YENİ BİR LİDER Mİ DOĞMAKTA?

YENİ BİR LİDER Mİ DOĞMAKTA?

Daha altı ay öncesine kadar Beylikdüzü İlçesi dışında tanıyanı yok gibiydi.
Belediye başkanı olarak başarılı çalışmaları ile adından söz ettirmekte ise de, aday olmadan önce tanınırlık oranının yüzde 12-15’lerde olduğu söyleniyordu.
Adaylığı kesinleştiğinde, cumhurbaşkanının özel önem verdiği, asla vazgeçemediği İstanbul’da, başbakanlık yapmış kişinin karşısında hiç şansının olmadığı ifade edildi.
Devlet ve cumhurbaşkanının tüm gücü arkasında olan Binali Yıldırım’ın karşısına çıkabilmesi yandaşlarca cesaret olarak görülmüş, ‘büyük fark yer’ algısı yaratılmıştı.
Bazıları tarafından eleştirilen Cumhurbaşkanı ziyareti planlı bir taktik ve strateji idi.
Biraz geç başladığı seçim sürecinde sergilediği tutum, davranış, söylem ve görünen diğer tüm özellikleriyle büyük beğeni kazandı.
24 Haziran seçimlerini kaybederek ortalarda görünmemeyi yeğleyen CHP yönetimi, ‘adam kazandı’ diye haber salan aday ve diğerleriyle kıyaslamak olası değil.
Sandıklar açıldığı andan itibaren yaşanan süreci mantıklı, sağduyulu, sakin duruş ve söylemleri, herkesin anlayabileceği dildeki ifade biçimi ile ustalıkla yönetti.
Sabırlı, öfkeden uzak, kararlı ve azimli yapısıyla ipin ucunu asla bırakmadı.
Seçim propagandası süreci ve bu güne değin herkesin anlayabileceği net bir çizgi çizerek öyle bir duruş gösterdi ki, O’nu taraflı tarafsız, sağduyulu tüm ülke insanları sevdi.
İstanbul, Ankara…’da yenilgiye uğranıldığını anladığından itibaren, havuz medyası ve AA aracılığında algı yaratmaya çalışan rakiplerine,’…Hak yemem, kazananı tebrik ederim…Ancak, hakkımı da asla yedirmem..’ söylemi dik duruşunun simgesi oldu.
İçten, paylaşımcı, samimi görüntüsü, dik duruşu ile vatandaşa farklı dokunabilmekte.
Kendisine oy vermeyeceğini söyleyenlere karşı sergilediği tutum O’nu yüceltti.
İyi bir eğitim süzgecinden geçmiş, Atatürkçü felsefeye inanmış, laik düşünceye sahip.
Sevimli, sempatik, sevgi dolu, herkesi kucaklayan davranışlarıyla takdir toplamakta.
Barışçı, sevecen, hoşgörülü, ayrıştırmayan, bütünleştirici, gerçek bir demokrat.
Kararlı, tutarlı, nezaketli, güven verici, paylaşımcı, uzlaştırıcı, inandırıcı.
Kirli, düzeysiz, yalan saldırılara boyun eğmedi, onların çamurlu alanlarına girmedi.
Kavga, lâfazanlık, polemikten kaçan, iyi bir takım oyuncusu, hatta takım kaptanı.
CHP’lilerin çoğunluğunda bulunan, ‘her şeyi ben bilirim’ havası, kendini beğenmişlik ve tepeden bakma anlayışından tamamen uzak.
Herkesi benimseyen, toplumsal barış, birlikte yaşamayı önceliğine alan, siyasetin kirli yüzü ve dilini reddeden, donanımlı, saygılı biri.
Bir liderde bulunması gereken birçok özellikleri ile toplumun karşısına çıkan Ekrem İmamoğlu’nun, tanındığı kısa sürede Türk siyasetine damga vurduğu görülmekte.
Partili partisiz, her kesimden yurttaşların özlemini duyduğu bir siyasetçi.
Onlarca yıldan bu yana partisinin ideoloji, ilke ve felsefesinden habersiz kişilerce yönetilen, tepeden tırnağa hantal bir yapıda olan CHP’de yeni bir lider mi doğmakta?
Ecevit’ten sonra CHP genel başkanlığına getirilen liderlerin hiç birisi başarılı olamadı.
Her yıl, 1.2 milyon gencin seçmen olduğu ülkemizde, CHP yönetimlerinin bu gençlere ve hedef kitlesine hitap edemediğini hep yaşadık.
CHP’ne gönül verenlerdeki genel kanı, aranan kanın nihayet bulunduğu yönünde.
Ecevit’ten bu yana, CHP içerisinde yükselen yeni bir değer, figür.
Bir liderde bulunması gereken özellikleri taşıyan İmamoğlu ile beklenti sona erdi gibi.
Toplumun tüm katmanlarını kucaklayabilecek yeni bir yüz, ses, farklı bir söylem biçimi ile partili cumhurbaşkanını epeyce zorladı.
Aranılan lider özelliği ile İslamcıların ellerindeki silahı alması da dikkat çekici oldu.
Son altı ayda ortaya çıkan özellikleriyle ülke, yeni ve genç bir liderle tanışmak üzere.
Önceliği elbette İstanbul’u yönetmek. Daha sonrası mı? Toplum O’nu hak ettiği yere yerleştirecek gibi.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?