Hep şunu düşünürüm toplum kendisi için, öz eleştiri yapar mı diye, bence yapmalı eğitimini, kültür ve kişilerle iletişimini sorgulamalı, yapmazsa doğruya yaklaşamaz. Eğitim sadece okul sıralarında alınan bilgi değildir.
Zamanla arkadaşlarla gittiğin bir toplantıdan, düğünden, toplu yenen yemekten, sinemadan, oyun salonundan ve sağlığımız için gittiğimiz sağlık kuruluşu gibi yerlerden kültür ve iletişim kazanılır. Düşünelim bu tür yerlere gittiğimizde adabı muaşeret kuralları nelerdir, bunları biliyor muyuz? Bilmiyorsak öğrenmek için çaba sarf ediyor muyuz, gibi öz eleştiri yapmalıyız kendimize, toplu alanlar bizler için eğitici eğitim yeridir.
Kişileri uyumlu hale getirmek için, iyi bir eğitim, iletişim ve tamamlayan Kültürü kazandırmak lazım. Eğitim sistemi anayasaya ile belirlenip müfredatı, anayasaya konmalı Anayasanın değiştirilen kuralları ile değişebilmelidir. Eğer ki bunu sağlayamazsak eğitim milli değil anonim olur. Kuşaklar birbirleri ile iletişim kurmakta zorlanırlar. Bu eğitimli fakat kültürsüz bir toplum olmamızı sağlar. Farklı meslek grubundan olan kişiler birlikte olduklarında herkes kendi meslek grubundan bahseder ve uyumlu olmaz, sohbet bütünleştirmeli ayrıştırmamalıdır. Önemli olan farklılaşmadan anlaşmaktır. Kişi fakülte bitirmiş olabilir, kültür ve adabı muaşeret kurallarını öğrenmemiş ve iletişim zorluğu çekiyorsa topluma adapte olamaz. Düşünelim sinema salonunda konuşan kişiyi , bir restaurantda önceliğin hizmet için kendisine ayrılmasını isteyen kişileri, davet edildiği bir düğüne gidince düğün sahibinin kendisine farklı ilgi göstermesini bekleyeni bunlar görgü ve adabı muaşeret kurallarına uyamayan sonradan topluma adapte olmaya çalışan kişilerin gösterdiği tavırlardır. Bulunduğumuz toplumda bunları görmek mümkün parayla toplumdan kurallar satın alınmaz. Eleştiri bir sanattır ama bilinçli yapılan art niyet taşımayan eleştiriler makul kabul edilir, farklı eleştiriler kuralları çiğnemektir. Kültür aile bireylerinde kalıtımsal değil, eşgüdümseldir, toplumu birleştirir ve kaynaşmasını sağlar. Eşgüdüm ne kadar iyi olursa toplumla bireyler arasında sağlanan bağ o kadar sağlam olur. Bireylerin çatışması o denli az olur. Atalarımızın ortaya çıkardığı kültür bizden sonraki kuşaklara aktarılacaktır. Günümüz teknolojileri sayesinde kültür öğrenmek mümkündür. Görülüyor ki birey ve toplum olmadan eğitim, kültür ve iletişimden bahsedemeyiz. Kültür dil ve din farkı olmaksızın evrensel kazanılan olgudur. İletişim ve davranış önce zihinde oluşur sonra eyleme dönüşür kültür ve iletişim düşünceler sistemidir.
İnsanlar eğitim, kültür ve iletişimle birbirlerine saygılı , nezaket kuralları çerçevesinde sorunlarını konuşan, çözen ve inanan kişiler olur. İnanmayan kişiler veya toplumlar her zaman yalnızlığa mahkum olurlar. Bu özveriyi kazanmak kişilerin ve toplumun yapısını tamamlayıcı unsurlardır. Bu unsurlardan bir tanesi eğer ki kişide noksansa yönünü bulamaz tıpkı çok virajlı yolda gidermiş gibi olur. Hiçbir zaman sonuca varamaz. Günümüz teknolojileri, görsel ve yazılı basında toplumun ve fertlerin eğitim ve kültürüne katkı sağlıyor.