8 KASIM TARİHİ BENİM İÇİN ÖZEL ÖZEL OLDUĞU KADAR DA GÜZEL

8 KASIM TARİHİ BENİM İÇİN ÖZEL ÖZEL OLDUĞU KADAR DA GÜZEL

Sevgili dostlarım,
Değerli canlarım,

Üst başlıktan da anlayacağınız üzere bugünkü sayfa sohbetimiz birazcık kişisel ve özel içerikli olacak…

Yani daha açık bir ifadeyle söyleyecek olursam;
Bundan yıllar öncesi 1970-71 eğitim döneminde benimle birlikte mezun olan arkadaşlarım -bütçe gerekçe gösterilerek- 43 gün gecikmeli bir şekilde ‘kura çektikten’ sonra tayin olduğumuz köy ve kasaba okullarına koşa koşa gidişimizi anlatmak istiyorum da onun için ‘kişisel ve özel’ ifadesini kullanıyorum…

Yani demem o ki;
Bugünkü ‘sayfa sohbetime’ isteyen katılır, istemeyen katılmayabilir. (dedikten sonra)

Ancak burada -kendimle ilgili- bir parantez açarak bir açıklama yapmak istiyorum o da şu; (eğer eğitim sürecimde ara-sıra mola vermelerim ve duraklamalarım olmasa bende yaşıtlarımla 1967 döneminde mezun olacaktım ama; eğitim sürecim duraklamalı geçtiği için -yaş olarak- kendimden küçük arkadaşlarımla 1971 döneminde mezun oldum.)

Bu durum açıklamasını sizlerle paylaştıktan sonra şimdi asıl anlatmak istediğim konuya geçebilirim diye düşünüyorum..

Giresun Öğretmen Okulundan ben ve dönem arkadaşlarım ister doğrudan sınıf geçsin,isterse (benim gibi) güz döneminde mezun olsun; o yıl hepimiz birlikte ‘kura çektik’ (şimdiki Belediye Şehir Tiyatrosunun olduğu salonda) ve yine hep birlikte gittik 8 kasım tarihi tayin olduğumuz okullara…

Anımsayabildiğim kadarıyla günlerden Perşembeydi…
Ben çektiğim kura’da Dereli ilçesi Meşeliyatak köyünü çekmiştim.
Sevinmedim dersem yalan olur; sevindim…
Hatta Perşembe ile Pazartesi arasında olan üç günü heyecan ve sevinçten uykusuz geçirdim…

Benimle birlikte Hüseyin Temiz arkadaşta kura’da Meşeyiyatak Köyü okulunu çekmişti…
Pazartesi günü ikimiz birlikte Çalca köyünden yukarı yürüyerek ve sohbet ede ede köye gidiyoruz…

Aylardan 8 Kasım…
Ramazan ayının içerisindeyiz..
Hüseyin oruç tutuyor ve ben niyetli değilim…
Güz dönemi olduğu için yol kenarında olgunlaşmış töngeller (beş bıyık veya muşmula da deniyor) ben toplayıp yiyorum…

Bir bayırın yamacına kurulmuş okula çıktık…
Okulun müdürü Artvinli İbrahim Çavuş isminde bir arkadaş…
Birde ikinci öğretmen Şenel Uzuner var…

Her neyse..
Kendimizi tanıtıyoruz…
Ve resmen göreve başlıyoruz…

Yapılan iş bölümünde ben 2. sınıfı alıyorum..
Hüseyin Temiz arkadaşım 1. sınıfı alıyor…
Ve konaklama olarak da okulun ‘Beslenme Odası’ denilen yerde üç bekar arkadaş birlikte yatıp kalkıyoruz…

Eeeee!
Şimdi belki birçok sayfa okurum ve arkadaşımda diyecektir ki;
“Yahu bize ne senin özel hikayenden”
“Durup dururken bizi yaptığın gevezelikle niye rahatsız ediyorsun” diye düşünenleriniz varsa eğer; ben yinede özür dilerim…

Amacım sizleri rahatsız etmek değil…
‘8 Kazım’ tarihi ben ve devre arkadaşlarım için önemli bir tarih olduğu için -ölmeden-tarihe bir not’ta ben düşeyim istedim!
Hepsi bu…

Ama yinede özür dileyip ve hoş görülerinize sığınarak;
Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Sağlıkla kalın,
Ve ‘8 Kasım’la’ ilgili bir tarihi not daha;
“8 Kasım 1928 yılında Mustafa kemal’in Millet Mektepleri Baş Öğretmen ilan edildiğini ve Mustafa Kemal Atatürk’ün de bu teklifi kabul ettiğini sakın unutmayın…

NOT: Görselde paylaştığım fotoğraf öğretmenlik yaptığım okul Meşeliyatak köyü okulu bahçesinde göreve başladığım yıl…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?