TESETTÜRLÜ KADIN ATATÜRKÇÜ OLAMAZ (MI?!..)

TESETTÜRLÜ KADIN ATATÜRKÇÜ OLAMAZ (MI?!..)

“Zarafet göze batmak değil, akılda kalmaktır.” (Giorgio Armani)
“Kadınlık meselesinde dış görünüş ve kıyafet ikinci derecededir. Asıl mücadele alanı, kadınlarımız için görünüş ve kıyafette başarıdan daha çok, asıl başarılı olunması gereken alan ışıkla, kültürle, gerçek faziletle süslenmek ve donanmaktır. Ben saygıdeğer hanımlarımızın Avrupa kadınlarından daha aşağıda kalmayacak, tersine pek çok yönlerde onların üstüne çıkacak ışık ve kültürle donanacaklarına kesinlikle kuşku duymayan ve buna kesinlikle emin olanlardanım.” (M. Kemal ATATÜRK)
Günümüz de bazı tarikatler ve cemaatler maalesef kendileri gibi düşünmeyen ve aralarına katılmayanları MÜSLÜMAN olarak görmüyorlar. Bu yanlışı sadece DİNDAR kesim mi yapıyor derseniz; HAYIR diye yanıt veririm.
Çok üzülerek; aynı yanlışı ATATÜRKÇÜ kesim de yapıyor derim.
Kendilerini toplumun üzerinde gören o;
AYDIN, ELİT, MODERN ve SOSYETİK KESİM maalesef kendilerinden başkasını da ATATÜRKÇÜ olarak kabul edemiyorlar veya etmiyorlar. Onlara göre ATATÜRKÇÜ olmanın yolu KILIK-KIYAFET’ten geçer!..
İlla ki MODERN bir dış görünüşe sahip olacaksın. Olamıyorsan ATATÜRKÇÜ olamazsın!..
Kadınlar da başörtülü veya tesettürlü olanlara erkeklerde ise sakallı olanlara biraz şüpheyle bakılır ve o kesimden ATATÜRKÇÜ çıkmayacağına inanılır.
ACI ama gerçek bu!..
Oysa bu KÜLLİYEN yanlış bir düşünce ve önyargı.
Nasıl ki; İSLAM DİNİ’nin de şekilciliğin ve kılık-kıyafetin önemi yoksa bana göre ATATÜRKÇÜLÜK’te de kılık-kıyafetin ve şekilciliğin önemi olmamalı!..
Öylesine başörtülü ve tesettürlü bayanlar tanıyorum ki MODERN giyimli kadınlardan daha fazla ATATÜRKÇÜ… Bana göre KADINLAR eğer inanmışlarsa her konuda erkeklere göre daha çok DAVA İNSANIDIR!..
Adeta; “ölmek var, dönmek yok” dercesine inanmışlardır. İnandıkları yolda yalnız da kalsalar ilerliyorlar…
Haa bu arada şunu da ilave etmeden geçemeyeceğim. Öyle MODERN giyimli bayanlar da biliyor ve tanıyorum ki; başörtülü veya tesettürlü bir kadınlardan daha çok DİNDAR’lar… Zaten herkesin inancı kendisinedir. Kimse ALLAH ile KUL arasına girmemelidir!..
Atatürk’ü sayan ve seven SAKALLI erkekler de tanıyorum. Ancak kadınlarımız erkeklere göre birkaç adım öndeler.
Bu yazıyı okuyan bazılarınız şimdi diyecek ki;
“Peki ATATÜRK 25.11.1925’te neden şapka ve kıyafet devrimini yaptı?“
Kılık-kıyafet bir toplumun kültürünü ve karakteristik özelliklerini ortaya koyan en önemli etkenlereden birisidir. Osmanlı Devleti zamanında çok uluslu ve çok kültürlü bir yapı vardı. Her millet kendi yöresel kıyafetlerini giydiği için, giyimde bir birlik-bütünlük yoktu. Buna karşı Avrupa’da modernleşmenin yaşanması ile birlikte her ülke kendi yerel kıyafetleri yerine ortak ve çağdaş kıyafetler giymeye başladı.
M. Kemal ATATÜRK, Türk toplumunu tamamen çağdaş, bütün anlamıyla ve görünüşüyle modern bir toplum haline getirmeyi hedefliyordu. Bu yüzden ilk adım olarak şapka kanunu çıkmıştır. Çünkü o zamanlar kullanılan fes, kalpak, külah, takke ve sarık gibi başlıkların yanı sıra cübbe, şalvar, potur vs vs geri kalmışlığın bir sembolü haline gelmiş, DOĞU ile BATI’yı ayıran bir dış görüntü halini almıştı.
Mustafa Kemal ATATÜRK; kıyafet değişimiyle, Türk milletinin zihniyet bakımından da çağdaş toplumlardan bir farkı bulunmadığını göstermek istemiştir.
İşte bu yüzden derim ki gerek DİNİ inanç gerekse ATATÜRKÇÜ düşünce bakımından kimseyi dış görünüşü yüzünden dışlamayalım. Olduğu kabul edip, birlikte çalışmayı denemeliyiz…
Bunu başarabilen STÖ’lere ne mutlu

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?