Gözün aydın Giresun. İki tane olimpik yüzme havuzun olacak. Şaka değil gerçek!
11 Temmuz 2006 tarihinde “Çotanak Arena ve Olimpik Yüzme Havuzu” ihalesi gerçekleştirildi. TOKİ aracılığı ile gerçekleştirilen bu ihaleyi, 153 milyon TL +KDV ile arka planında ilginç bağlantıları olan Siyahkalem Müh. İnş. San ve Tic. A.Ş. aldı.
Yer teslimi yapıldı ve 11 Kasım 2006 tarihinde temel atma töreni gerçekleştirildi. Şirket 650 günde stadyumu ve yüzme havuzunu teslim edecek.
Vali Karahan, 27 Aralık 2006 tarihinde ve 30 Mayıs 2007 tarihinde inşaatı gezerek yetkililerden bilgi aldı. İnşaat sürüyor…
Siyahkalem Şirketi “Çotanak Arena ve Olimpik Yüzme Havuzu” inşaatına devam ederken, 31 Ocak 2017 tarihinde mevcut Olimpik Yüzme Havuzu içinde bir onarım ihalesi gerçekleştirildi. Bu ihaleyi de iktidar bağlantılı TÜMAŞ aldı. Yüklenici firma olarak SARDEM Mimarlık onarım işini üstlendi.
Onarım ihalesi bedeli ise 9.990.000.00TL… 23 Şubat 2017 tarihinde yer teslimi yapıldı ve onarım süresi 400 gün.
Onarım bittikten ve teslim edildikten 150 gün sonra da diğer havuzun teslimi gerçekleşecek. Bu 150 gün için iktidar bağlantılı TÜMAŞ Şirketine 9.990.000.00 TL ödeme yapılacak!
Nasıl olsa devletin malı deniz…
Oysa TOKİ ile yapılan anlaşma gereği, Aksu-Seka’da yapacağı stadyum ve olimpik yüzme havuzu karşılığında, mevcut stadyum ve havuzun olduğu alan TOKİ’ye devredilmişti.
Ne oldu, ne değişti?
Mevcut havuz büyük oranda yıkılarak iyi bir onarımdan geçiriliyor. O zaman Aksu-Seka arazisinde yapımı devam eden ikinciye ne gerek var?
Kamuoyu bu konuda Sayın Canikli’den bir açıklama beklemektedir.
Ne de olsa ilimizde ‘tek adam’ odur…
İsterseniz biraz da ihaleleri alan bu şirketleri analiz edelim. TOKİ ihalesini alan Siyahkalem Şirketi, son dönemde yıldızı parlayan bir şirket. Daha çok TOKİ ihalelerini ve İBB ihalelerini alıyor ama pek çok alanda faaliyet gösteriyor.
Hatta Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) ayrıcalıklı bir şekilde bu şirkete ‘kıyak’ geçmiş. Tam 26 yıllığına Kuzey Irak’tan Türkiye adına doğalgaz alım yetkisini vermiş.
EPDK, daha önce lisan için şart koştuğu alım-satım sözleşmesini bu defa pas geçmiş. Çünkü şirketin ne Irak Hükümeti ile ne de Barzani yönetimi ile böyle bir anlaşması bulunmuyor!
Bu durum akla Powertrans şirketini getirmektedir. O grubun iktidar ile ilişkilerini ve enerji ilişkilerini getirmektedir.
Hatta uçak krizi sonrasında Rusya’nın iddialarını da getirmektedir…
Bu şirketin Kuzey Irak petrolünü hangi ilişkiler ile Türkiye üzerinden pazarladığı akla geliyor. Hürriyet Washington temsilciliği yapan Tolga Tanış’ın “Potus ve Beyefendi” kitabında yazdıkları akla geliyor.
Siyahkalem aslında eski bir şirket. Ancak AKP’nin kuruluş yıllarında el değiştirmiş. İTO kayıtları bunu doğruluyor.
Özellikle bazı isimler dikkat çekiyor.
Teki Mehmet Mustafa Açıkalın. AKP’den milletvekilliği de yapan Açıkalın, Erdoğan’ın İBB Başkanlığı zamanında belediye kadrosundadır. Hatta Erdoğan’ın da yargılandığı AKBİL davasında yargılananlardan arasındadır. Erdoğan’ın çocuklarını yurt dışında burs vererek okutan Remzi Gür ile de yakın bir isimdir.
(AKBİL davasında beraat kararı veren dönemin Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İsmail Rüştü Cirit, bugün Yargıtay başkanlığı yapmaktadır!)
Dikkat çeken bir başka isim de Güngör Tortop’tur. Güngör Tortop’ta Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminde, belediye kadrosunda çalışan bir mühendistir.
Şu an şirketin %51 hissesine sahip olan Tortop ile aynı soyadı taşıyan ve “yakın akrabam” dediği Birol Tortop’a da değinmek gerekiyor.
Birol Tortop, Erdoğan döneminde İBB İmar Daire Başkanıdır.
O dönemde ki tüm imar işlerinde imzası vardır. AKBİL davasında yargılananlar arasındadır. İddialar Güngör Tortop’un, Siyahkalem Şirketinde “yakın akrabam” dediği Birol Tortop adına görev aldığıdır. Sermayenin de Birol Tortop’a ait olduğudur.
“Bu şirketin asıl sahibi ben değilim” sözleri de bu kanıyı güçlendirmektedir.
Şirkette görev almış bir başka isim de dikkat çekicidir. Avukat Ekrem Baki… Geçmişte Refah Partisi ile daha sonra Has parti ile ve daha sonra AKP ile yakın ilişkili bir isimdir. Bir dönem AKP’den milletvekili aday adayı da olmuştur.
Siz bakmayın İTO kayıtlarında şirketin yöneticisi olarak görülen Cengiz Özdemir ve Ayşe Özdemir isimlerine…
Ya da İbrahim Çetin Özdemir ismine…
Karakalem Şirketi, Erbakan’ın yakın arkadaşı Mehmet Tamgüney’den ve ekibinden devralınmıştır. Şirketi devralanlar arasında AKBİL davasında yargılanan bazı isimler vardır.
AKBİL davası nedir?
Akıllı Bilet uygulamasında “zimmet” iddiaları üzerine açılan davadır. Bu projeyi geliştiren İTÜ Elektronik Fakültesinden Berk Üstündağ’ın 1999 yılında, “”BELBİM A.Ş.’nin AKBİL uygulamasında sisteme para giriş ve çıkışların yasal olmayan ve kontrol dışı mekanizmalarla ayarlandığı, AKBİL 24 kasalarında biriken paraların havuz hesabına aktarımının kişilerin inisiyatifine bırakıldığı” iddiaları üzerine, Ukrayna’da tartışmalı bir trafik kazası ile ölen dönemin İstanbul CHP İl Başkanı Mehmet Bölük tarafından açılan davadır.
Sözcü yazarı Soner Yalçın’a göre, Refahyol döneminde İstanbul Defterdar Vekili olan Nurettin Canikli AKBİL için gerekli iznin verilmesinde etkili olan isimlerdendir.
Canikli daha sonra Albayraklar Grubu Mali koordinatörlüğü görevine getirilmiştir.
Hatta “Albayraklar Davası” olarak bilinen davada yargılananlar arasındadır.
1994 yılına kadar otobüsçülük yapan Albayraklar, Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminde aldığı ihaleler ile güçlendirilmiştir. Ulaşım, çöp, inşaat ve metro ihaleleri Albayraklara verilmiştir!
O ihalelerdeki yolsuzluk iddiaları üzerine “Albayraklar davası” açılmıştır. AKP 2002 yılında iktidara gelmesinin ardından yapılan ilk duruşmada mahkeme karar verdi. Tutuklular tahliye edildiler.
Albayrakların lideri Mustafa Albayrak aynı zamanda AKBİL davasında da yargı önüne çıktı.
Mahkeme kayıtlarına da yansıyan iddialara göre, belediye üzerinden ihaleler ve sair yollarla çeşitli şirketlere kaynak aktarılıyordu.
AKP’nin kuruluşu sürecinde kullanılmak üzere paralar bir havuz da toplanıyordu.
Albayraklar bu şirketlerin başında geliyordu. AKBİL ve BİT (Belediye İktisadi Teşekkülleri) üzerinden yapılan diğer yolsuzlukların çoğunda bu şirketin adı geçiyordu!
Bugünde benzer bir durum var gibi görülüyor…
Bu da TOKİ üzerinden, belediyeler üzerinden ve diğer devlet ihaleleri üzerinden gerçekleştiriliyor.
İhaleleri almak için arkasında başka güçlü isimlerin olduğu şirketler kuruluyor.
O şirketlere ihaleler veriliyor. Bu yolla kaynak aktarılıyor…
Belediye tecrübesi devam ediyor!..
Erdoğan’ın İBB başkanlığı döneminde, önce İstanbul Defterdar Vekili olarak, sonra da Albayraklar Şirketinin Mali Koordinatörü olarak görev yapan Canikli, bugün AKP’nin güçlü isimlerindendir.
Siyahkalem Şirketi de geçmişte AKBİL Davasında yargılanan isimlerin etkin olduğu bir şirkettir.
TOKİ ihalelerini alması da, İstanbul Belediyesi ihalelerini en çok alan şirket olması da boşuna değildir.
Giresun ihalesini alması da…
Onarım işini alan TÜMAŞ’ın %49 hissesi Özelleştirme İdaresi Başkanlığına(ÖİB) bağlı olan Sümer Holding’in elindedir.
Sümer Holding, Maliye Bakanı Naci Ağbal’a bağlıdır… Yönetim Kurulu Başkanı M.Şükrü Doğan’da iktidara yakın bir isimdir.
Alt yüklenici SARDEM Şirketinin ortaklarından olan Zafer Heperler ise İstanbul Büyükşehir Belediyesine yakın bir isimdir.
İhaleler yandaş şirketlere… İhale rakamları büyük! Örneğin onarım ihalesi bedelinden daha düşük rakama Kütahya’da Olimpik Yüzme Havuzu ihalesi yapıldı!
Bizim iki yüzme havuzumuz olacak…
Ancak kaygım başka ‘havuz’ konusudur!