Gündeme “cuk” diye oturan “terlik”
Gülsem mi ?
Ağlasam mı ?
Bilemedim.
Ne garip bir Adalet sistemi . Terlik kurşunsuz silah sayıldı. Ben annemden terlik yemediğim gibi anne olarak oğullarıma da fırlatmadım. Bazen ah anneciğim ne olur sende bizlere bir terlik vursaydın dediğim anlar olmadı değil. Ve ah bende sizlere fırlataydım dediğim anların olduğu gibi.
Adaletin sistemini süzgeçten geçirmek gerek .
Kadın tecavüze uğruyor. Hakim karar veriyor. Sen zaten iki kez evlenip ayrılmışsın . Tecavüz gayet normal. Tecavüzcüye “BERRAT”.
Sırf şort giydi diye adam canı öyle istedi tekme atıyor.
Sonuç ,beraat. Böylece uzar gider.
Çünkü ;söz konusu suç işleyenler erkekler olunca savunacak ayrıntı noktaları çoktur. Dinimizde “KADIN” bir çiçektir soldurmayınız dese de Peygamberimiz “şeytan” ibaresini kadınların üzerine giydiren sözde din adamlarımız sağ olsunlar. Kadın olmadan erkeğin bir hiç olduğunu unuttular.
Ne kadar giyinirsek giyinelim beyinler çıplak olduğu süreçte giyinmekte bir işe yaramaz.
Sonbaharın garip bir hüznü var üzerimde .Aklımdan geçenleri toparlayıp yazmama engel oluyor. Tıpkı hafif bir rüzgar ile savrulan yapraklar gibi.
Asıl yazmak istediklerim ohalin ucuna takılı kalıyor. Yazsan bir dert yazmasam içimde dert. Eh alışmışım ben dert çekmeye . Bu yüzden yüreğimin içine kilitliyorum.
Dertten, tasadan uzak bir gün diliyorum hepinize rengarenk sonbahar tadında.
Ayazı görmeden sıcağın kıymeti
Sevdayı bilmeden yaşamanın sırrı
Zoru görmeden dostun değeri
Kendini sevmeden aşık olmanın varlığı
Dereyi görmeden paçaların sıvanması
Yokluğu görmeden zenginliğin harmanı
Bilinmez
Söylenmez
Sevilmez
Geçilmez
Bereketi olmaz
Yaşamı seviyorsan önce kendini seveceksin
Sonra harman yerini süpürecek sin
Aşk merdivenlerini tırmanıp arşa ereceksin
Ayaza aldırmadan dereden geçeceksin
Varlığını yoklukla paylaşacaksın
Sadece “aşk”ı nı haykıracaksın
Dağlar, taşlar ,dereler, ovalar, yaylalar.