ORTAK ALKIŞLANACAK FUTBOLCULAR METİN VE CAN BARTU GİBİ OLMALILAR

ORTAK ALKIŞLANACAK FUTBOLCULAR METİN VE CAN BARTU GİBİ OLMALILAR

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Sizlerinde çok iyi bildiği gibi ünlü sporcularımızdan Can Bartu’da ebedi yolculuğuna çıktı…
Sonsuzluğa yelken açtı…

Değerli dostlar,
Tribünlerde en samimi arkadaşından uzak oturanlar!
Taraftarı olduğu takımı delicesine, çılgıncasına alkışlayanlar!
Hatta -maç yüzünden- birbiriyle acımasızca kavga çıkaranlar!

Neden söz konusu; Metin Oktay ve Can Bartu gibi sporcular, sahaya adımı atar-atmaz, hep birlikte ortak alkışlıyorduk?
Neden onlara hiçbir sataşma yapıp, çirkin küfürler savurup ve tezahürat yapmıyorduk?

Niçin yapılmıyordu?
Çünkü onların gündelik yaşam içerisindeki efendiliklerini;
Sahaya çıktıklarında birbirlerine gösterdikleri centilmenliklerini;
Yenseler de, yenilseler de birbirlerini yürekten tebrik ettiklerini; çok iyi bildiğimiz ve ezber ettiğimiz içindir ki, bu gibi sporcuları, çılgın taraftarlığımızı bir tarafa bırakarak ortak alkışlıyorduk…
Sizce de öyle değil mi?

İşte bugünkü sohbetimizde sizlere -dilimin döndüğünce- böyle örnek bir sporcudan, futbolcudan söz etmek istiyorum…

Hani geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrılan ve herkes tarafından sevilen ve -taraftarlığımızı bir tarafa bırakarak- çılgınca ve ortak duygularla alkışladığımız bir sporcudan söz edeceğim…

Adı soyadı: Can BARTU
1936 İstanbul doğumlu…
Spordaki uğraş alanı;
Önce Milli Basketbolcu…
Ve daha sonra ise Milli futbolcu…

Milli Basketbolcu iken 6 kez milli formayı giymiş…
Futbolda ise 28 kez milli formayı üstüne giyip terletmiş…

Fenerbahçe Kulübünün Basketbol takımından, futbol takımına geçiş biçimi ise çok ilginçtir…
Şöyle ki; Ferenbahçe futbol takımının Edirnespor ile maçı vardır.
Ancak ‘maçı vardır’ var olmasına da…
Her nasılsa o gün sahaya çıkacak 11’de de bir eksiklik vardır…
Ve salt formaliteyi yerine getirmek için -basketbol takımında- top oynayan Can Bartu’yu futbol takımına yerleştirip,ilk 11 de sahaya çıkarırlar…

Sözü uzatmayalım…
O gün Can Bartu, tam 4 gol atar…
Ancak bir tanesi geçerli sayılır…
Ve Fenerbahçe sahadan 1-0 galip ayrılır…

İşte o tarihi gün; Can Bartu’nun da sporda alan değiştirdiği gün olur…
Yani o günden sonra (Fikret Arıcan’ın da ricasıyla) o günden sonra Can BARTU futbolcu olur…

Ancak şunu da belirtmeden geçmeyelim…
Her ne kadar Can’ı futbolcu olması için ikna etseler de, annesi; “futbol serseri işi” diyerek, izin vermek istemez…
Hatta oğlunu bir futbol maçını izlemeye gittiğinde yapılan çirkin tezahüratları işitip-duyunca, bir daha hiç futbol maçlarına gitmez.

Ve, gün geçtikçe rakip kalecilerin korkulu rüyası halene gelir Can Bartu…
Milli takımın değişmez forvet oyuncularından birisi oluverir…

Takvim yaprakları 1961 yılını gösterdiğinde İtalya’nın Fiorentina takımına transfer olur…
Ardından 1962 yılında Venezia takımında top koşturmaya başlar.
Ve 1964 yılında ise Lazio takımının formasını giyer…
Kısacası İtalya’da toplam 6 sezon futbol oynar…

Ve İtalya’da futbol oynadığı yıllarda İtalyan taraftarları ve spor basını ona (beyefendi anlamına gelen) SİNYOR lakabını verir.
Ve memleket hasretine fazla dayanamayarak 1967 yılında tekrar ülkesine ve Fenerbahçe’ye döner…

Feerbahçe de 3 yıl daha futbol oynadıktan sonra ve 1970 yılında futbolu bırakır..
Spor yazarlığına ve birçok TV kanılında spor yorumculuğu yapar.

Futbolumuzun unutulmaz isimlerinden olan…
Ve hangi takımın taraftarı olursak-olalım, yüreklerimize silinmez harflerle kazının Galatasaray takımının efsane futbolcusu Metin OKTAY, 1969 yılında, yani Can Bartu’dan bir yıl önce futbolu bırakıp jübile maçında unutulmaz bir sahne yaşanmıştı…

Şöyle ki;
Taçsız Kral unvanına sahip Metin OKTAY’ın jübile maçında her iki ünlü sporcumuz da (formaları karşılıklı olarak değişerek) on dakika Fenerbahçeli Can, Galatasaray formasıyla, Metin Oktay ise Fenerbahçe formasıyla ve her iki takımın taraftarları onları gözlerinde akıttıkları duygusal gözyaşlarıyla çılgınca alkışlamış ve Metin Oktay, böyle güzel bir tabloyla futbolu bırakmıştı…

Şimdi böylesine güzel ahlaklı sporcularımızı bence okullarımızda ders olarak müfredat programlarında olar Beden Eğitimi Dersleri için bir ‘Spor Kitabı’ yazılıp-çizilmeli ve öğrencilerimize bu gibi örnek sporcular derslerde örnek verilerek anlatılmalı…

Özetleyerek sonlandıracak olursak;
Futbolumuzun ‘taçsız kral’ unvanına sahip Metin OKTAY’ı 1991 yılında kaybetmiştik…
Onun emsali olan ‘Sinyor’ lakaplı futbolcumuz Can BARTU’yu da 12 Nisan 2019 yılında kaybettik…

Toplumun her kesimi tarafından sevilen insanlar aramızdan sonsuzluğa doğru yol alırken, bu hüzünlü yoluculuk sırasında arkasından ne söylenebilir ki;
Güle güle Can’ımız…
Güle güle canımız ciğerimiz…
Gittiğin yollar ışık, mekanın cennet olsun…
Ve sizin gibi güzel insanlara;
Bu dünyada yaşayanlara da, öteki dünyada yaşayanlara da selam olsun…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?