OY GİRESUN’UN EVLERİ

OY GİRESUN’UN EVLERİ

Merhaba  Sevgili Gündem  Okurları.

Bugün sizlerle bir başarı öyküsünü paylaşacağım.

Bundan yaklaşık  2 yıl önce Gülten ile Ankara’nın  sonbaharında yollarımız kesişir. Öyle içten öyle sıcak bir yüreği vardır ki! Söküp o yüreği avcunuzda taşımak istersiniz. Hepimizin bir hikayesi olduğu gibi Gülten’ nin de  hikayesi   öyle güzel ki paylaşmamak olmaz.

Baba çocuk yaşta öksüz kalınca acımasız diye adlandırdığımız hayat döngüsünde ayakta kalabilmek için çocuk yaşta çalışmaya başlar. Antalya Serik’e bağlı Çaltepe köyünde oturmaktadır. Köyün dünyalar güzeli kızı Gülsüm’e aşık olunca yuvasını kurma telaşı ile gurbet ellerin yolunu tutar. Taşı toprağı altın denilen İstanbul’a gelir. Yuvasını kurmak için çalışmaya başlar.Yeterli parasını biriktirdikten sonra yavuklusuna kavuşmak için memlekete geri döner. Bir çok zorluklar yaşamış olsa da aşıkların önünü serilen engelleri aşarak yuvalarını kurup tekrar İstanbul’a geri dönerler .Gülten , bu aşkın 2 ci çocuğu olarak  dünyaya gelir. Almanya’nın Türklere kapısını açtığı yıllarda Hakkı amca da yazılır 1966 yılında gurbetin yollarına düşer. Hal böyle olunca Gülsüm teyze de çocuklarını alır Antalya köye geri döner . 2 yıl sonra Gülsüm teyzede Hakkı amcanın yanına Almanya ya gider .Geride kalan üç çocuk artık anneannenin kolları arasındadır. Daha sonra çocuklarını yanlarına alsalar da orada fazla duramadan Antalya ‘da oturan dayının yanına tekrar geri dönerler. Çünkü ne abla ne de Gülten Almanya’da okumak istemezler. Anne ,baba ve erkek kardeş sonrasında bir kız çocukları daha dünyaya gelir. Gülten ve abla okula başlamış ancak yaz aylarında kısa izin dönemlerinde aile tekrar bir araya gelir. Diğer çocuklar da okul çağına gelince Hakkı amca Almanya da kalır Gülsüm teyze ise çocuklarını bir arada tutmak için Antalya ya geri döner. Gülten artık büyümüş ve liseli olmuştur. Hakkı amcada o yıl kesin dönüş yapar . Gülten istememesine rağmen artık kız meslek liseli olmuştur. Çünkü ablada o liseyi bitirmiştir.Gülten’nin en büyük hayali o yıllarda doktor olmaktır. Ama mezun olacağı okul şartları bu hayaline set çeker. Daha sonra üniversiteyi kazanmış olsa da baba Antalya dışında başka bir il e göndermez. Ve böylece Gülten okul hayatı liseden sonra sona erer. Abla 20 li yaşlarda evlenince Gülten’nin de evlilik yolu açılmıştır. O yıllarda çıkan bir çok talipler arasında kendi köylerinden olan yağız delikanlı ve üniversiteli  Ziyad’ a hayır demez ve 1987 yılında evlenirler. Artık Gülten Ankara’lı olmuştur. 2 çocukları olur .Bir gün eşi Gülten’e hiç  bir şeyin geç olmadığını  ve hala üniversite okuyabileceğini söylediği zaman ,Gülten şaşkındır. Hiçbir bahane üretmeden o yıl sınavlara hazırlanır Gazi Üniversitesi  El Sanatları Öğretmenliğini kazanır.  Vay be böyle eşler de var dedirtecek kadar. Bankacı olan eş artık en büyük yardımcısıdır. Okul biter. Çocuklar büyür. Ve şimdi Gülten Bolu İzzet Baysal Üniversitesinde hocadır.  Bir konuşma esnasında “Yaşadığımız Kültürü Yansıtan Etnografig Eserler” araştırmasını yaptığını bahsedince çok ilgimi çekmişti. Bir yanda yarım bıraktığım üniversitem geliyor aklıma bir yandan da hala geç değil. Ama bende boş durmuyorum . Gülten 2013 ‘de Güney Kore Uluslar arası sergi ve yarışmada katıldığı ülkemizi tek başın temsil ettiği cam takı ve tasarımları ile alan ödülü ve mansiyon ödülü alır. Benimde cam sanatı aşkım böyle başlamış olur. Dostluk ilerledikçe bende ilimizden bahsedip bir çok el sanatlarını aktarma çabasına girince aklıma takılı kalan Bülent Öztürk Üstadında böyle bir alandan tanıtılması gerektiğini düşünerek ,Gülten hocama bahsettim. Yapmış olduğu eserlerin fotoğraflarını paylaştık. Yaklaşık 6 ay sonra Gülten Hocam Bülent Üstadı  Gaziantep 1 .Uluslar Arası Sanat Tasarım ve Moda Kongeresi  kapsamında  sunum olarak anlatılacaktır. Kısacası Giresun eski evleri ve takaları dünyaya açılan pencerede yerini alacaktır.

Kimdir Bülent usta?

Hepimizin tanıdığı .Bana göre ise ayaklı kütüphane ,radikal ,sanatın her yönünde muhteşem bir donanıma sahip hoş sohbet edilebilecek ve bilgisinden faydalanılancak bir insandır. Tek arzusu kendi imkanlarınca öğrendiği ahşap sanatını nesillere aktarmaktır. Günümüzde her şeyin fabrikasyona dönüştüğü ortamda el sanatlarının yok olmaması için mücadele eden  Gülten hocam  farklı illerde farklı el sanatlarını araştırarak İlin özelliklerini cam eserlerine yansıtarak kültürlerin yaşamasına katkı sağlamaktadır. Sempozyumdan sonra inşallah kuracak olduğum bağlantı sonralarında bizim kültürümüzü de cama yansıtarak öğretim üyesi arkadaşları ile şehrimizde ağırlamak nasip olur.

Yok olan kültür miraslarımıza kendi imkanları ile sahip çıkan ve onları cam aşkı ile buluşturan Gülten Kurt hocam özveride bulunup Bolu’dan İlimize gelmesi Bülent Üstadın yapmış olduğu ahşap sanatı çalışmalarına önem verip Uluslar arası Kongreye taşınacak olması Giresun evleri ve takalarının tanıtılması güzel bir olaydır. Dilerim yıllardır bu alanda  mücadele veren Bülent Öztürk Üstad hayalindeki kurmak istediği atölye tekrar gündeme gelir. Kendi imkanları ile yapmış olduğu ahşap sanatı nesillere aktarılmış olur.

Ve bu alan çalışmasını değerlendirerek Ulusal Sempozyuma taşıyan Yard.Doç Gülten KURT hocama sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Baharın  coştuğu bu günlerde yüreğinizdeki sevgi ve muhabbetin hoş olduğu bir gün dilerim.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?