İSMMMO Seçiminin Düşündürdükleri…

İSMMMO Seçiminin Düşündürdükleri…

11-12 Mayıs tarihlerinde yapılan İSMMMO seçimlerine katılım %39 seviyelerinde gerçekleşti. 43 bin üyenin kayıtlı olduğu seçimlerin ilk gününde yaklaşık 3 bin üye genel kurula katılarak büyük bir çekişmeye sebep oldularsa da ikinci gün yapılan seçimlere yaklaşık 17 bin üye katıldı. Geriye kalan 26 üye oda hakkında bir görüş belirtmedi. Zaten ilk gün 7-8 saate sıkıştırılan kongre de çok şey söylemek mümkün olmadı. 15-16 maddelik gündemin tek tek görüşülüp karara bağlanması geç saatlere kadar sürdü. Oysa genel kurul 9’da başlatılarak saat 19’da kapatılabilirdi. Genel kurulun ramazan gününe denk gelmesi de katılımın az olmasına sebep olmuş olabilir. Oysa özellikle iktidarı elinde tutan Çağdaş Grubun ve alternatif grupların çabaları hiç de azımsanacak gibi değildi. Çağdaş Grubun yaptığı bu tanıtım kampanyası muhtemelen oda kaynaklarının elinde olmasından kaynaklanıyordur. Meslekte Birlik ve Bağımsız Grup ise imkânları dahilinde daha çok üyenin seçimlere katılmasını istese de bu sayı yine %39’lar seviyesinde kaldı.
20 milyona yaklaşan İstanbul’da tek oda olması ve bir baştan bir başa 60 km’lik bir mesafenin olması bazı sorunları da beraberinde getiriyor. İstanbul gibi metropol şehirlerde en büyük sorunun trafik olduğunu söylemeye bile gerek yok. Bir yere gitmek istediğinizde öncelikle aracınızı nereye park edeceğinizi hesap ediyorsunuz. Bu gibi illerde acaba tek oda yerine ilçelerde oda kurulsa daha iyi olmaz mı? 3568 sayılı meslek yasasında ilk ciddi değişikliğin yapıldığı 5786 sayılı kanunda büyükşehir sınırları dışındaki illerde 250 üyeden fazla üye sayısına sahip ilçelerde yeni oda kurulması kabul edilmişti. Bundan istifade eden ona yakın ilçede yeni odalar kuruldu. Ancak İstanbul, Ankara ve İzmir gibi illerde üye sayısı büyük rakamlara ulaştı. Artık tek oda ile sorunlar çözülemiyor. Bu da insanların bu düzen değişmez diye düşünmesine neden oluyor, ilk günlerdeki ilgi ve alaka da gittikçe azalıyor.
Genel kurullar mecburen büyük toplantı salonlarının olduğu büyük otellerde ve kongre merkezlerinde yapılıyor. İstanbul Odasının vazgeçilmez mekânı ise her yıl olduğu gibi bu yıl da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi oldu. Oysa bunun için Haliç Kongre Merkezi de alternatifler arasına alınmalı. İstanbul Barosuna yeten mekân bize de yeter herhalde. Tamamen şehir merkezinde kalan bu mekân yerine parklanmanın daha uygun olduğu Haliç Kongre Merkezi düşünülmeli diyorum.
Bir başka düşüncem ise Pazar günleri yapılan seçimlerin tek yerde yapılmak yerine ilçe bazında sandıklar kurulmasıdır. 450 kişiye bir sandık olmak üzere bu yıl 95 sandık kuruldu. Her sandık için de 3 kişilik sandık kurulu oluşturuldu. Kişisel araçlar yanında oda ve seçime katılan gruplar yüzlerce araç kiralayarak seçime adam taşıdılar. Her ilçeye bir araç tahsis edilse 39-40 araçla bu sandıklar her ilçeye kurulabilir. Her ilçeye de gerek yok 450 üyeye sahip ilçelere bir ve bunun katı olanlara da ihtiyaca göre 2-3-4-5 sandık kurarak katılımın artırılması sağlanabilir. Bu yapılırken her bölge için delegeler de tespit edilerek ilçelerinde seçilmesi sağlanabilir. Bunun da seçime ilginin artıracağını tahmin ediyorum.
Bir diğer düzeltilmesi gereken uygulama da oy pusulalarıdır. Son seçimlerde 9 ayrı grup ve bazı arkadaşlar bağımsız olarak seçime katıldı. Hazırlanan oy pusulaları neredeyse 2 metreye yakındı. Kurul üyelikleri için artık grup sistemine geçildiğinden sadece grup adı ve grup başkan adayının yazılması yeterli olmalıdır. Delegeliklerde ise grup adı ve bağımsız adayların isimlerinin yazılması yeterli olmalıdır. Bu yeni bir uygulama veya benim icat ettiğim bir şey de değil. Milletvekili ve belediye meclis üyeliği seçimlerinde böyle yapılıyor zaten. Genel kurulda herkes adaylarının isimlerini ve kendi listelerini verirler. Dağıtım da ona göre yapılır. Oy pusularının böyle olması gereksiz bir uygulamadır. Zaten en küçük punto ile yazılan bu oy pusulalarının okunması neredeyse imkânsızdır.
Gördüğümüz bir başka ilginçlik de denetleme ve disiplin kurulları için verilen oyların azlığı oldu. Oy pusulası yönetmelik gereği iki tane olarak düzenlendi. Birine kurullar diğerine de birlik delege adayları yazıldı. Ancak tamamına yakını yüksek tahsilli olan üyeler yönetim kurulu üyeliği için oy kullanırken denetleme ve disiplin kurulları için oy kullanmadan çıktılar. Denetleme ve disiplin kurulu üyeliklerinde görülen bine yakın eksik oy bunun apaçık göstergesi oldu. Yönetim kurulu için 131, delegelik seçiminde 146 olan boş ve geçersiz oy bu kurullarda 956 ve 975 olarak tespit edildi. Zayi olan bu oyların seçime giren 6 grubun toplamına yakın olması gözlerden kaçmadı.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?