Son günlerde yazılı, görsel medya ve sosyal paylaşım sitelerinde fındık üzerine neredeyse her gün yazılar çıkmakta.
Fındık ederleri beklentilerin epey altına düşünce feryat ve yakınmalar had safhada.
10 TL sınırında olan fiyatlara tepkiler sürmekte.
Üretici eylem yapacakmış!!
Yıllardır umutla başlanan fındık piyasası, hep hüsranla sonuçlandı.
Sıkıntıyı üreticiler çekti ama hiç ders alınmadı.
‘Fındığınızı satmayın, ocak ayından sonra 20 TL olacak’ diye gerçeklerden tamamen uzak, öngörüden yoksun söylemlerle üreticileri beklentiye sokanlar şimdi ne düşünmekte merak edilmekte.
Üretici üzerinde hep oyun oynandı.
“Cambaza bak” deyip elinde olanları “kaşla göz arasında” alan aracılara her yıl kandı.
Bazıları hükümetten yardım isterken, ziraat odaları gibi kuruluşlar da farklı eylemlerle seslerini duyurmak için çabalamakta.
Vatandaşa olan borcunu ödemekten aciz, üreticinin hiçbir derdine çare olamamış, beklentileri karşılamaktan tamamen uzak Fiskobirlik ise iyice sinmiş ve sus pus.
Fındık işletmecileri, ihracatçılar ve serbest piyasada fiyat belirleyenlerin de sesleri çıkmamakta.
Özellikle Karadeniz bölgesine hayat veren ürün olarak bilinen fındığın değeri yıllardır sorun olarak üreticinin karşısına çıkmakta.
Sorunlar çözüme ulaştırılmadı, umutsuzluk önde oldu.
Üreticiler yıllardır feryat etti, her hasat döneminde bir sonraki yıl düzelir umuduyla beklenti içersine girdi.
Ülkemiz, dünya fındık üretiminin yüzde 70-75’ini karşılamakta.
Tarım ürünleri içersinde en önemli dış satım fındıkta olmakta.
Bir yandan yaklaşık 500 bin çiftçi ailesine ekonomik girdi sağlarken, diğer yandan alım-satım, sanayi ve dışsatımı ile ülkemizin en önemli ekonomik değerini oluşturmakta.
Son yıllarda 100’e yakın ülkeye dışsatım gerçekleştirilmiş. En büyük üretici ve dış satımda çok önemli payımızın olmasına karşın, eksiğimizin dış piyasada yeterince belirleyici rol ve görev üstlenememiş olmamız olarak görülmekte.
İlginç olanı ise, fındık üreticisi olmayan bazı AB ülkelerinin (Almanya, Fransa, Hollanda…gibi), dışalım yaptıkları fındığı farklı şekillerde işleyerek yüksek fiyatlardan başka ülkelere satmalarıdır.
Fındık üretimi ve dışsatımını neredeyse tek başına gerçekleştirerek lider konumunda bulunan ülkemiz, fiyatlarının belirlemesinde etkin rol alamamakta.
Yetki piyasanın eline bırakıldığında, hiçbir zaman gerçek değerini bulamaz.
Özellikle, AB kıstasları, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü kuşatması altında bulunan Türk tarımı, bunların istekleri doğrultusunda yeniden yapılanırken, küresel piyasada ülkemiz tarımına biçilen rol fındık ürününü de olumsuz yönde etkilemekte.
Üretim-tüketim dengesizliği, iç tüketim ve dışsatım talebini aşan yıllık ürünlerin gerçekleştiği yıllardaki fındık stokları fiyat dengesinin korunmasına engel olmakta.
Fındığın doğal üretim alanı Doğu Karadeniz bölümüdür.
Toprak yapısı itibariyle alternatif ürün ekimine uygun olmayan bu bölüm aşılarak, en verimli taban arazileri ve ovalar dahi fındık bahçesine dönüştürüldü.
İç ve dış piyasada fındık alım ve satımında belirleyici rol üstlenen, tek işi fındık olan, üreticinin kuruluşu Fiskobirlik neredeyse devreden çıkmış.
Mevcut yapılanması ile fındık üreticisini desteklemesi ve piyasa düzenleyici işlevini görmesi mümkün değil.
Yıllardır iyi yönetilmeyen, hızla değişen dünya gerçeğinden habersiz, devamlı olarak iktidarlardan yana tavır alıp üreticiye hiçbir katkı sağlamayan, sorunlara çözüm bulamayan Fiskobirlik’in bu duruma gelmesinde, yönetim ve bunları seçen delegelerin payı büyüktür. Sorumluluk tamamen onlara aittir.
Bu kuruluş, özel sektör gibi hareket edip, piyasada istek ve sunum dengesinin kurulmasında etkin rol alarak fiyatın oluşmasında etkili olmalıydı.
Mevcut yapılanma ve anlayış ile mümkün mü?
Asla başaralı olamaz ve herkes gibi onlar da yakınırlar.
Fındıkta izlenmesi gereken politika üretmeleri, üretici yararı ve emekten yana ortam hazırlamaları olası değildir.
Üreticilere gelince, hak etmedikleri doğrudan gelir desteğini alıp, amacına uygun harcama yapmazlarken sesleri çıkmamakta. Gayet memnunlar.
Öncelikle kendinize,
Sizleri hep aldatan, kandıran tüccar ve siyasetçilere,
Ardından Fiskobirlik, ziraat odaları ve ilgililerden hesap sorun.
Sıra İtalyan şirketine gelsin.
Öyle görünüyor ki,
Böyle devam ederse, şimdilik tepki gösterilen İtalyan Şirketinin sahibi Ferrero’yu omuzlara alıp “Fındık üreticileri seninle gurur duyuyor, iyi ki varsınız..” tezahüratları yakında başlayacaktır.
Bilgisi, bilinci olmayan, tamamen siyasetin içersinde yer alan üretici ve temsilcileri ile başarılı olunamayacağını ne zaman öğreneceğiz?