ÇOCUĞA AKSİ ETKİ YAPABİLECEK AİLE DAVRANIŞLARI

ÇOCUĞA AKSİ ETKİ YAPABİLECEK AİLE DAVRANIŞLARI

Çocuğun kişilik temelinde anne ve babanın davranışları bulunur. Onların aile ortamındaki davranışları çocuğun gelişmesinde çok önem taşır.

Tüm anne ve babalar çocuklarının geleceğine yönelik planlama yaparlarken, eğitimi aracı kılarak istedikleri yerlere gelebilmeleri için var gücüyle çabalarlar.

Eğitimle ilgili yeterli bilgiye sahip olamayan ebeveynler kendi anlayışlarına göre hareket ettiklerinden, çoğunlukla çocuk üzerinde yaptıkları planlamada başarısız olurlar.

Bazı aileler çocukları ile ilgili daha iyiyi yakalama, onları geleceğe hazırlamak için çevresinden öğrendiklerini çocuk üzerinde denemeye kalkarlar. Kendi bilgi ve buna dayalı uygulamalarını tek başına yeterli olacağını zannederler.

Öncelikle ders ve PDR öğretmenlerinden destek alarak yapacakları uygulamanın daha farklı bir sonuç vereceğini pek de hesaba katmazlar.

Çıkmaz sokaklara girilmemesi, aksi etki yapılacak davranışları önlemek için neler yapılmalı?

Karşılaştırmak: Çocuğu başkalarıyla karşılaştırmak hiçbir zaman olumlu bir sonuç vermeyecektir. Asıl amaç onu motive etmek olsa da, çocuk kendi değerinin olmadığı düşüncesine kapılır. İsteklendirmeyi artıran en önemli etkenlerden biri kendisine verilen değeri hissetmesi olacaktır. Kişi, kendisini değerli hissetmediği sürece boşuna çabaladığına inanmaya başlayacaktır.

Ceza vermek: Genellikle anne ve babalar, sık olmamakla birlikte öğretmenler de, onlara göre kötü olan davranışları farklı biçimde cezalandırma yoluna giderler. Ceza sonucunda istenmeyen olumsuz davranışların sonlanacağı düşünülür. Aksine verilecek ceza çoğunlukla ters tepki yaratacaktır. Ceza sonucunda, ona sadece ne yapmaması gerektiği hatırlatılabilir. Ancak bir sonraki durumda ne yapacağını öğretemezsiniz. Ceza, her zaman üzüntü, öfke, hayal kırıklığı gibi duygular uyandıracak, çocukta yetersiz ve değersiz olma duygularını kabartacaktır. Böylece, motivasyonunu olumsuz yönde etkileyecektir.

Ceza yerine;

Tekrarlanılması istenilmeyen davranış hakkında bilgilendirilmesi,

Yapılan olumsuz davranışının neden ve sonucunun düşünülmesinin sağlanması hakkında bilgi verilmesi, doğru olanın anlatılması,

İhtiyaç duyulduğunda bulunulan ortamın değiştirilmesi, daha yararlı olacaktır.

Öğüt Vermek: Özellikle, ailenin çocukla olan ilişkisinin istenilen düzeyde olmadığı zamanlarda verilen öğütün kendisinin yetersiz görüldüğü yorumu yapacaktır. Bu durumda sessiz kalarak dinliyormuş gibi yapabilir ve yaş durumuna göre tepki de verebilir.

Ödül vermek: Çocuklar emeklerinin karşılığını aldığı sürece isteklendirilmesi daha da artacaktır. Çabaların sürekli olarak başkaları tarafından ödüllendirilmesi olumsuz etki yaratabilir. Her başarısı için ödüllendirilen çocuk bir süre sonra alacağı ödül için çalışmaya başlar ki, asıl tehlike bu olacaktır. “Başarılı olursan…alacağım” denilmesi, kendisi için çalışmasına engel olacaktır.

Çocuğa doğru davranışlar öğretmek için en etkili yöntem maddi ve manevi yönden verilecek pozitif ödüllendirme olmalıdır. Önemli olan manevi ödüllendirmedir. Ona değer verildiğini söz ve davranışlarla ifade etmek çok önem taşır. Sık olmamak koşuluyla ihtiyaç durumu da dikkate alınarak, istediklerini almak yeterli olacaktır. Her olumlu görülen davranışa ödül verildiğinde bağımlı duruma gelir ki, ödül olmaksızın olumlu davranışı kazandırmak olası olmayabilir.

Övgü, en önemli ödüldür. Çocuklar üzerinde çok etkilidir.

Onlar anne ve babalarını mutlu edebilecek başarılar elde etmenin hazzını yaşarlar.

Aşırı övmek: Çocuğun başarılarını takdir etmek isteklendirilmesini artıran önemli bir etmendir. Bu yapılırken belirli sınırlar içinde kalmak gerekir. Gerçek olan, beğenilmeden onur duyarlar. Gereğinden daha fazla abartılmaması çok önemlidir. Çocuk yeterli olmadığı ve beğenilmediğini anlayacaktır.

Çocuğa ihtiyaç duyduğu her alanda destek olmak ailenin birincil görevlerindendir. Çabasını övmek, takdir etmek, geliştirmesi gereken alanları söylemek daha verimli olacaktır.

Yapılması gerekli olan;

Onun düşüncelerine değer verin, olumlu davranışları ve başarısını takdir edin.

Aşırı eleştirici ve yargılayıcı olmayın.

Kendinize zaman ayırarak birlikte sosyal, sportif, kültürel etkinliklere katılın, markete alışverişe gidin.

Aile için vazgeçilmez olduğunu hissetsin, önem verdiklerine siz de değer verin.

Hangi yaş grubunda olursa olsun, çocuğa;

Emir vermek, gereksiz uyarmak, korku yaratmak,

Ahlak dersi vermek,

Nutuk çekmek, boş ve abartılı konuşmak,

Yargılamak, dayanaksız ve haksız yere eleştirmek,

Suçlamak, alay etmek, ad takmak vb. sözler söylemek yapılacak en büyük kötülüktür.

Sorumluluklarını bilenler tarafından yetiştirilen çocuklar, topluma uyum sağlayabilen, kurallara uyan, anlatan ve anlayabilen, bağımsız, tutarlı ve girişken yetişkinler olacaklardır.

Biliniz ki; “ Su küçüğün, söz büyüğün” değildir.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?