ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKTI

ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKTI

İllüzyon dünyasının en eski numaralarından birisi olarak bilinmekte.

İllüzyonist izleyiciye boş bir şapka gösterir.

Evirir, çevirir, bir iki el hareketi ve sözden sonra daha önce boş olduğunu gösterdiği şapkadan canlı bir tavşan ya da güvercin çıkarır.

Çocukluğumuzda bu göz boyayıcı numaralara hep inandık, kandık, aldandık, aldatıldık.

AKP iktidarı dönemindeki eğitim de bu duruma benzetildi.

Kimsenin beklemediği anda ‘ben istemiyorum, TEOG kaldırılacak…’ denilmesinin üzerinden iki ay geçti.

Bu sürede, yüz binlerce öğrenci ve aileyi ilgilendiren yeni sınav sisteminin ne olacağı üzerinde tartışmalar devam etti.

Cumhurbaşkanının, ‘..iktidarımız döneminde eğitim ve kültür alanlarında başarısız olduk’ söylemine karşın, kendisini ‘eğitim devrimcisi’ olarak tanımlayan ilgili bakan, bir süre ortalarda görülmemeyi yeğledi.

Aradan 60 gün geçtikten sonra uygulanacak sistem açıklandı.

Adını, ‘Veli Tercihli Serbest Kayıt Sistemi’ koymuşlar.

Öğrencilerin yüzde 90’ı adreslerine yakın okullarla kayıt yaptıracakmış.

Kalan yüzde onluk kısım için bazı lise ve proje okullarını da içeren sınav yapılacakmış.

Sınav isteğe bağlı olacak, öğrenciye beş okul tercihi verilecekmiş.

Sonuç itibariyle tam bir fiyasko, hayal kırıklığı.

Daha önce belirttiğimiz gibi ‘dağ fare doğurdu’

Bu değişiklik ile, ‘şapkadan tavşan çıktı’

Sadece, ‘TEOG’u istemiyorum, değiştirilecek’ emri yerine getirilmiş.

Uygulama sonucunda ömrünün fazla sürmeyeceği kesin.

90’lı yılların uygulamasından kopya çekilmiş ve bir, iki ekleme yapılmış gibi.

AKP döneminde görev yapan altı bakan da, bir öncekinin uygulamalarını beğenmemiş, sistem ve program değişikliğine giderek, eğitimi ‘yaz-boz tahtası’ haline getirmişlerdi.

Her bakan değişikliği ile uygulanan sistem de terk edilmekte.

Kimseye sorma, danışılma ihtiyacı duyulmuyor bile.

Üstelik, ‘Ben yaptım oldu’ yaklaşımı ile.

Her değişikliği ‘eğitimde devrim’ olarak alkışlarla kamuoyuna sunan yandaş medyanın kalemşorları, yeni sistemi de cansiperane savunmaya başladılar.

Hedef yıllar öncesinden belirlenmişti.

İmam hatip okullarına giden öğrenci sayısını bir milyon iki yüz bine çıkarmak.

İlginç olanı, savunucularının hiç biri çocuk ve torunlarını bu okullara göndermemekte.

Eğitim alanında yeterli bilgisi olmayan ‘devrimci’ bakanın açıklamasından, okulların aralarında sınıflandırılmış olduğunu da öğrendik.

Eğitim bilimine yerleştirdikleri ‘nitelikli okul’ tanımlaması sonrası, gerçek ‘devrimci’ olduklarını da anlamış olduk.

Bakana göre, Türkiye’de 600 ‘nitelikli okul’ bulunmaktaymış.

Elbette imam hatipler hariç.

Bu okullarda bilim insanı yetiştirecekler.

‘Niteliksiz Okul’ öğrencilerinden ne beklenir ki?

Bir zamanlar siyasette ‘profili düşük başbakan’ tanımlaması yapılmıştı.

Buna benzer bir şey olsa gerek.

4+4+4 uygulaması ile başlayarak, eğitimi siyasi ideolojilerine uygun yönlendirmeye çalışanlar, ülkelerin gelişmesinde en önemli etmenin eğitim olduğunu anlayamazlar.

Liselere yerleştirme değişikliği yeterli olmayıp, yeni kaygı ve arayışlara neden olacaktır.

Yapılan açıklamalar inandırıcı değildir.

Sonuçta, ‘Dağ fare doğurmuş, şapkadan tavşan çıkmıştır.’

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?