MECZUPLAR SADECE ATATÜRK’E SALDIRIYOR NİYE SALDIRACAK BAŞKA BİR ŞEY BULAMIYOR

MECZUPLAR SADECE ATATÜRK’E SALDIRIYOR NİYE SALDIRACAK BAŞKA BİR ŞEY BULAMIYOR

 

Urfa’nın Siverek ilçesinde; başı sarıklı, şalvarlı bir gerici Atatürk büstüne saldırıyor.

Eline bir orak alarak saldıranın adı:Mehmet, soyadı MALBORA..

Sizinde gördüğünüz gibi ön ismiyle bizden biri…

Soy ismiyle Amerikan patentli!

Eh, zaten bu zamana kadar Atatürk Heykeline yapılan saldırıların kaynağı ve menşeyi de bu patentlerden gelmiyor muydu?

Her neyse…

Bu ‘dış patentli’ ve soyadının ilk hecesi ‘mal’ olan beyni yıkanıp, iyice ‘sıfır zımpara’ ile zımparalanan bu iki ayaklı mahlukat; eline bir orak alarak Atatürk Büstüne saldırıyor…

Ve güpegündüz, herkesin gözleri önünde, birazda sırıtarak sağa-sola poz verircesine elindeki orakla Atatürk Heykelinin ayaklarına vurmaya başlıyor….

Bir yandan vuruyor, bir yandan da ‘ezberlettirilerek kıraat ettirilen’ şu sloganı atıyor; “Dinimizde putperestlik yoktur!”

Derken, jandarmaya ve polise haber veriliyor…

Ve yalvar-yakar büstten aşağıya indiriliyor.!

Emniyete götürülüyor..

Sanırım buradan ötesini tahmin etmişsinizdir diye düşünüyorum.

Kamuoyuna malum deklare yapılıyor; “BİR MECZUP!”

Ne dersiniz; Atatürk Heykellerine saldıran ‘meczupların’ aklımıza gelenlerini şöyle gelişigüzel bir sıralayalım mı?

Hadi o zaman birlikte anımsayalım;

Sakarya’da bir vatandaş baltayla Atatürk Heykeline saldırmıştı da ve o dönemin Valisi Coş; “Bu şahıs, 2010 yılında da buna benzer bir olay yapmış. Bu adamın psikiyatrik sorunları var” demişti…

Yani: MECZUP

Yine 2014 yılında İstanbul-Esenyurt’ta Atatürk Heykelini ‘yakmak’ için ateşe vermişlerdi de…

Ateşe veren kişiyi kamuoyuna;MECZUP’tur diye ilan etmişlerdi…

Başkent Ankara-Gölbaşı’nda da Atatürk Heykelini bir gece kimliği belirsiz kişiler tarafından ‘benzin dökülerek’ yakılmak istenmiş ve daha sonra Atatürk’ün büstünü yakmak isteyenler ele geçirilmemiş ama bu kimliği belirsiz kişiler “MECZUPTUR” diye kamuoyuna bildirilmiştir…

Yani bu “Meczupluk” olayı Menemen’de ‘Kubilay Olayı’ ile yola girmiş ve günümüze kadar kesintiye uğramadan gelmiştir!

Yani her kim ki Atatürk’e hakaret ederse onun adı: MECZUPTUR!

Her kim ki, Atatürk Heykeline farklı biçimde saldırı eylemlerinde bulunursa-bulunsun, onun adı: MECZUPTUR!

Yani bir anlamda “Meczup” denildi mi; akan sular duruyor!

Ve her “meczup” istediği an, istediği yerde Atatürk’ün değerlerine ve Atatürk Heykeline saldırabiliyor!

Yani böyle sınırsız bir özgürlüğe sahip bizim ülkenin ‘Meczupları!’

Bu tür ‘meczupluk’ hastalığına yakalananlar ‘yapmak istedikleri’ eylemleri yaptıktan sonra bir-iki saatliğine çay-kahve içmek için Karakola alınırlar…

Çay-Kahve sohbeti bittikten sonra (usulden) Adliyeye çıkarırlar!

Meydanlardan kalabalık dağılınca da; serbest bırakılırlar…

Çünkü onların ‘akli-melekeleri’ başında olmayıp; Meczup’turlar!

Benim korkum; bunlara birde tıbben ‘meczup’ raporu verilip ve birde hepten ‘dokunulmazlık zırhına’ sokarlarsa ‘ne yaparız?’ diye düşünmüyor da değilim hani!

Ne yalan söyleyeyim bu endişeyi taşıyorum!

Şimdi yavaş-yavaş yıllar öncesine giderek sonlandırmak istiyorum bu ‘meczuplar’ sohbetini…

Yer: İZMİR

Yıl; 1966

Ve aylardan; 1 Nisan (Cuma) günü bir ‘gerici) Atatürk Heykelinin önünde namaz kıldıktan sonra, yanında getirdiği baltayla Atatürk Heykeline saldırır.

Ve bu çirkin saldırı anında ülkenin dört-bir tarafından duyulur!

İstanbul, Ankara ve İzmir Üniversiteleri birdenbire ayağa kalkar…

Ve İzmir’de saldırıya uğrayan Atatürk Heykelinin yanına toplanılır ve “ATATÜRK’E BAĞLILIK NÖBETİ” tutulur…

Bu ‘eylemin’ öncüsü ve lideri: Mahir ÇAYAN’dır…

SBF Kulübü Başkanı Mahir ÇAYAN, tarihe geçecek şu konuşmayı yapar;

“Büyük kurtarıcı Atatürk’ün büstüne saldıran, yeşil bayrak isteyen gerici, korkun zihniyet, AP döneminde tekrar hortladı…

(…) Çirkin politikacı, yurt-sevmez politikacı yıllardır Atatürk politikalarına dil uzatmış, karşı çıkmıştır.

Ve yıllardır bu yurt-sevmezlere dur diyen çıkmamıştır. Ve nihayet bu korkunç düşünce, ilerici güçlerin potansiyeli olan yüce Ata’nın büstüne saldırmıştır.

Biz, bu çirkin saldırılara araç olan, uyutulmuş zavallı kişilere değil, bu anlayışın bilinçli, çıkarcı sözcülerine sesleniyoruz;

Kuvvetini Atatürk Devrimlerinden alan bir gençlik örgütü olarak biz, SBF Fikir Kulübü , tüm bu yurt-sevmez hareketin karşısında sonuna dek direneceğiz ve Atatürk büstüne kadar uzanmaya cüret eden ellerinizi kıracağız.”

Ne dersiniz?

Mahir Çayan’ın, yıllar önce yaptığı bu konuşmayla sohbetimizi bitirelim mi?

Bence de bitirelim…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?