Yerel seçimlerden sonra on beş gün geçti. İBB seçimlerini kazanan Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu henüz mazbatasını alamadı.
YSK 1 Nisan günü İmamoğlu’nun seçimi kazandığını açıklamıştı.
İktidar on beş gündür mazbatayı vermemek için ‘ipe un seriyor’. Geçersiz oylar yeniden sayılsın denildi. Tüm sandıklarda geçersiz oylar yeniden sayıldı.
Büyükçekmece’de çeşitli iddiaları dile getirdi.
Dile getirdiği iddialar soyuttu…
İçişleri Bakanının talimatı üzerine emniyet seferber oldu. Soyut iddiaları somut hale getirmek için günlerdir çaba sarf ediyor.
Evlere baskınlar yapılıyor.
Sahte seçmen aranıyor ki iddialar için kanıt olsun!
Oysa sandık seçmen listeleri askıya çıkmış, iki hafta askıda kalmış ve itirazları ilçe seçim kurulu değerlendirmişti.
Bu sürecin sonunda da seçmen listesi 31 Ocak 2009 tarihi itibarıyla kesinleşmişti. Kesinleşen listelere itiraz edilemeyeceği de YSK kararları ile içtihat haline gelmişti.
YSK’nın son Eruh kararı da bu içtihada uygun verilmiştir… İktidar bunu bilmiyor mu? Elbette biliyor.
Fakat mazbatayı vermemek için de direniyor.
Maltepe’de sandıkları yeniden saydırarak da zaman kazanmaya çalışıyor. Bu ilçede sayımları elinden geldiğince yavaşlatmaya da çalışıyor.
İlçe Seçim Kurulunun sayım komisyonunu sayısını artırmak istemesine, Cumhur ittifakının iki partisi karşı çıkıyor. Komisyonlara üye vermiyor.
İktidar kazanabildiği kadar zaman kazanmaya ve bu sürede adeta abluka altına aldırdığı Büyükçekmece ‘de emniyet güçlerince kanıt aramaya çalışıyor.
YSK baskı altında…
Görev sürelerinin uzatılmasının adeta diyeti isteniyor.
İlçe Seçim Kurulları baskı altında…
Büyükçekmece’de seçmenler baskı altında!
Hukukçular yaşananların hukuksuzluğunu dile getiriyorlar. Vicdan sahibi Cumhur İttifakı seçmeni dahi yaşanan süreci eleştiriyor.
Ekrem İmamoğlu sabırlı, mazbatasını bekliyor.
Partililer dirençli, on beş gündür oy çuvallarını bekliyorlar. Mazbatanın alınmasına kadar da direncin sürdürüleceği söyleniyor.
Direne direne kazanacağız deniyor…
***
Şöyle düşünelim. Seçim sonuçları tam tersi olsa ne olurdu? Yani Binali Yıldırım aynı fark ile seçimi kazanmış olsaydı veya Devlet Bahçeli’nin dediği gibi ‘bir oy farkla ‘ kazanmış olsaydı ne olurdu?
Çoktan mazbatasını almış ve görevine başlamıştı.
Neden Ekrem İmamoğlu’na mazbatası verilmiyor?
Bu soruya yanıt vermek yerine bazı konuları açıklamak daha doğru olacaktır. Mazbatanın neden verilmek istenmediğinin de yanıtı olacaktır.
İBB’den bazı vakıflara aktarılan kaynaklar haber oldu. Sosyal medyada çokça paylaşıldı. Bu vakıfların isimleri de biliniyor. Yapılan maddi yardımlarda.
Ensar Vakfı, TÜRGEV, TÜGVA, T3, Aziz Mahmud Hüdai Vakfı, Okçular Vakfı, Birlik Vakfı, KADEM Vakfı gibi pek çok vakıf ve dernek İBB tarafından maddi olarak desteklenmektedir.
Hatta bunlardan bazılarına gayrimenkuller de vermektedir.
Bu vakıfların yönetiminde iktidar ile yakın pek çok isim bulunmaktadır. Bilal Erdoğan TÜRGEV, TÜGVA ve Okçular Vakfı’nda yönetici konumundadır.
Damat Selçuk Bayraktar T3 vakfı yönetimindedir.
TÜGVA yönetiminde Bilal Erdoğan’dan başka, Berat Albayrak’ın eşi Esra Erdoğan Albayrak’ta, Serhat Albayrak’ta, enişte Ziya İlgen’de, İBB başkanı olan ve Büyükçekmece’den aday gösterilen Mevlüt Uysal’da bulunmaktadır. (Büyükçekmece ile uğraşılması aday ile de ilgilidir!)
KADEM vakfında ise Sümeyye Erdoğan yöneticidir…
Adı geçen vakıfların Nakşibendi tarikatı ile de bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz…
Bu ‘yağlı ekmek’ kaybedilmek istenmiyor!
***
İBB’den en çok ihale alan şirketlerden teki Albayraklara ait şirketlerdir. İGDAŞ ve İSKİ sayaç okuma ihalesi bu şirketlerdedir.
İBB’nin araç kiralama işlerine Albayraklar bakmaktadır. İBB’ nin atık toplama ve depolama ihalesi, İETT motor yenileme fabrikası inşaatı, KİPTAŞ Genel Müdürlük binası ile İETT Ayazağa garajı inşaatı da Albayraklar tarafından yapılmaktadır.
Yeni Şafak Gazetesi ile TV NET’ de bu grubundur…
Bir diğer ihale alan şirket ise Kalyon grubudur.
Sabah Gazetesi, ATV ve A Haber ile Takvim Gazetesi bu grubundur. Kalyon grubunun da İBB ile arası iyidir. İBB’den en büyük ihaleleri alan şirkettir.
Melen projesi isale hattı ihalesi bu gruba verilmiştir.
Mecidiyeköy Mahmutbey metro ihalesi de bu grubundur… Taksim alt geçit ve meydan düzenlemesi ihalesi de Kalyon grubuna verilmiştir. Ayrıca yeni havaalanında %40 hissesi vardır.
Bu şirketlerin medyaları ile yaptıkları yayınların da nedeni gayet açıktır!
***
İktidar partisinin il-ilçe teşkilatlarında kullanılan pek çok kiralık araç Albayraklar tarafından belediyeye kiralanan araçlardır.
Yine parti teşkilatlarında çalışan, bu ‘hizmeti’ karşılığında İBB’de bankamatik çalışanı olan çok sayıda kişi vardır.
Ve başka rantlar vardır.
İktidar için seçimi kaybetmenin maliyeti oldukça yüksektir.
İstanbul adeta iktidar ve yandaş vakıflar ile medya için ‘yağlı-ballı ekmek’ idi…
Şimdi kaybetmenin şokunu yaşıyorlar.
YSK’ ya baskının nedeni de, emniyetin ‘delil bulun’ diye seferber edilmesi de, yandaş medyanın yayın anlayışı da;
Hep ‘yağlı-ballı ekmeğin’ ellerinden gidiyor olmasındandır.
On beş gündür mazbata bu nedenle verilmiyor! Hukuk çiğneniyor!