KAZANAN TÜRKİYE OLDU

KAZANAN TÜRKİYE OLDU

Havuz medyası ile algı yaratmaya çalışan rakiplerine,’…Hak yemem, kazananı tebrik ederim…Ancak, hakkımı da asla yedirmem..’ söylemi ile dik duruşun simgesi olan İmamoğlu ve Ankara, Antalya, Adana, Mersin, Bolu..başkanlarının şahsında kazanan Türkiye oldu.
Seçim sonuçlarına göre kaybeden ve sonunda kaybetmeye mahkûm olacaklar;
Ülkenin gerçek gündemini en arkalara iten, üzerini kapatanlar.
Tercihlerini kendilerinden yana kullanmayanlara, ‘zillet, illet, terörist, FETÖ’cü…’ diyerek ağır ithamlarda bulunup; öfke, kin tohumları ekmeye devam ederek, toplumda gerginlik yaratan, tahrik edici, ayrıştırıcı, kırıcı, çatışmacı dil kullananlar.
Rakiplerine, ‘İspat etmezsen şerefsiz, alçaksın. Edepsiz, çirkef, sahtekâr, düzenbaz, yalancı, çapulcu, haçlı, ahlaksız…’ ve daha nicelerini söyleyen, siyasetin kirli yüzü ve dilini önceliği olarak gören, ülke yönetiminde söz sahibi olan siyasetçiler.
‘Asgari ücretle geçinen beş kişilik bir aile, günde üç öğün çay-simit tükettiğinde, ceplerinde 1120 lira kalır..’ hesabı yaparak, milletin aklıyla dalga geçen, aşağılayan, hakaret eden, vicdani değerlerden uzaklaşmış AKP’nin Grup Başkan Vekili anlayışı.
‘…CHP’nin amacı belediyeyi alıp hizmet etmek değil, DEMOKRASİYİ GETİRMEK, tek adam rejimini yıkmak…Bunlara müsaade etmemek gerek..’ diyen, tek adam rejimi savunucusu, demokrasiden korkan MHP Genel Başkan Yardımcısı yaklaşımı.
Tüm yetkilerin partili cumhurbaşkanında bulunmasını sağlayan rejimi savunanlar.
Karşılığını bulmayan çıkara odaklı, ‘beka sorunu’ söylemi ile tutunmaya çalışanlar.
Yaşamın her alanında etik değerleri hızla düşüren, toplumsal barış ve birlikte yaşamı sekteye uğratan, adalet ve hukukun üstünlüğüne saygı göstermeyenler.
Ülkede yaşanan sorunlara çözüm üretemeyen, bireysel çıkarlarını önceliğine alan liyakatten yoksun, belirli bir düşünceye hizmet edenler.
Belediyeleri özel mülkü ve çiftliği olarak görüp, etrafı ile rant kapısına çevirenler.
Nemalandığı kaynakların kurumaya başladığını üzüntüyle izleyen haramiler.
Toplumu ayrıştıran, milyonlar lira geliri olan bazı cemaat, tarikat, dernek ve vakıflar.
Oy karşılığında’Cennete gitme garantisi’ veren inanç sömürücüsü siyasiler.
Kazananlar mı?
Sevgi, barış, hoşgörü, paylaşım, demokrasi…ben değil biz ve ‘kral çıplak’ diyenler.
Geleceğe umut ve güvenle bakanlar.
Uzun bir yolun çıkışını yapan İmamoğlu anlayışına destek olan, olmayan herkes.
Gidişat ve geleceğinden kaygılanıp, memnun olmayarak toplumsal direniş gösterenler.
Yurttaş, birey olma farkındalığını hissettiklerinde kazanacak olanlar;
İkişer kg. soğan, patates, bir bağ marul almak için saatlerce, ‘varlık kuyruğu’nda bekleyen, seçimlerde hedefe ulaşmak için araç olarak kullanılan, aldığı 2020 lira asgari ücretle beş kişilik ailesini geçindirdikten sonra 1120 lirasını cebine indirenler.
Düne kadar kışlık patates ve soğanını çuval dolusu alarak eve götüren, şimdilerde ise tane almaya çalışan dar gelirli, asgari ücretli, EYT’li, taşeron işçi, emekli, memur…lar.
Daha yüzlerce madde eklenebilir.
Sonuçta; sadece İstanbul, Ankara, Antalya, Adana…değil, tüm Türkiye kazandı.
Barışçı, herkesi kucaklayan samimi görüntü ve dik duruşuyla vatandaşa içtenlikle dokunabilen, siyasete farklı bakış getiren, Atatürkçü düşünceyi içselleştirmiş, evrensel değerleri öne çıkaran İmamoğlu ile Türk siyaseti, yeni bir döneme yelken açmış durumda.
Beş ay öncesine kadar güvensizlik, siyasetten umudun kesilmesi, her şeyin bittiği, böyle devam eder görüşü yaygındı.
Şimdilerde ise insanlarda yeni bir umut, rahatlama, gülümseme yeşermesi bulunmakta.
Neden olanlara destek vererek, vefa borcumuzu ödemek zorundayız.
Bu hava yaşatıldığı sürece, tüm mevsimlerin bahar ortamında olacağı kesin gibi.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?