TÜRKİYE CUMHURİYETİ SORGULANIRKEN

TÜRKİYE CUMHURİYETİ SORGULANIRKEN

Birçokları tarafından farkında olmaksızın bilinen yanlış anlaşılmayı düzeltmek gerek.

Onlara göre Osmanlı İmparatorluğu’nu Atatürk sonlandırmıştır.

Bilinenin tersine Mustafa Kemal, askeri okulu bitirip rütbe aldığı günden itibaren, subaylık kariyerinin bütün aşamalarında imparatorluğun ayakta kalması için mücadele etti.

İmparatorluğun ortadan kaldırılması için yola koyulmadı.

  1. yüzyıl sonunda devlet kuran ve onu kısa sürede geliştirip ileri bir düzeye getiren Osmanlılar, yüzlerce yıl en güçlü imparatorluk olarak söz sahibi oldular.

Ancak, Avrupa Kıtası’nda gelişen sosyal, kültürel, bilimsel, teknolojik ve diğer etmenlerin hızla yayılması sonucunda mevcut yönetim ve toplumsal yapı ile imparatorluğun devam edemeyeceği, yıkılacağı da görülmeye başlanılmıştı.

Bilimsel devrimler çağının gerisinde kalınmıştı

Osmanlı’nın yapısal bozukluğundan kaynaklanan iç ve dış nedenlerini çok iyi tahlil eden Mustafa Kemal sona gelinmekte olduğunu gayet iyi bilmekteydi.

Aynı süreçlerde, imparatorluğun çağa uygun bir devlete dönüşmesi, yönetim ve diğer tüm alanlarda modernleşmesi için yapılması gerekenleri zihninde olgunlaştırdı.

  1. yüzyıl başlarında Osmanlı’nın parçalanıp paylaşılması sürecine girildi.

Bu feodal imparatorluk askeri darbeyle yıkılmadı.

Mustafa Kemal, başlattığı savaşım sonucunda dağılmış, emperyalizme teslim olmuş bir İmparatorluğun küllerinden yeni bir devlet yarattı.

Yıkılan bir imparatorluğun yerine ulus devlet olan Türkiye Cumhuriyetini kurdu.

Kurtuluş savaşının başarılı bir komutanı olma ve ardından da bir ulus devlet kurmayı başarabilmek O’na nasip oldu.

Böyle bir başarı öyküsü dünya tarihinde sadece Mustafa Kemal’e aittir.

Devlet kurmakla kalmamış, devletin sosyal, kültürel, ekonomik, bilim, teknolojik ve diğer tüm alanlarda çağa ayak uydurabilmesi için gecesini gündüzüne katmış ve başarmıştır.

Böyle insanlar dahi olarak nitelendirilir.

Başardı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.

Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ün eseridir.

Ya başaramasa ne olacaktı?

Büyük bir olasılıkla bu coğrafyada laik bir ulus devlet değil, irili ufaklı birtakım sömürge Ortadoğu devletçikleri ortaya çıkardı.

Kazanılan başarının sonucu laik, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.

Aklın ve çağdaşlığın sonuçları olan cumhuriyet devrimlerini saymaya gerek yok.

Günümüzde bu zafer, onu kazanan önderin kişiliği, devrim ve ilkeleri kasıtlı, bilinçli olarak sözlü, eylemsel saldırıların hedefindedir.

Ülke bütünlüğü sarsılmaya başladığında sonun başlangıcı olabilir.

Bunu gerçekleştirebilmek için önceleri sinsice, günümüzde ise açıkça saldırıya geçildi.

Okulöncesinden yükseköğrenime eğitim sisteminin bütünü aydınlanma düşüncesinden koparılmakta, bütün aşamalarda çağdışı eğitimin önündeki engeller tek tek kaldırılmaya çalışılmaktadır.

Hukuk, yargı, adalete güven hızla azalıyor, siyasallaşıyor.

Yazılı ve görsel medyanın neredeyse tamamı taraf.

Parasal güç, belirli bir kesimin elinde toplanmakta.

Ulus devletin birleştirici özellikleri yok edilmeye çalışılmakta.

Kışkırtıcı konuşmalar, sindirme, ötekileştirme son hızla devam etmekte.

Toplumsal barış ve birlikte yaşama koşulları ortadan kaldırılmaya çalışılmakta.

Ya biz, ya da biz anlayışı topluma egemen olmakta. Karşısında isen yaşama hakkı yok.

Ülke bütünlüğünü koruma, demokrasiyi tüm kurallarıyla birlikte yaşama geçirme ve başarılı olmanın yolu, bu ülkede yaşayan cumhuriyet, aydınlanma, çağdaş değerlerden yana olan herkesin kararlı birlikteliğinden geçmektedir.

Bu durum başarıldığında, günümüzde esip gürleyen, kendilerini olağanüstü güçlü sananlar, liberal ve demokrat görüntüsündeki ikiyüzlülerin yok oldukları görülecektir.

Ülke sorunlarına tamamen duyarsız kalan çoğunluk, görsel medyada usanmadan her gün büyük keyif alarak izledikleri düzeysiz ucuz magazin haberlerini, ahlaksızlığın tavan yaptığı evlilik programlarını, dizileri, izlenme rekorları kıran Survivor’u izlemeye devam etsinler.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?