Giresun Üniversitesi İşletme Bölümü’nde okuyan biri olarak bende Girişimci Öğrenci Topluluğu’na katıldım. Girişimcilik hakkında hiçbir fikrimiz yok iken Osman hocamızın bir ders arasındaki kısa zaman diliminde anlatmasıyla öğrendik ne demek olduğunu. Ve bu topluluk sayesinde kendimizi daha iyi tanıyacağımızı, istediğimiz alandan mezun olmadan kendimizi geliştireceğimizi ve sosyal bir birey olabileceğimizi öğrendik. Tabi bu kadar getirisi olan bir topluluğa hemen adımızı yazdırdık.
9 Ocakta Sosyal Tesislerde düzenlenen kahvaltıya katılarak girişimci olan güzel insanlarla ilk defa tanışma fırsatı buldum. Oraya gitmeden önce tatlı bir heyecan ve stres vardı. “Acaba nasıl bir ortam vardı?” “Acaba orada kendimi bilgisiz hissedecek miydim?” “Acaba bu yolda bana yardım edecekler miydi?” Bu sorularımın cevabını kapıdan içeri adımımı atar atmaz aldım. Sıcacık gülümseyişleriyle Gülnur ve Büşra bizi karşıladı. Onların sarılmalarıyla sanki yeni değil de yıllarca onlardan biriymişim, onların arasındaymışım gibi hissettim. Zaman ilerledikçe kahvaltı masamıza gelenler de çoğaldı, aramıza katılan insanların yüzündeki tebessümle içimiz daha da ısındı. Güzel muhabbetli bir kahvaltıdan sonra keman sesine ne dersiniz? Kemanın tınısıyla içimiz huzur doldu, ruhumuz sakinleşti. Ve orda fark ettim ki aslında bu yolda olmak isteyen çok insan var ama ne yazık ki pek azı kendilerinde bu cesareti buluyor. Ve ne yazık ki her insan Osman Sirkeci gibi birini tanıyamıyor. Ne mutlu ki biz böyle güzel bir insanla aynı okuldayız. Bize her daim cesaret veren, bizi hiçbir zaman hor görmeyen hocamız sayesinde kendimde şu an bu satırları yazma cesareti buluyorum.
Ben bu insanların enerjilerini ve heyecanlarını seviyorum ve bu heyecana ortak olmak istiyorum. Biliyorum kulak vermem, izlemem, okumam, öğrenmem gereken daha çok şeyler var. Ama Goethe’nin de söylediği gibi, “Başlanılmamış iş asla bitmeyecektir.” Bu yüzden Değerli Osman Sirkeci hocamın rehberliğinde bir adım atmış oldum ve devamı da gelecek inşallah.