M E V L İ T    K A N D İ L İ

     M E V L İ T    K A N D İ L İ

  SOHBET

Doğumuyla dünyayı nura ve huzura kavuşturan peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav), Rabiulevvel ayının onikinci gecesi dünyayı şereflendirdi.

Yüce Allah’ın daha önce yeryüzüne gönderdiği peygamberlerin getirdiği kitaplar ve dinler tamamen unutulup kaybolmuştu. Her çeşit vahşetin, zulmün ve işkencenin hüküm sürdüğü, mukaddes Mekke şehri ve kutsal Kâbe, ilah diye tapılan putlar diyarı haline gelmişti. Varlıklı ve güçlü olan bazı insanlar yaptıkları ahlaksızlık ve haksızlıklardan utanmıyorlardı. Ebrehe ordusuyla birlikte Kâbe’yi yıkmaya kalkışmıştı. Altıncı asır Arap yarımadasında, tüyler ürperten bu vahşetler yeryüzünde hüküm sürerken yüce Rabbimiz sevgili Peygamberimizi insanlığa hidayet güneşi ve âlemlerin rahmeti olarak gönderdi.  Kuranı Keriminde de:

Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.1 buyurdu.

Âlemlere rahmet olan peygamberimiz yeryüzündeki zulmü ve haksızlıkları bitirdi. İlim, adalet, güzel ahlak ve hürriyet ışığıyla dünyayı aydınlattı. İnsanlığın her sınıfına örnek olacak üstün bir hayat yaşadı. Bütün insanlık için örnek kabul edilecek, izinden gidilecek mukaddes davası için seve seve can verilecek büyük bir lider oldu.

Yüce Rabbimiz, Peygamberimizin bizler için ne muhteşem bir örnek olduğunu, ayetlerinde şöyle açıkladı.

Gerçekten Allah’ı ve ahiret gününü arzulayanlar ve Allah’ı çok zikredenler için, size Allah’ın peygamberinde takip edeceğiniz pek güzel örnekler vardır.2

Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı, Allah’ın izniyle bir davetçi ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik.3

And olsun, size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız onu çok üzer. O, size çok düşkün, siz inananlara karşı çok şefkatli ve merhametlidir.4

Peygamber efendimiz tüm insanlık için örnek alınacak mükemmel bir model insandır. Üstün nezaket kurallarının uygulayıcısıdır. Hiç kimseye karşı kaba ve küçümseyici bir tavrı görülmemiştir. Yumuşak tabiatlıdır. Fakirlere, muhtaçlara, çocuklara, kölelere, kadınlara, hayvanlara, bitkilere, akrabalarına, yetimlere, hatta düşmanlarına ve kâfirlere bile nezaket gösterip şefkatli davranmıştır. Rabbinden her fırsatta ümmetinin bağışlanmasını dilemiştir.

O’nun ümmeti olarak bizler de sevgili Peygamberimizin doğum yıldönümü hürmetine imanımızı, İslam’a bağlılığımızı ve hazreti Muhammed sevgimizi kuvvetlendirmeye çalışalım. O’nu daha fazla okuyup anlamaya ve sünnetini yaşamaya gayret gösterelim.

Sahabesi Peygamberimize hitap ederken O’na sevgilerini bildirmek için:

Anam babam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü, diyerek söze başlıyorlardı.

Hz. Ali (r.a.) de:  —Rasulullah’ı susuz bir insanın suya hasreti gibi severdik, diyordu.

Peygamberimiz (as)’da kendisinin sevilmesiyle ilgili olarak:

Sizden biriniz beni anasından, babasından, çoluk çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olmaz.5 buyurmuştu. O halde bizler de peygamber sevgimizin tezahürü olarak O’na bol bol salâvat getirelim. Peygamberimizin adını duyduğumuzda mutlaka; Allahümmesalli ala seyyidina venebiyyina Muhammedin veala âli Muhammed, diyerek O’na salâvat getirmeyi ihmal etmeyelim.

Yüce Rabbim bizleri peygamberimizin şefaatinden mahrum bırakmasın. Mevlit kandili hakkımızda hayırlı ve mübarek olsun.

——————————————————–

  • Enbiya suresi;     ayet
  • Ahzap suresi;              //
  • //                – 46. //
  • Tevbe suresi;           //
  • Buhari – Müslim;  İman

 

 

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?