Peygamberler, büyük devlet adamları, ilim ve sanat sahasında isim yapmış ve iz bırakmış büyük şahsiyetler için doğun ve vefat tarihlerinin yıldönümlerinde merasimler düzenlemesi; bu şahsiyetlerin tanınması ve hizmetlerinin hatırlanması açısından güzel bir âdet!

Mesela Peygamber (s.a.v) Efendimizin doğun ve vefatı münasebetiyle yapılan anma günlerinde çift başlılık olmaz, bütün Müslümanlar müşterek anıları paylaşırlar.

Keza milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un anma günlerinde de aynı birliktelik hâkimdir.

Lakin Hz. İsa’nın doğum günü olan yılbaşı kutlamalarında Müslümanların Hz. İsa’yı anlamaları ve anlatmalarıyla Hristiyan ve Yahudi toplumlarının anlamaları ve anlatmaları bir birine zıt denilecek derecede farklıysa…

Nedense ülkemizde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal’in vefatının yıldönümü 10 Kasım anma gününde de farklı kesimlerin farklı anlam ve anlatımlarına şahit oluyoruz.

Adeta mesnevide zikredilen, karanlık yerde toplanan halkın fili tarif etmeleri gibi bir şey!.. Hani kim filin neresinden tutuyorsa fili ona benzetiyor ya!

Türkiye’de de Gazi Mustafa Kemal’i kim nasıl tanıyor ve anlıyorsa başkalarının da onu öyle tanımasını ve anlamasını istiyor.

Nasıl ki körlerin fil hikâyesinde görüldüğü gibi, karanlık odada bir mum yakılmış olsaydı, kimse fili farklı tanımlamayacak, herkes bir tanımda ittifak edecekti.

Gazi Mustafa Kemal’i her kesimin müşterek tarifle anlaması ve tanıması için de, onun dönemine belki bir mum tutmak kafi gelmeyecektir, ama güzel bir projektöre ihtiyaç vardır!

***

“10 Kasımları kuru kuruya ölüm yıldönümü olarak anmayı değil, yeniden doğuş olarak kutlamayı daha önemli görüyorum. Bunu yasa dönüştürdüğümüz zaman, yas kazandırmaz, bunları milat olarak görmek, yeniden doğuş olarak görmek bizi çok daha farklı geleceğe taşıyacaktır…

Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille inmiş değildir. Gazi Mustafa Kemal de nevzuhur bir devlet adamı değildir. Anadolu Selçuklunun bıraktığı yerden bayrağı nasıl Osmanlı devraldıysa, Osmanlının bıraktığı yerden Cumhuriyet almıştır. Tarihimize bütünüyle sahip çıkacağız…

Gazi’nin mesajlarını hala anlayamayanların olduğunu üzüntüyle karşılıyorum. Bunların başında kurucusu olduğu partinin mirasyedileri var. Fatih gibi Gazi de milletine sonsuz güven ve inanç bahsediyordu. Kendi küçük siyasi çıkarları uğruna yeni Türkiye’yi karalamanın peşinde olanlar onun adını ağızlarına almayı hak etmiyor.” (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan)

Bütün Şehit ve Gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyoruz.

Vesselam…