SİYASETİN KİRLİ YÜZÜ

SİYASETİN KİRLİ YÜZÜ

Genel seçim havası yaratılan seçimlere iki hafta kala son düzlüğe çıkıldı.
Kurulan ittifaklar sayesinde toplum, tam ortasından ikiye ayrıştırılmış durumda.
Yapılacaklara yönelik proje konuşulması ikinci, hatta üçüncü sıraya konulmuş gibi.
Öfke, kin tohumları ekilmeye devam edilerek toplumda gerginlik yaratılmakta.
Karşılıklı söylenen sözler ağır hakaretler içermekte.
Her türlü etik dışı saldırı, kumpas ile siyaset, ‘belden aşağıya’ indirildi.
Özellikle ‘Cumhur İttifakı’nın söylemleri tahrik edici, ayrıştırıcı, kırıcı, çatışmacı.
Akıl ve dil ile yapılması gereken siyasetin yüzü ve dili tamamen kirlendi.
Kırgınlık, kızgınlıktan öte ağır sözlerle söylenen aşağılama, iftira, yalan, hakaret, öfke. Sözler kurşun gibi ağır, kenar mahalle sokağının dilinden daha geri, itici.
Sevgi, hoşgörü, tahammül kalmamış, korku yaratılarak oy devşirme sevdası öncelikli.
‘İllet, zillet, ahlaksız, FETÖ’cü, Kandil işbirlikçileri…’ gibi tehlikeli söylemler.
Söyleyenler ise, maalesef ülkeyi yönetenler.
Yaşımız gereği onlarca seçim yaşadık ancak, bunca kirli olanını görmedik.
‘İspat etmezsen şerefsiz ve alçaksın. Edepsiz, çirkef, sahtekâr, düzenbaz, yalancı…çapulcu, haçlı..’ ve daha nicelerini söyleyen, ülkede söz sahibi olan siyasetçiler.
Kazanmak için ‘her yolun mubah’ olduğu seçimler bittiğinde kirlilik temizlenir mi?
Düzelmesi olası değil, ‘ok yaydan, cin şişeden çıkmış’ durumda.
Seçim stratejisi olarak kurgulananlar yeri geldiğinde devreye konulmakta.
Kullanılan nefret kaynaklı söylemler toplumda algı yaratmakta ve taraf bulmakta.
‘Cumhur İttifakı’nda, çiğnenen sakıza dönüştürülen ‘beka’dan ötesi yok.
Ekonomi, sanayi, eğitim, tarım, demokrasi, hukukun üstünlüğü… konuşulmamakta.
Öncelikleri, her zaman yaptıkları inanç sömürüsü.
Yaşanmayan ezan ıslıklanması üzerinden seçim kampanyası yürütülmekte.
Sevgi, saygı, hoşgörü, barış..sözcüklerinden uzaklaştırılan siyaset; kimlik, inanç, mezhep, ideoloji eksenli olarak farklı olanların mücadele alanına dönüştürüldü.
Milletin neredeyse tamamının ortak kutsalı olan ezan, kuran, bayrak ve benzer bazı değerler siyasete malzeme/araç olarak kullanılmak istenilmekte.
‘Ezan, vatan, bayrak düşmanları’ Osmanlı tokadı yemeliymiş.
Tokat yiyecekler, ilgisi olmayan, ‘Cumhur İttifakı/bekacı’ çıkarcılarına karşı olanlar.
Kirliliği yaratanlar;
‘Allah size emaneti ehline vermenizi emrediyor….Karşısına çıktığınızda emaneti bize verdiğinizden dolayı size hesap sormayacak..’
‘Bize verdiğiniz oylar mahşer gününde kurtuluş belgeniz olacak..’
‘Allah ve Peygamber için destek çıkın..AK Parti’ye, Erdoğan’a oy verdiğinizde Cennetin anahtarı cebinizdedir…’ söylemi ile seçim propagandası yapmaya çalışarak, kendilerini Allah’ın Türkiye temsilcisi yerine koyma cesaretinde bulunan ve benzerleri.
Benzeri söylemler, ‘Taksim’de ezan ıslıklanarak protesto edildi..’ iddiaları tamamen kışkırtıcı olup, toplumsal barış ve birlikte yaşam sınırlarını zorlamakta.
Tıpkı, yalan olduğu ortaya çıkan Kabataş’ta yaşandığı iddia edilen olaylar gibi.
Bu tür tahrikler, yıllar öncesinin Çorum, Sivas, Kahramanmaraş hatta, İstanbul’da yaşanan 6-7 Eylül 1955 olaylarının çıkış nedenlerini anımsatmakta.
Siyasiler, toplumsal gerginliklere yol açabilecek söylemlerden kaçınmak zorundalar.
Tamamen algı yaratılmaya dayandırılan siyaset, hazır duruma getirdiği hedef kitlesini uzaktan kumanda etmekte.
Okuma, eleştiri, sorgulama, analiz/sentez, yorum yapmayı sevmeyen; birey bilincine sahip olamamış, biat edip, aklını kiraya verenlerin çoğunlukta olduğu toplumlarda siyasetin mevcut yüzü/dili birileri için geçerli olabilir ancak, toplumun çoğunluğu için asla.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?