TİTANİC OTEL VE AYGÜN KARDEŞLERE SAHİP ÇIKMAYANLARIN DERDİ NE?

TİTANİC OTEL VE AYGÜN KARDEŞLERE SAHİP ÇIKMAYANLARIN DERDİ NE?

Allah’ın her türlü nimetini bolca verdiği Giresun, Doğa Harikası olma özelliğinden öte bir sanayileşme gösteremeyen, bir tatil beldesi özelliğine kavuşturulamayan, güçlü bir eğitim şehri kimliğine tam olarak henüz oturtulamamış,eksiğimizin ne olduğu yönündeki sorulara da cevap verilemeyen, Bir Garip Kuva-i Milliye Ruhunu taşıyan şehir.

Denizi – sahilleri , dağları-yaylaları ve  gölleri- dereleri ile Rabbin vergisinden başka güzelliklerden başka insanlar tarafından büyük yatırımlardan kaçınılmış, cömertçe  sunumlar yapılmamış iken, o güzelliklerin ekonomik kalkınmaya dönüştürülmesinde de gereken coşku verici hareket ivmesini henüz yakalayamamış olan Bir Giresun var karşımızda.

Eğer bir yarışta isek; çoktan yanımızdan komşu iller  hızla geçip gittiler.

Bir seçimin ardından başka bir seçim galeyanı ve sonrasındaki beklentiler!

Şimdi Giresunlu’lar yatırım bekliyorlar. Bu arada AYGÜN’leri tebrik ediyorum ve konu dışında görüyorum. TİTANİC OTEL ile Giresun ‘a bir yatırımda bulunuyor. Kutluyor , tebrik ediyorum.Daha başka otel-motel, restaurant ve konaklama yerleri beklerken, aslında kaliteli Hizmet sunumunun bu binalardan daha da önemli olduğunu vurguluyor, buralarda çalışacak personellerin tam donanımlı olmasını temenni ediyorum. Neden mi?

Bizim Giresun’un da markalaşma yönünde hak ettiği ürünleri var kaliteli ürünler. Gel gör ki, hizmette, sunumda ve yaklaşımda kaybediyor Giresun İnsanı. Esnaf olabilmek, güler yüz, tatlı dil,alternatif yaklaşımlar gerektirir. Biz bu konuda biraz eksiğiz gibi görünüyor.

Espiye Pidesi, Piraziz Köftesi, Giresun Simidi, Fındık Ürünlerimiz herşeyimiz bir numara. Fakat bizi eksik bırakan tek yön tanıtımımız ve  hizmeti sunumumuz…

Bir Akçaabat Köftesi tutturulmuş gidiyor. Piraziz Köftesi daha da marka olmalı aslında.

Bir Vakfıkebir Ekmeği marka olmuş.Hayır bizim Görele Çavuşlu Ekmeğimiz var, ondan daha lezzetli olan.

Geçenlerde İstanbul’da Dünyanın 5. büyük fuarında idim. Giresun İli’mizin tanıtım Standına çok sayıda ziyaretçi akın etti.  Giresun Valiliği, İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve DOKA olarak orada enteresan sohbetlere şahitlik ettik.

Ben de acizane ŞELALELER adlı ikinci kitabımın imzalı tanıtımı esnasında, Hatay İli’nden bir öğretmen Görele Çavuşlu’dan geçerken alıp yediği ekmeğin tadını unutamadığını ve o lezzeti hala başka ekmeklerde yakalayamadığını anlatınca ona, ‘size ve arkadaşınıza iki adet ekmek göndereceğim’ dedi. Bunun gibi o kadar çok beğeniler vardı ki, mesela Tirebolu 42 Çayı Sayın Yusuf ŞAHİN Bey’in de bizzat başında bekleyip sunduğu mis gibi aromasıyla TİREBOLU 42 GİRESUN çayı vardı sıcacık.

Yine Bulancak’tan Erol Turan TURAN FINDIK o kadar güzel tanıtım yaptılar ki; krokanlar, ezmeler, kavrulmuş fındıklar ile harika tatlar bıraktılar damaklarda…Yine FREŞA! Meyveli içeceklerin çeşitlerini sundular. Susayanlara en çok su dağıtan Stand idi belki de  Giresun Standı.

Saymakla bu örneklendirmeleri çoğaltabiliriz…

Peki eksik olan neydi?

TANITIM VE DESTEKLEMELERE SONSUZ HIZ VE BİRLİKTELİK SAĞLANMALI.TANITIM ÇITALARINI DAHA YÜKSEKLERE TAŞIMALIYIZ! KENDİMİZİ ZORLAMALIYIZ YARDIM ETMEK İÇİN.

Kimler yapmalı bunu ?  DESTEKLEYİCİLER, KREDİ VERİCİLER!

İşyerini büyütmeleri için ne gerekiyorsa, bütün üreticilerimize hiçbir zorlayıcı madde engeli getirilmeden bütün teşvikler açılmalıdır.

Yapılması gereken elimizdeki değerleri yitirmemek, birbirimizi köstekleme yerine desteklemelere yönelmektedir.

Tabi ki hiç bir şey bir anda mükemmel olmayabilir fakat destek ve teşvik ve de yeni öğretiler ile bu durum daha da mükemmele gidecektir.

İşte bugünkü şiirimiz

Sevgide Tarif

Kiminin sevdiği gurbete gider,

Kiminin sevdiği burnunda tüter.

Kiminin sevdiği zulümden beter,

Severken öldürür garip insanı.

 

Kimi sevdiğini askere yollar,

Kimi sevdiğine teskere bekler.

Kimi sevdiğini hayale ekler,

Severken bitirir ömür misali.

 

Kimi bir küçük serçe kuşu gibi,

Taze baharları müjdeleyici.

Konar dallara tüm neş’e ve sevgi,

Çiçek çiçektir, mutluluktan kalbi.

 

Sevginin yücesi gönülden olur,

Her bakılan yerde yarini görür.

Karlı dağ da, yeşil ova da o/dur,

Gözünün gördüğü, her yer sevdiği.

 

Hak yarattı sevgiyi verdi bize,

Yerleşti bir kere insanda öze.

Derinden bakınca o gözden göze,

Kaplayıverir gönlü aşk ateşi.

 

Sevginin günü olmaz, ömürlüktür,

Ne bir saatlik ne de bir günlüktür.

Sanalda sevgiler sahte, çürüktür,

Ferhat Şirin için dağları deldi.

 

Var mı Mecnun Leyla, çöllere düşen?

Bir Kerem var mı Aslı için yanan?

Şimdi sanki her gördüğüne kanan,

Olmazsa olmaz, ne oldum delisi.

 

Sevgi, kurttan kuşa, börtü böceğe,

Sevgi, bülbülün aşkı, gül çiçeğe.

Sevgi, bildim, yaratılan her şeye,

Bizi Yaratan’a en yüce sevgi.

 

Sevgide tarif çok, herkeste başka,

Çarpıyor insanı düşünce aşka.

Garip derki; hele, sen de bir düş te,

Görürsün nicedir sızısı, derdi.

 

Gönlünde Hak aşkı olan iyidir,

Her gördüğü onun halden halidir.

Kimi ‘Mecnun’ der, kimi ‘delidir’,

Aşktır derdi, ne mal mülk, ne de ser/di.

 

Kördüğüm

Bu yerler yabancı bana,

Geçerken uğradım ben.

Amacım, öğrenip,sevmek,

Eve, geri dönerken.

 

Uzaklarda bir şeyler var,

Hayal meyal gördüğüm.

Sevgi dersem bil, adına,

Nasıl? deme ‘kördüğüm’.

 

Elimde beyaz papatya,

Çocukluğum içindeyim.

Dünyanın her bir yerinde,

Belki de ta Çin’deyim.

 

Kızıl balonlar uçuyor,

Mavi göklere doğru.

Bir yolcuyum bu yolda,

Yürüdüğüm köprü bu.

 

Sesler var anlamadığım,

Yolunda gitmeyen işler.

Herkes bir yoldan gider,

Bende köprü gidişler.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?