NATO’YA ÜYE OLMAK İÇİN ŞEHİT -GAZİ OLMAK

NATO’YA ÜYE OLMAK İÇİN ŞEHİT -GAZİ OLMAK

Birleşmiş Milletler Örgütü’ne üye bazı uluslar 1949 yılında kendi aralarında yeni bir birleşme ve dayanışma örgütü kurdular. Bu örgütü Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Fransa, İngiltere, İzlanda, Hollanda, Belçika, İtalya, Danimarka, Norveç ve Portekiz kurdu.

Teşkilatın askeri yapısı, üye ülkelerin Genelkurmay Başkanlarından veya onlar adına daimi görev yapan temsilci askeri personelden oluşur.

25 Haziran 1950’ de patlak veren KORE savaşına TÜRKİYE Birleşmiş Milletler emrine bir tugay vermek suretiyle, en geniş ve en etkin bir şekilde katılan bir kaç devletten biri olarak Kore savaşlarında Türk askerinin gösterdiği kahramanlık ve mücadele azmi her türlü övgünün üstünde idi. Bunlardan biride GİRESUN lu  hemşerimiz 1930 doğumlu  Kore gazimiz NEJDET AYHAN’dır.Namı değer NEJDET çavuş ,ZONGULDAK’ ta işçi olarak çalışmaktayken,  KORE’den gelen şehit haberleri üzerine ben asker olup KORE’ye gideceğim şehitlerimizin öcünü alacağım diye arkadaşlarına söylenirken askere alınır, çavuş olur KORE’ye gider.

SAMUEL T. WİLLİAMS BAKIN NE DİYOR?

“Keşif kolu çavuşu olarak 30. 11. 1952 geçesi keşif kolu komutanı olarak düşman ateşi ile bacağından yaralanmış olmanıza rağmen, keşif kolunuzun hüsnü iradenizi elden bırakmadınız. Sizden sayıca üstün bir düşman kuvvetine hücum ettirerek onları püskürttünüz ve nihayet bu faaliyetten sonra keşif kolunuzu, yaralı erlerle birlikte kendi hatlarınıza ulaştırmaya Muaffak oldunuz. Bu nevi hareketlerinden TÜRK askeri bütün KORE’de muhteşem bir muharip olarak tanımak gibi yüksek bir şöhrete  sahip olmuştur.                                      Sizler gibi cesur ve mesleki  maharete sahip komutanlık vasıfları gösteren kimseleri 25 ‘inçi tümence birlikte çarpıştıklarını görmekle çok bahtiyarım.” ( SAMUEL T. WİLLİAMS ABD Tümgenerali.)

Yani takdir  kazanmıştır.

TÜRK Silahlı Kuvvetleri K omutanlığ Tuğ General SIRRI AÇAR ise şu değerlendirmeyi yapar;

“ Keşif kolu komutanının yaralanması üzerine sevk ve idareyi kendi inisiyatifi ile ele alan ve yaralı olmasına rağmen çarpışmaya devam eden ve yaralı çavuşunu kendi yarasına bakmadan sırtına alarak mevziiye getiren ve bir arkadaşına tabanca ile hücum eden muhtemelen bir düşman subayını atik hareketle süngüleyerek yere seren Nejdet Çavuş’u cesaret fedakârlık ve arkadaşlık duygularının bir hamest örneği olarak gösterir,

Tarih boyunca düşmanlar ile göğüs göğse savaşan ve kahhar süngüsü ile düşmanını titretip dize getiren atalarımızın cevheri, cesaret ve kahramanlık olan asil kanlarını damarlarında taşıyan sizlerin elinde de Türk süngüsünün azametli kudretini görmekle milletimiz ne kadar öğünse azdır. Türk’ün ezeli ve ebedi şiarı olan az kuvvetle çok kuvveti yenmesindeki yegane amilin cesaretle dövüşmesini bilmesinden  ileri geldiğine bu keşif kolunun ,şu küçük hareketi en canlı ve hakiki bir delilidir.Şanlı tarihimize bir kahramanlık menkıbesi daha ilave eden bu keşif kolunun hareketinden, bütün tugay mensuplarının alacakları her görevi aynı şekilde başaracaklarına ve Türk’ün şeref ve haysiyetini her zaman ve her yerde icabında canlarını dahi feda ederek koruyacaklarına olan sarsılmaz inancımızı bir kat daha kuvvetlendirmiştir.

Secaat, kahramanlık itaat ve arkadaşlık duyguları ile ezelden bugüne kadar sayısız kahramanlık örneği sergileyen Türk ordusunun başarısı sonucu NATO’ya 1952 yılında Türkiye’de katıldı. Şehit ve gazilerine olan Türk milleti adına olan borcumuzu, 2016’ ya geldiğimiz bugünlerde adeta Türk yurdu bugün  bir ateş çemberinde iken, içinde sayısız kahramanlık timsalleri ile vatanını savunan şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerken, geride kalan şehit yakınlarımıza ve gazilerimize olan hürmet ve saygımızı göstermek adına 19 Eylül gaziler gününü anma etkinlikleri çerçevesinde onlara bu kahramanlıklarını hatırlatacak onura edecek,  o günleri yad edecek bir organizasyon düzenleyip, bu sayede onlara olan minnettarlığımızı göstermek adına çok zor olmasa gerek. Dün NATO’ya girmek için nice canlar veren, kanlarını döken Türk Milleti, bu gün nasıl NATO ile  adeta savaş halindeymiş gibi Türkiye’deki uzantılarıyla da mücadele etmekteyse, yarın da bu gün dökülen kanların  kardeş kavgasından beslenen emperyalistlerin değirmenine su taşımaktan öteye gitmeyen bir mücadele olduğunu görüp mahcup olmamak için  millet olarak bu oyuna dur demek herkesin  borcudur.   Bu kan durdurulurken ise şehit ve şehit yakınlarına, ve geride Nice kahramanlık misalleriyle aramızda dolaşan gazilerimize göstereceğimiz saygı ve değerler ise bu milletin erdeminin ölçüsü olacaktır. Vesselam.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?