”Işığı yaymanın iki yolu vardır, ya kandil olacaksın ya da onu yansıtan ayna.” (Edith Whorton)
Giresun, doğalgaz ile 2012’nin yarısında tanıştı.
O günden bugüne geçen 3,5 yılda ne vatandaş memnun, ne de dağıtım firması!
Bir tarafta “bizim mahalleye, bizim cadde ve sokağa niçin hizmet verilmiyor” diye sızlananlar, diğer yanda kapısına doğalgaz bağlantısı yapıldığı halde gaz kullanmayı düşünmeyenler!
2015 sonu itibariyle 29 mahallenin ancak 10’una hizmet verilebilmiş… Fakat gaz bağlantısı yapılan 23.000 dairenin ise ancak 9.000’i abone kaydı yaptırmış! Nedense 14.000 daire gaz kullanma ihtiyacı hissetmemiş. Bu işte bir terslik olduğu aşikâr… Lakin kesin olarak “şu” demek mümkün değil!
Bu tablo karşısında, yaptığı yatırımın yarısını dahi alamayan ticari bir firma muhtemelen yeni yatırımlarda nazlı davranacaktır.
***
Giresun’da doğalgaz dağıtımını Aksa Doğalgaz firması üstlenmiş.
“Aksa” denilince Giresun’da ilk akla gelen; Aksa Elektrik dağıtımının aksak hizmetleri oluyor.
Her ne kadar Aksa, aynı Aksa olsa da, Aksa Elektrik ile Aksa Doğalgaz, elma ile armut’un farklılığı gibi farklı. Haliyle hizmetleri de farklı.
Giresunluların Aksa Doğalgaz’ın hizmetlerindeki tatminsizliği ve rahatsızlığı, biraz da Ordu’da verilen hizmetlerin Giresun’a göre biraz daha VİP(!) seviyesinde olmasından kaynaklanıyor.
Malum Ordu ve Giresun’a doğalgaz dağıtım hizmetini veren firma; aynı firma…
Şirket unvanı “ AKSA ORDU GİRESUN DOĞAL GAZ DAĞITIM A.Ş.” olmasına rağmen firmanın gaz dağıtım hizmeti vereceği yerler arasına Ordu Merkez (Altınordu) dışında Çarşamba, Terme, Ünye ve Fatsa ilçeleri dâhil edilirken Giresun’da Merkezin dışında başka ilçelere yer verilmemiş… Sadece bu yaklaşım bile daha başta firmaya önyargı ile bakılmasına vesile oluyor!
İlk bakışta muhtemelen, 2007 yılında dağıtım lisansı verilirken o tarihte Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in “Ordulu olmasının bu farklılıkta büyük katkısı olmuştur” denebilir.
Peki, o zaman sormazlar mı; “acaba Giresunlu siyasetçiler o tarihlerde ne ile meşguldüler? Onların bu ihaleden haberleri yok muydu yoksa?”
Diğer yanda, 2015 sonu itibariyle Giresun’da mahalle bazında hizmet oranı (toplam 29 mahalle sayısına göre) %35, şehrin genelinde toplam 48.000 daire sayısına göre ise %48 civarında bulunurken, Ordu’da ise yatırım oranın % 85 seviyesinde olduğu ifade ediliyor.
Bu da, firmanın sanki Ordu’ya öz, Giresun’a üvey evlat muamelesi yaptığı kanaatine vesile oluyor.
Bu hususu, öncelikle siyasetçilerin sorgulaması gerektiğini düşünüyoruz.
***
Doğalgazdaki şikâyetlerin sebepleri…
Giresun’da doğalgaz dağıtımının arzu edilen seviyede olmamasının sebepleri arasında dağıtım firmasının payı büyük olsa da tek başına dağıtım firmasına bağlamak, haksızlık olur.
Hatta Giresun il Müdürlüğünün samimi gayretlerini firmanın genel politikasından ayrı tutmak gerekir.
Hususan il müdürü Hakkı Kahya ile Kontrol şefi İsmail İribaş’ın yöneticilik ve çözüm üretmedeki kabiliyetini görmemek ve takdir etmemek, haksızlığın ötesinde insafsızlık olur.
Özellikle gaz açma safhasında mesai mefhumu gözetmeksizin (gece ve Pazar günleri dâhil) gösterdikleri hizmet hassasiyeti; başlı başına bir takdir vesilesi.
Yatırım oranının yüksek olmama sebepleri arasında dağıtım firmasının hizmet politikasının payı kadar siyasetçilerin (iktidarıyla-muhalefetiyle) denetimsizliğini ve idari makamların ihmalkârlıklarını da görmek gerekir.
Abone sayısındaki düşüklüğün sebepleri arasında ise tesisat tutarının yüksek meblağa ulaşması, site ve apartmanlarda müşterek karar alınma zorunluluğu gibi faktörler sıralanabilir.
Siyasî ve idarî ihmalkârlık!..
Anayasamızın 56. Maddesi “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” hükmüne amir…
2872 sayılı Çevre Kanunun “Kirletme Yasağı” başlıklı 8. Maddesinde “Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler.” hükmü yer alıyor…
Yüksek Çevre Kurulu ve Mahalli Çevre Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğinin 19 ncu maddesiyle; “Çevrenin korunması ve iyileştirilmesi, kirliliğin önlenmesi amacıyla, Bakanlıkların mevzuatlarında belirlenen esaslar çerçevesinde gerekli kararlar almak…” hükmü getirilmiş.
Gerek “Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Genelgesi”, gerekse sair ilgili mevzuat hükümleri dâhilinde Mahalli Çevre Kurulunun; çevrenin korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi, çevre kirlenmesinin önlenmesi, çevre ve insan sağlığının korunması, hava kalitesinin artırılması gayesiyle; doğalgaz kullanımının teşvik edilmesi ve kömür, linyit ve fuel-oil’in kullanımının da yasaklanmasına dair bir karar alma zorunluluğu ve sorumluluğu bulunmaktadır.
Şayet bugüne kadar bu kurul tarafından böyle bir karar alınmış olsaydı, muhtemelen hem firma daha fazla yatırım yapmış, hem de kapısına kadar gaz gelmiş binalarda kullananların (abonelerin) sayısında ciddi bir artış olurdu.
***
Karayolları takoz mu koyuyor?..
Üniversite ve Devlet Hastanesinin bulunduğu Teyyaredüzü Mahallesi ve Güre mevkiine gaz verilmeme gerekçesi olarak; Karayollarının sahil yolu güzergâhından doğalgaz boru geçişine müsaade etmediği iddia ediliyor…
Bu iddiayı kabullenmek mümkün değil… Velev ki ortada gerek mevzuattan gerek bürokrasiden kaynaklanan bir sıkıntısı var ise, bunu halledecek olan iktidardaki siyasetçiler değil midir?
Her ne kadar, karayollarının sözde mevzuat gerekçesiyle engellemesinin arkasında hastane ve üniversite ile alakalı duygusal(!) bazı sebeplerin etkili olduğu iddia edilmiş olsa da, bu iddiayı da zayıf bir ihtimal görüyoruz.
Ancak bu mes’ele kısa sürede halledilmez ise bunun faturasının Ak Parti’den ziyade bazı Ak Partili siyasetçilere kesileceği de göz ardı edilmemelidir.
Hâsıl-ı kelâm:
1-Abonelere ödeme kolaylığı sağlanmalı… (Firmanın abone kayıt bedelinde uyguladığı kredi kartına taksit imkânı dahi yeterli derecede bilinmiyor.)
2-Dağıtım firması, abone olma ihtimali yüksek çevrelere öncelikle hizmet götürme hususunda formül geliştirmeli.
3-Yoğuşmalı kombi kullanacak olanlar için çoğu tesisatçı firmaların “cam balkon” yaptırma şartının gereksizliği hususunda vatandaşlar bilgilendirilmeli.
4-Karayolları engelinin kaldırılması için siyasetçiler devreye girmeli. (Mevzuat yetersiz ise gereken hukuki düzenleme yapılmalı, bürokratik engel var ise yetkililer hakkında gerekli muamele yapılmalı!)
5-Valilik ve Belediye Başkanlığı, acilen olması gereken Mahalli Çevre Kurulu kararını almalı ve uygulama denetimini sıklaştırmalı.
“İyi insan, güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyendir.” (Konfüçyüs)
Vesselam…