkmaya niyeti olmayanlar bile bu sene yaylalara çıkacaklar.Ormanında,çayırında yalın ayak gezecekler.Sizler bu asırlık yaylacıların evlerini yıkmak,yuvalarını dağıtmak,böylelikler onları yaylalardan çıkarmak için çok uğraştınız.Tuttu mu ? Hayır.
Bu halk yaylasında ve çeniğinde kancıkları barındırmaz.Onlardan da bir gram korkmaz.Ne çare ki şu “ana ile kadı hikayesi” var ya…Yani teröriste,anarşiste,bölücüye göz yumma,görmemezlikten gelme,himaye etme,arka çıkma,sırtını sıvazlama,besleme,barındırma,takip etmeme gibi politikalarınıza dayanılmıyor.
Son söz.
Sizler yöremizde özgürce, kendi vatanında imiş gibi yantiri yantiri gezen hainleri bulamamış olsanız bile; ben bu yıl nasip olursa Giresun’un meşhur Bektaş, Kümbet, Karaovacık, Kazıkbeli, Tamdere, Kulakkaya, Buları, Sisdağı gibi tüm mayınlı yaylalarına gideceğim.