“EVET” İÇİN HER ŞEY MUBAH, “HAYIR” İÇİN YASAK ÇOK!

“EVET” İÇİN HER ŞEY MUBAH, “HAYIR” İÇİN YASAK ÇOK!

Referandum tarihi yaklaşıyor. Tarih yaklaştıkça kimi çevrelerde üslup, kullanılan dil, kurulan cümleler giderek sertleşiyor.

Dil sertleştikçe de toplum geriliyor. Ayrışıyor…

16 Nisan sonrası bu toplum, nasıl bir arada birlikte yaşayacak?

Üslup yanlışlıklarının yanı sıra, “hayır” çalışması yapanlara yönelik baskılar da artarak devam ediyor!

Adeta “evet” için her şey mubah, “hayır” için yasak çok!

Bu durumdan cesaret alan yandaş kamu görevlilerinden bazıları açık açık sosyal medyada“evet” çalışması yapıyorlar.

Bilecek Milli Eğitim Müdürü, referandumu “son savaş” olarak tanımlıyor.

Görevinin başında!

Denizli Pamukkale İlçe Milli Eğitim Müdürü, “İlk kez ülkemizi geri almak için bu kadar yaklaştık. Bu 90 yıl sonraki ilk dönüm noktamız…” diyerek referandumu ülkeyi cumhuriyetten geri alma mücadelesi olarak görüyor.

Görevinin başında!

Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili , “Sandıkta hayır diyecek olanlar PKK ile aynı muameleyi göze alıyorlar demektir” paylaşımı yaptı.

Görevinin başında!

Bu kamu görevlileri “hayır” paylaşımı yapmış olsalardı ne olurdu?

***    ***

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Samsun’da Türkiye Gençlik Vakfı tarafından düzenlenen toplantıda konuşuyor. Yine CHP’yi eleştiriyor.

Diyor ki;

“Bu millet, bunların babalarını da sevmez.”

Ne demek istiyor?

‘Babaları’ sözcüğü ile Canikli, Atatürk’ten ve İnönü’den mi bahsediyor?

Başka kimden bahsedecek ki!

CHP’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Yanında ise İsmet İnönü vardır.

Şimdi Canikli’ye sorsak “bu sözünle kimi kastettin?” diye lafı çevirecektir.

Oysa laf gayet açıktır…

  1. Ve 47. Gönüllü Alayları çıkarmış bir kentin vekiline bu söz yakışmamıştır.

Hele o bakan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı TBMM’de vekillik yapıyorsa hiç yakışmamıştır.

Koskoca bakan bu sözü ettiğine göre demek ki kendisine yakıştırıyor.

Yazık!

***       ***

MHP’de muhaliflere yönelik baskılar sürüyor. Baskıların nedeni “hayır” kampanyası yapmalarıdır. Ülkeyi il il, ilçe ilçe dolaşmalarıdır. Yönetimden daha çok taban desteği bulmalarıdır.

Meral Akşener’in Çanakkale konuşması ile başladı baskılar.

Sonra Sinan Oğan’a Bahçeşehir Üniversitesi’nde saldırı oldu. Ardından Mersin Silifke’de Ümit Özdağ ve Yusuf Halaçoğlu’na yönelik saldırı medyaya yansıdı.

Sinan Oğan’a yönelik saldırı sonrası MHP liderinin Twitter’da, “…ülkücü hiçbir işi yarım bırakmaz” paylaşımı dikkat çekti.

Bu tehdit içeren bir paylaşımdı.

Nitekim Mersin’de Özdağ ve Halaçoğlu’na yapılan saldırılar sonrasında yine Twitter paylaşımları dikkat çekti.

“Dedim ya ülkücü işi yarım bırakmaz. Yine aynı görüşteyim, aynı noktadayım.”

Bu paylaşım sonrası Sinan Oğan’ın arabasına yönelik saldırı manidardır.

Gerek Sinan Oğan’ın, gerekse Ümit Özdağ açıklamalarına bakacak olursak, referandum sürecinde MHP Genel Merkezi ile “hayır” çalışması yapan muhalifler arasında ciddi gerilimler yaşanabilir.

Daha da ciddi olaylar olabilir…

Ümit Özdağ, “suikastlar olabilir” diyor!

“Hayır” demenin ve çalışmasını yapmanı zor olduğu bir süreci yaşıyoruz.

***    ***

Pek çok kentte “evet” afişleri bilboardlarda yerini almış. Ağrı Diyadin Belediyesi “evet” afişleri ile ilçeyi donatmış.

Yukarıda örneklerini verdim.

Kimi kamu görevlileri açık açık “evet” çalışması yapıyor.

Onlara laf eden yok.

Hatta sırtları sıvazlanıyor…

Giresun Atatürkçü Düşünce Derneği, dernek binasının balkonuna “ Aydınlık bir geleceği HAYIR’la kuracağız” afişi asıyor.

Afişin altında “Giresun HAYIR Platformu” imzası var. ADD’ de bu platformun üyesidir.

Emniyet görevlileri, afişin indirilmesini söylüyorlar.

Sadece siyasi partilerin afiş asma hakları varmış!

Afiş indiriliyor. Ancak iş bununla da kalmıyor.

ADD, 5326 Sayılı Kabahatler Kanununa göre suç işlemiş…  Bu nedenle derneğe 227 TL’de ceza kesiliyor.

Dedim ya “evet” için her şey mubah, “hayır” için yasak çok!

***     ***

Bilecik Milli Eğitim Müdürü, referandum için ne demişti? “son savaş…”

Ya Pamukkale İlçe Milli Eğitim Müdürü ne demişti?

İlk kez ülkemizi geri almak için bu kadar yaklaştık. Bu 90 yıl sonraki ilk dönüm noktamız…”

Referanduma bu mantıkla gidiliyorsa ki gidişat öyle gözüküyor.

Kimileri referandumu demokrasi yarışı olarak değil, adeta ‘cihat’ gibi görüyor.

O nedenle, 90 yıllık Atatürk Cumhuriyetini yıkmak için “son savaş” olarak bakıyor.

Yazık!

Demokrasi için bir fırın ekmek yememiz gerekiyor.

Oysa biz birbirimizi yiyoruz.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?