Galiba artık içimizi ,sözümüzü kanata kanata her günün sabahında ve gecesinde gelen şehit haberlerine alıştık ..bundandır dizelerimin aşk’sıralanışı..
Yinede sevdik yaşamı.. Yedik, içtik, uyuduk .. Yeri geldi ağladık. Yeri geldi gülüp oynadık ..
Yol uzun olunca dizeler kilometre taşı gibi sıralanıyor. Bundandır “eylül’e” sitemim, sevgim, hasretim… Çünkü sonrasında “ekim” ben varım…
Günümün özeti;
“Eylül gibi sev yaşamı ”
Yaşamı doya doya yaşamak istiyorsan
Tadını çıkaracaksın her an’ın
Yok öyle dümdüz çimenlerde yürür gibi gitmek
Mesela ;
Mutlu olduğun günü günden sayacaksın
Mutlu olmadığın günlere öfke yağdırmayacaksın ki !
Yaşamda seni sevsin senin mutluluğu
Sevdiğin gibi ..
Çekiştirmeyeceksin kimseyi
Nasıl sen değişmiyorsan başkaları için
Sende değiştirmek istemeyeceksin
Yaşam bir film şeridi gibi geçsin gözlerinden
Mesela ;
Bazen yaşam tekerleri ters döner düz yolda
Bazende ters yolda düz gider son surat
Dümen kontrolü senin elinde ise sıkıntı yok
Var saydıklarına da ayak uyduracaksın
Rüzgar gibi esmeli,
Yağmur gibi yağmalı,
Güneş gibi sımsıcak olmalısın
Hiç bir şey filmlerde ki gibi mutlu son ile bitmiyorsa dram nedir o’nuda bileceksin
Mesela ;
Ortaya acı ile karışık
Şiir de yazmalısın
Uluorta çıkıp çıplak ayaklar ile dans etmesinde bileceksin ki!
Yaşam seni sıkı sıkı sarmalasın
Yeri geldiğinde sevmediğini söylemeli
Yeri geldiğinde “seni seviyorum ” diyebilmelisin
Bak geçmiş zaman şairlerine
Ne çokta sevmişler
Acıdan zevk alan adamlar diyorum ben bunlara
Ve çok seviyorum her birinin öykülerini
Mesela ;
Bir kadını severken
Nazım kadar hovarda
Ümit kadar çapkın
Bedri kadar içten içe
Ve en çokta ;
Cemal gibi sev
Sev’ki sürgün yerine dönsün aşk’a
Aşk’a hasret bedeni
Mesela;
Aylardan eylül ortalık toz duman
Bilmiyorlar ki aşk eylül’e hasret
Eylül aşk’a….
Mesela;
Öyle yalnızım diye sızlanmayacaksın hayata
Kendini sevmeyen başkalarını hiç sevemez
Önce kendini seveceksin sonra aylardan “eylül’ü”
Tıpkı otobüste kimseler sezmesin diye yalnızlığını cam kenarını seçeceksin
İncinmesin sol yanın diye arada bir cam’a bakacaksın öyle ulu orta dümdüz …
Sövmeyeceksin “yaşama”
Uluorta sevdiğini haykıracaksın ki
Sevdiceğim/sevdiklerin bilsin
Mesela ;
Ben kapıdaki çınarımı, saksıdaki çiçeğimi sever gibi sevdim yaşamı, yaşamda ki seni
Öyle saf öyle dümdüz
Bazen içimi söküp kanattım
Bazen de gök mavi /beyaz bulut gibi
Kuruyan yaprakları yüreğimle suladım yeşil yeşil
Eylül gibi sevdim
On üçüncü baharlar yeşile çalan mavi ile gelsin diye
Sevdim ulan
Abbas gibi Rıza gibi
Ah Ayten yok mu? O Ayten
Ya Fahriye abla ya da Ayşeler, Fatmalar
Nice isimsiz aşkını kalbine gömenler gibi…