HÜKMETMEK İSTİYORSAN MANZARAYA YA KALE’YE ÇIKILIR, YA DA GEDİKKAYA’YA

HÜKMETMEK İSTİYORSAN MANZARAYA YA KALE’YE ÇIKILIR, YA DA GEDİKKAYA’YA

Rivayet bu ya;

Giresun merkez yerleşkesinin tam karşısında ağzı açık bir şekilde duran ‘Gedik Kaya’ için şöyle derler;

“Giresun’un güzelliğini izlerken ağzı böyle açık kalmış!”

 

Yine rivayet bu ya;

“Böyle bir güzellik olamaz!” deyip, şaşkınlıktan ağzı böyle açık kalmış diyenlerde var!…

 

Eh, anlatılanlara yine ister inanın, ister inanmayın bir başka efsanevi anlatıma göre de; “Giresun adası bu kayalıktan koptuğu için bu kayalığın ağzı böyle açık ve gedik kalmış” diye düşünüp ve böyle desiselere, menkıbelere inanlar da var!…

İşte bu düşüncelerden hareketle bu küçük zirvenin adına:

“Gedikkaya” isminin verildiğini söylüyorlar…

 

(Benim duyduklarım işittiklerim bunlar. Buna benzer anlatımlar ve benzetmeler daha var mıdır, yok mudur açıkçası ben bilmiyorum)

 

Her neyse…

Zaten şimdilik konumuzda bu değil…

Konumuz; yine Gedikkaya üzerine olacak ama rivayet olmayacak.

 

Şöyle ki; bir yıl önce Giresun Belediyesi bu Gedikkaya üzerine bir yol yaptırmak ister ve birçok insan tarafından da olumlu-olumsuz tantana ve bir sürü spekülasyonlar yapıldı…

 

Kimi; “Yahu bu belediye ne yapıyor?” dedi…

Kimi; “Doğa böylede tahrip edilmez ki birader” diye söylendi…

Kimi: “Yahu önce patika çıkış yolu yapılacakken, şimdi bu araba yolu da nereden çıktı?” diye eleştirilerde bulundu..

Vesaire, vesaire…

Herkes aklının erdiğince, haklı veya haksız bir şeyler söyleyip, kendince, kendilerine özgü eleştirilerini yapıverdiler…

 

Hatta birçok tanıdık, eş-dost beni de bu konuda uyararak;

“Hocam ne olur, belediyenin bu yaptığı doğa tahribatını birde sen gör, gazetedeki köşe yazında dile getirirsin” diyenler bile oldu…

 

Ve bütün bu olumlu-olumsuz eleştiriler dinledim ve her nedense bir türlü bende Gedikkaya’ya çıkıp anlatılanları -çok görmeyi arzu etmeme- rağmen bir türlü gidip görememiştim.

Her neyse…

 

Bir yıl gecikmeli de olsa (akşam yürüyüşümü) dün o istikamet üzerinden yapmayı düşündüm;

Ve Gedikkaya’nın (şaşkınlığını ifade eden) -gedik- tepeye kadar çıktım…

Ve tam zirvede bir taşın üzerine oturduktan sonra yaklaşık yarım saat uzaktan Giresun Kalesini, güneşin batışını, Adanın uslu-uslu suyun üstünde yatışını izledim.

 

Ve bir yandan o akşam-üstünün muhteşem manzaraların izlerken ve bir yandan da bu -gedik tepeye-yapılmak istenen proje üstüne uzun uzun düşünmeye başladım…

Ve kimse kusura bakmasın, yapılan olumsuz eleştirileri ne yalan söyleyeyim biraz havada asılı ve birazda yersiz buldum!…

Ve burada bir parantez açarak hemen söylemeliyim ki;

 

(Belediyenin eleştirilecek o kadar çok yanları var ki, bunları da ileri günlerde gündeme getirip eleştirmeyeceğim sanılmasın)

 

Ama bu Gedikkaya’ya yapılmak istenen proje konusunda. Kimse kusura bakmasın; ben olumsuz bakanlar gibi bakmıyor ve tam tersine (eğer düşünülenler yapılabilirse) Giresun’un en büyük kazanımlarından birisi olacağına inanıyorum…

 

Hem de öyle güzel olacak ki, işte o zaman; Ada, Kale, Gedikkaya üçgeni kurulacak ve birbirine el sallayacak!…

Hele birde (hayal bu ya) bu üçgeni birbirine bağlayan ‘teleferik’ sistemi kurulursa; değme keyfine, o zaman daha güzel olacak!…

 

Çünkü (yetkililerden edindiğim bilgiye göre) tarihi Gedikkaya’nın zirvesi bir anlamda dört-bir tarafın izlenmesi için “Manzara Seyir Tepesi” durumuna getirilip; dinlence mekanları oluşturulacakmış..

 

Ancak yapılan şu eleştirilere bende katılıyorum;

Tepeye kadar yapılan yol her ne kadar arabaların çıkacağı bir şekilde yapılmış olsa da; proje tamamlandığında buraya ‘Engelli Arabasından’ başkasına izin verilmemeli…

Ve birde ‘Gedik Tepede’ oluşturulacak ‘Dinlence Mekanları’ salt eşe-dosta peşkeş çekilmemeli…

Yasal ve adil bir yöntem uygulayarak işletmecilere verilmeli…

 

Son sözlerimi söylemeden önce şunu da unutmadan söyleyim;

Bir rastlantı mıdır, yoksa bile-bile düşünülerek mi yapılmıştır onu bilemem ama; Gedikkaya’ya yapılan ‘çıkış yolu’ tıpkı Giresun Kalesine Çınarlar mahallesi tarafından çıkılan yola bire-bir benzetilmiş!…

Yani bir rastlantı da olsa ‘Kale Yolunun’ adeta simetriği olmuş!…

Her neyse…

 

Gedikkaya üzerine düşünülen proje gerçekleştirilirse sanırım çok güzel olacak…

Hele-hele Ada-Kale- Gedikkaya üçgeni üzerinde birde Teleferik kurulursa; gezgincinin keyfine diyecek olmayacak!…

Umarım düşünülen proje en kısa zamanda hizmete sunulur…

 

Tekrar görüşmek üzere;

Hoş kalın…

Hoşça kalın…

Yorgunluğunuzu gideren, gönlünüzü dinlendiren güzelliklerden ve manzaralardan uzak kalmayın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?