SABRİ BİLGİN AĞABEYİM (GAMSIZ)

SABRİ BİLGİN AĞABEYİM (GAMSIZ)

Giresun amatör futbolunun ağabeyi, beyefendisi, dert ortağı, efsane Şafakspor’un annesi ve babası, kalp kırmayan, nezaketi yüzünde okunan ve güler yüzlü ağabeyimizi kaybettik.

Şafakspor onu ailesiydi, evladıydı. Belki hayatının ve gençliğinin en güzel anılarını Şafakspor’da yaşadı. Sadece Giresun’un değil Türk amatör futbolunun yaşamını ve kalkınmasını en iyi bilen bir futbol tutkunuydu. Yoktur onun gibisi. Şimdi Giresun amatörünün ve Türk futbolunun bir yıldız çıkaramayışının ve Türk futbolunun geriye gitmesini en doğru cevabını verecek bir ağabeydi. Hiçbir makamda gözü yoktu. Sadece ve sadece Şafakspor’un daha nasıl ayakta kalabileceğini ve yaşatmasının hesabını yaptı.

Biz insanlar faniyiz. Kimimiz dünya malına taparız, kimimiz paraya, kimimiz mala mülke, kimimiz makam mertebeye taparız. Ömrümüzün bitmeyeceğini sanırız. Ama Sabri Ağabeyim bunları elinin tersiyle itmiş; amatör ve Şakafspor’a gönül vermiş mahallesinin ve semtinin takımını sahiplenmişti. En güzeli de tüm gençliğe verdiği değerde hep gençlerin spora yönelmesini isterdi ve topluma yararlı bir insan olarak yetişmemizi isterdi. Hep bize böyle sahip çıkardı.

Be canım ağabeyim… Sen de bir kalp kır, güzel insan. O’nun hayat felsefesinde böyle bir anlayış yoktu. Hep saygı ve sevgi içerinde yaşamamızı isterdi bizden. Bir gün geçmezdi, Giresun küçük yer olduğu için sık sık karşılaşırdık. Günün futbol muhabbetini ve arkadaşlar arasındaki mizah anılarını ona anlatmadan bırakmazdım. Ölmeden bir gün önce tam Bulancak Durağı’nda karşılaştık. “Sabri ağabey” dedim. “Yeni bir mizahın var” deyince bana döndü ve dedi ki; “Yine mi Mustafa Bozbağ.” “Her zamanki gibi” dedim. Bu sefer Mustafa Bozbağ’ı methedecektim. Güldü ve bana dedi ki; “Ya Fethicim, bu memlekette yabancı olduk artık.” Bizi bu sözle bırakıp bu fani dünyadan ayrıldı. İşte gerçek bir yaşanmış hayat öyküsü. Bir gün biz de bu acı gerçek, yani ölümü tadacağız elbette…

 

Biz ne insanlar gördük. Paranın, malın ve mülkün içinde yaşayıp solup gidenleri. Sanma ki Sabri abi sen cenazeni görmedin. Senin o merhametli ruhun, oradaki mahşeri kalabalığı gördü. O mahşeri kalabalık; senin yaşam tarzının, insanlarla samimiyetinin ve dostluğunun bir göstergesiydi.

 

Şimdi paranın, malın ve mülkün içinde ölüp de sessizce mezara bırakılan o zengin insanların bu kalabalığı bulamaması yaşayanlara ibretliktir. Tabi bunu anlamak isteyene… Bilmem anlatabildim mi, Sabri ağabeyim?

 

Sen sadece bizim ağabeyimiz değildin. Tüm Giresun amatör futbolun ve gençlerin ağabeyisiydin. Geride bıraktığın senin de ağabeylerin ve arkadaşların da cenazedeydi. Artık kalbimizde kaldın.

 

Hani derler ya gamsız insan ölmez, çok yaşar. Sen bu tezi de alıp mezara götürdün. Demek ki çok merhametliymişsin. Hep içine akıtmışsın derdini. Bunu unutma ağabey. Bizler yaşadıkça seni unutmayacağız.

 

Sen öyle bir insandın ki o Şafakspor’un çamurlu formasını maçtan sonra omuzuna alıp evinde kardeşlerinle yıkayacak kadar alçak gönüllü bir ağabeydin. Mekânın cennet olsun. Allah seni nur içinde yatırsın. Sabri BİLGİN (GAMSIZ) Ağabeyim…

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?