OKUMAYANLAR DAHA MUTLUYMUŞ GELECEKTEN DAHA UMUTLUYMUŞ

OKUMAYANLAR DAHA MUTLUYMUŞ GELECEKTEN DAHA UMUTLUYMUŞ

Ben demiyorum…
Vallahi-billahi ben demiyorum.
Bende gazetelerin yalancısıyım!
Gazetelerin yazdığına ve dediğine göre;
Türkiye İstatistik Kurumu “Yaşam Memnuniyet Araştırması” adı altında bir araştırma yapmış…
Ve yaptığı istatistiksel araştırma sonucu;
Eğitimlilerle kitap okuyanlar mutsuz…
Eğitim düzeyi düşük olanlarla, okuma alışkanlığı olmayanlar da tam tersine ‘mutlu’ çıkmış…
He, he.!
İnanılacak gibi değil ama aynen böyle çıkmış…
Ve araştırma sonucu elde ettiği rakamları da şöyle ifade etmiş;
Mutluluk oranı erkeklerde yüzde 53. 6 iken…
Kadınlarda yüzde 62.4 dolaylarındaymış…
En mutlu kesimde yaşı 65’in üzerinde olan kesimmiş…
(Bu hesaba göre bizlerde bu mutlu azınlığın veya gurubun içinde yer almaktayız)
Her neyse..
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) istatistik verileri devam edecek olursak…
Birde -evli olmayanlara göre- evliler daha mutluymuş…
(her nasıl bir mutluluksa…Veya hangi kesimi kapsıyorsa!)
Üstelik bu evliliğe dayalı mutluluk oranı da yüzde 56.3 dolayında falanmış…
Yani bir başka tanıma veya ifadeye göre;
“Parmağa yüzüğü takan” mutlu…
“Kafaya okumayı takanlar” daha mutsuzmuş!
Ve yine TÜİK’in kendi ifadesine göre;
“Eğitim düzeyi ve oranı arttıkça memnuniyet azalıyormuş”
Yüzüme niye öyle bakıyorsunuz?
Neden kaşlarınızı yukarı kaldırıyorsunuz?
Bunu ben demiyorum ki…
Tabelasında adını kooskocaman harflerle yazdırmış olan;
Türkiye İstatistik Kurumu diyor…
Yalan konuşacak hali yok ya…
Ancak ne yalan söyleyeyim ‘eğitim düzeyi düşük ve cehalet mutluluğu’ üzerine birileri daha buna benzer şeyler söylemişti!
Kimdi o yahu?
Ha anımsadım, anımsadım!…
Nasıl anımsamam, nasıl unuturum canım…
Bir zamanlar;
Anlı-şanlı bir akademisyenimiz ‘Prof’ unvanlı bir şahsiyetimiz vardı…
Yanılmıyorsam adı da Bülent Arı idi…
“Ben cahil halkın ferasetine güveniyorum.” demişti…
Hah işte…
TÜİK’in yaptığı “Yaşam Memnuniyeti Araştırması” da bu (sözüm ona) bilim adamını haklı çıkarıyor…
Eeeee!
Bu durama göre ne oluyor?
Eğitim seviyesi yükseldikçe; insanlar mutsuz oluyormuş…
Tam tersine -eğitim seviyesi düşük olanlar ve okuma alışkanlığı- olmayanlar MUTLU oluyormuş…
Şimdi sen gel de -mutluluğu yakalamak için- elinde avucunda bulunan bütün kitapları cayır-cayır yakma!
Şimdi sen gel de -mutluluk kervanına katılmak için- çerçeveletip duvara astığını ‘diplomayı’ cayır-cayır yırtma!
Vay be!
Demek ki benim ülkemde ‘mutlu olmanın yolu’ eğitim seviyesinin düşük olmasından geçiyor ha?
Vay anasını be!
Desene, biz bunca yıl ‘mutluluğu yakalamak’ için ters kulvarlara girmişiz!
Yanlış yol seçmişiz!
Şimdi işin en kötü tarafı; geriye dönmek istesen, dönülür gibi de değil!
Üstelik şunun şurasında ne kaldı ki; ömrümüzün derisini yüze yüze kuyruğuna gelmişiz!
Uzun sözün kısası; velhasıl kerim bizler ömrümüzü bu zamana kadar boşuna geçirmişiz!
Onun için özetleyerek sonlandıracak olursak;
Yeni yeni ortaya çıkmaya başladı Vehbi’nin Kerrakesi!
Ama bizden iş geçti…
Bende bazen kendi-kendime diyordum ki;
“El-alemin ülkesinde kitap okuma alışkanlığı yüzde seksenlerde ve doksanlarda olurken, neden benim ülkemde okuma alışkanlığı ibresi hep yüzde 4-5 gösteriyor” diyordum…
“Neden başımıza taç ettiğimiz egemen güçleri, kitap okuma alışkanlığının seviyesini yukarıya doğru çekme gibi bir eğilimi ve çalışmaları olmaz” diye düşünüyordum…
Meğer bir bildikleri varmış…
Meğer mutluluğun reçetesi; okuma alışkanlığının içinde olmamak ve düşünce eyleminden uzak kalmakmış!
Türkiye İstatistik Enstitüsü yaptığı araştırmalardan sonra diyor ki;
“Okumayanlar daha mutlu
Gelecekten daha umutlu” diyor.
(Kim bilir, belki böylesi egemenlerin işine daha iyi geliyor)
Son söz…
Karl Marks diyor ki;
“Cehalet,
Ayrıcalıklı sınıfın elinde
Ustaca kullandığı bir silahtır.”
Hoş kalın,
Hoşça kalın,
İstatistikler ne derse desin;
Siz yine de okuma ve düşünce eyleminden uzak kalmayın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?