Demokrasi mi, hukuk mu yoksa her yol mubah mı?

Demokrasi mi, hukuk mu yoksa her yol mubah mı?

Ah camilerimiz ah!
Sen İslam dininde ibadet yeri idin…
Bir zamanlar ‘kışla’ oldun. Siyaset yeri oldun. Şimdi de miting yeri haline getirildin.
Yer İstanbul Eyüp Sultan Alibeyköy’de Hacı Osman Torun Camisi. Günlerden Cuma… Cuma Hutbesinin Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş okuyor.
Cuma Namazı kılınıyor.
Sonra Torun ailesince yaptırılan caminin açılış törenine geçiliyor.
Ali Erbaş dua okuyor.
Kurdele AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı olan Erdoğan tarafından kesiliyor. Cami açılışı gerçekleştiriliyor.
Sonra da tören konuşması başlıyor.
Caminin önünde Cuma Namazına gelenler, açılışa gelenler var. Yani epey bir kalabalık var.
Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak var.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya var.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun var.
AKP İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak’da var.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş var…
Konuşma giderek normal bir cami açılışı konuşmasının ötesine geçiyor.
Ve Erdoğan cami açılışı törenine katılanlara diyor ki;
“…Şimdi önümüzde bir ay sonra ülkemizde de biliyorsunuz sandık var. Herhalde bu sandığın hakkını vereceğiz. İnşallah hırsızlara bu işi bırakmayacağız. Değil mi?..”
Cami avlusuna toplanmış olanlardan “eveet” sesleri ile alkışlar yükseliyor.
Açılış miting havasına, siyasi bir toplantıya dönüşüyor!
AKP Genel Başkanı ve Erdoğan konuşmasına şöyle devam ediyor.
“…Kendi kültürlerinde şu gördüğünüz anlayışın olmadığı kişilere bunu bırakmayacağız. Gece gündüz çalışarak inşallah bu işin hakkını verelim diyorum ve ülkemizde demokrasi zaferiyle bu işi noktalayalım.”
Yine alkışlar…
Olmadı… Hiç olmadı…
Bizde kadim bir gelenek vardır. Okula, kışlaya ve camiye siyaset girmemelidir.
Bu kadim gelenek bir süredir bozuldu.
Son örneği de Eyüp Sultan’ da cami açılışında yaşandı. Din ve dince kutsal değerler siyaset amaçlı kullanılmamalıdır.
Demokrasi bunu gerektirir!
***
YSK’nın gerekçeli kararı açıklanmadan önce başlattıkları söylemi sürdürüyorlar. AKP yetkilileri 31 Mart seçimlerini kaybetmelerinin nedeni olarak kamuoyunda bir algı oluşturma peşinde.
O nedenle sürekli olarak “çaldılar” diyorlar!
Erdoğan’ın cami açılışında söylediği , “…inşallah hırsızlara bu işi bırakmayacağız…” sözleri de bu nedenle söylenmiştir.
Oysa YSK tarafından açıklanan gerekçeli kararda böyle bir tespit yok.
Seçimin iptali için oy kullanan 7 üyenin 12 sayfalık gerekçe yazılarına bakıldığında ‘çalma’ ile ilgili tek bir ibare yok.
‘Hırsızlık’ yapıldığı da söylenmiyor!
Fakat AKP bu sözü sloganlaştırmış gibi. Seçmen tabanında algı oluşturmak için sürekli kullanıyor.
Kendisini asıl mağdur gibi göstermeye çalışıyor.
Rakamlar ise AKP yetkililerini yalanlamaktadır.
Şöyle ki;
YSK’ nın gerekçeli kararına da yansıyan 108 sorunlu sandık var. Bu sandıkların 90 tanesinde ‘çetele’ adı verilen sandık sayım cetveli imzasız imiş. 18 tanesinde ise ‘çetele’ hiç yokmuş.
Önce şunu söyleyelim bu 108 sandığın hepsinde de ıslak imzalı sandık sonuç tutanağı var.
Zaten önemli olan da budur.
‘Çetele’ sayım sırasında bu tutanak için tutulur…
Bu 108 sandıkta oy dağılımına bakacak olursak.
Çetelede imza olmayan 90 sandıkta seçim sonuçları şöyledir.
AKP: 11.957 oy almıştır.
CHP: 11.699 oy almıştır.
Çetele olmadığı söylenen 18 sandık sonucu ise şöyledir.
AKP: 2352 oy
CHP: 2167 oy…
Bu nasıl bir çalma? Bu nasıl bir hırsızlık?
Yine bu 90 sandıkta imzasız çeteleler ile sandık seçim tutanağı karşılaştırıldığında karşımıza ilginç bir sonuç çıkıyor.
86 Sandığın sorunsuz olduğu görülüyor. Yani imzasız çetele ile ıslak imzalı sonuç tutanağı örtüşüyor.
Kalan 4 sandıkta ise;
Bağcılar 4002 nolu sandıkta 1 oy, Fatih 1119 nolu sandıkta 2 oy, Adalar 1029 nolu sandıkta 2 oy ve Bağcılar 1069 nolu sandıkta 4 oy AKP’ye fazladan yazılmıştır.
Dikkat edin CHP’ye değil AKP’ye dört sandıkta toplam 8 oy fazladan yazıldığı tespit edilmiştir.
Bu 108 sandıkta AKP öndedir.
Memur üye olmayan 754 sandığın sadece üç tanesinde birer tane oy kullanmaması gereken seçmen oy kullanmıştır.
Bu sandıklar, Başakşehir ‘de ki 2306 nolu sandık, Beşiktaş’ta ki 1239 nolu sandık ve Fatih’te ki 3205 nolu sandıktır.
Geriye kalan 703 hatalı oy memur üyelerin olduğu sandıklarda oy kullanmıştır!
Memur olmayan üyeler seçim sonucuna müessir olmamışlardır.
Ve işin ilginci İstanbul’da ki tüm sandıklarda hiçbir AKP’li ya da MHP’li sandık görevlisinin tek bir itirazı da yoktur.
Bir bilgi daha;
Memur üye olmayan sandıkların en çoğu Fatih ilçesindedir.
YSK kısa kararına göre, İlçe seçim Kurulları hakkında sandık kurullarının oluşturulmasında yaptıkları hatalar nedeniyle savcılıklara suç duyurusu yapıldı.
Fatih İlçe Seçim Kurulu Başkanı hakkında hiçbir işlem yapılmamış iken ödüllendirildi.
Emeklilik dilekçesi vermesi istenen İl Seçim Kurulu başkanının yerine Fatih İlçe Seçim Kurulu Başkanı Ziya Bülent Öner atandı.
Öner yemin ederek görevine kısa süre önce başladı…
Tüm veriler dikkatle incelendiğinde şu gerçek görülüyor. AKP’nin “çaldılar” sözü gerçeği yansıtmamaktadır.
Çalınan bir şey var…
O da Ekrem İmamoğlu’nun anasının ak sütü kadar helal olan mazbatasıdır…
İktidar ‘parti devleti’ gücü ile YSK üzerinden mazbatayı çalmıştır.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?