8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜNDE ŞÖYLE BİR BAKALIM MI KADININ GÜNLÜĞÜNE

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜNDE ŞÖYLE BİR BAKALIM MI KADININ GÜNLÜĞÜNE

 

Hadi gelin birlikte bakalım bizim ülkemizdeki kadınların günlüğüne!

Bakalım karşımıza nasıl bir tablo çıkacak?

Şimdi birçoğunuz şöyle düşünebilir;”Hangi kadının günlüğüne?”

Tabi ki öncelikle; 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla, başta emekçi kadınlarımızın sorunlarını dile getirirken, öte yandan da;

Emeği hesaba katılmayan kadınlarımızdan da söz edeceğiz…

Horlanan…

Aşağılanan…

Tecavüze uğrayan…

Çocuk yaşta gelin yapılan…

Uzay çağında ikinci sınıf sayılan…

Üst düzey diploması olmasına rağmen; karısına şiddeti hak sayan!

Ve Nazım’ın dediği gibi; “Yeri soframızda öküzümüzden sonra gelen” kadınlarımızdan da üç-beş kelam etmek isterim elbet bu 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününü fırsat bilerek…

“8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” dedim de, sizlerde çok iyi bilirsiniz ki bu ‘özel güne’bazı kesimler ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak ifade ediyor ve öyle kutluyor…

Bana göre hiçbir sakıncası yok, nasıl kutlarlar ise öyle kutlasınlar…

Ancak ben “Emekçi Kadınlar” safında durmayı yeğliyorum…

Böyle kutlamayı seviyorum.

Ve bu nedenle de elimden geldiğince ‘sömürülen emekçi kadınların’ yanında durmak istiyorum…

Ancak burada kısaca şunu da belirtmek isterim ki; “emekçi kadın” denilince, genellikle (algı olarak) sanayi kesimlerinde, fabrikalarda çalışan işçi kadınlar anlaşılıyor…

Ama ben biraz daha geniş kapsamdan düşünmeyi yeğliyorum…

Ve bu ’emekçi kadınlar’ sınıfının yanına;kırsal alanlarda hiçbir sosyal güvencesi olmadan ‘tarımla uğraşan’ kadınları da emekçi sınıfından sayıyorum…

Hatta dokuz ay karnındaki çocuğun hamallığını yapan kadınları da!

Elinde tebeşir yazı-tahtasının başında ders veren öğretmenleri de…

Sağlık sektöründe insan sağlığı için idealist doktor ve hemşireleri de.

Sokak kaldırımlarında sabahtan-akşama kadar soğukta titreyerek pancar-marul satan kadınlarımızı da…

Devlet dairelerinde devletin işi yürüsün diye çalışan kadınlarımızı da.

Mürüvvetini görmek isterken, ağıt yakarak çocuklarını öte dünyaya yolcu eden anneleri de, ben emekçi kadınların safında düşünüyor ve öyle değerlendirmek istiyorum…

Çünkü bu kadınlarımızın kimisi; Kol Emekçisi…

Kimisi; Sırt emekçisi!

Kimi; Beyin emekçisi…

Kimileri de; umudun emekçisi!

Yani yine büyük ozan Nazım’ın dizeleriyle söyleyecek olursak;

“Bu kadınlar,

Bizim kadınlarımız.

Anamız, avradımız, yarimiz.

Uğrunda hapis yattığımız” ve ömrünü çile ile dolduran kadınlarımız!

Hani Ozan’ın dizelerine bir tarafa bırakıp, biz yine kendi ifademizle yola devam edecek olursak; aklımıza gelince ne deriz kadınlarımız için; “Cennet ananın ayağının altında deriz” öyle değil mi?

Peki ‘Cennet anaların ayağının altındaysa” neden hep ana-avrat dümdüz gideriz?

Neden cahilinden- okumuşumuza kadar kadınlara tecavüz ederiz?

Niye işimize gelmediği zamana kutsal saydığımız kadınlara şiddeti deneriz?

Hangi anlayışı şemsiye yapıp da; kadınları ikinci sınıftan sayarız?

Niye yan-yana değil de, sürekli arkamızdan yürümesini isteriz?

Bugün yapılan anketlere göre; yüksek öğrenim görmüş her altı erkekten biri eşine fiziksel şiddet uygulandığını söylüyor…

Her üç kadından ikisi şiddete maruz kaldığı belirtiliyor…

Peki bu hangi dinsel inanca ve kültürel yapıya dayanılarak bu çirkin görüntüler ortaya çıkıyor?

Bana sormayın; yanıtı bende yok!

Sen kalkıp; kadının emeğini iliklerine kadar sömüreceksin…

İşine geldi mi; kutsayacak ve işine geldi mi; cinsel obje sayacaksın!

Herif olduğunu göstermek için sürekli gözünü morartacaksın!

Geleneğe-göreneğe sığınarak; oyun çağındaki 14 yaşlarında olan çocukları ‘Gelin’ yapacaksın!

Ve utanmadan bu çağda kadınları ikinci sınıf insandan sayacaksın!

Hatta siyasi partilerde bile ayrım yapıp kadına ‘kota’ gibi saçmalıklar koyacaksın!

Ondan sonra da “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” gelincede; çıkıp ‘kadınların’ gününü kutlayacaksın!

Hatta yetmedi, üstüne-üstlük birde “anamız-bacımız- kutsalımız” gibi sözcüklerle övgüler yağdıracaksın!

Hadi git işine be!

Emeğe saygı göstermeyen ve kutsamayan bir insanın kalkıp kadını kutsaması ve değer vermiş gibi görünmesi biraz aldatmaca olmuyor mu?

Üreten kadına ve onun emeğine saygı duymuyorsan,kutlama daha iyi!

Kaldı ki kadınlar kimseden yapmacık bir sevgi ve saygı beklemiyor…

Dünyanın güzelleşmesi için üreten ve emek sarf eden tüm emekçi kadınlarımızın ‘gününü’ yürekten kutluyorum.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?