Kamuoyunda “HES” kısaltması ile bilinen hidroelektrik santraller, enerji üreten tesislerdir. Doğal – ya da suni şekilde, belli bir yükseklik kazanmış olan su, kendisinden daha düşük seviyedeki türbinlere iletilmektedir. Alt seviyedeki türbin çarklarına, çok hızlı halde çarpan su, türbin milini döndürmektedir. Buna bağlı olarak, jeneratör çalışmakta ve elektrik enerjisi üretilmiş olmaktadır. Yukarıda anlatılan düzenekler barajlarda bulunmaktadır. İşte hidroelektrik santraller, bu sistemlerin yer aldığı tesislerin bütününe denmektedir.
Baraj yapımından öncesinde gerçekleştirilen pek çok çalışma yer almaktadır.
BARAJ yerinin seçimi, baraj hazırlık ve tesislerin kurulum maliyetleri, bu santraller HES ler adına en büyük dezavantajlardan biridir. Yani, santral barajın yatırım maliyeti, oldukça yüksektir. Üstelik, yapılan onlarca çalışmanın sonucunda, santral ya da barajın kurulmama riski de olduğu için, boşa para harcama riski de bulunmaktadır.
BARAJ santralleri, doğal ve vahşi hayata, kaynaklara zarar vermemektedirler. Bunun yanı sıra, o coğrafyada yer alan bölgesel kültürlerin yok edilmemesi için gerekli tedbirler alınır. Tüketilen suyun kalitesine pozitif yönde etki etmesi için tedbir alınır.
BARAJLAR hidroelektrik santraller ile ilgili, avantaj olarak sayılabilecek noktalardan bahsedecek olduğumuzda ise, yatırım maliyetinin ardından gerekli olan ham madde giderinin az maliyetli olduğu, çünkü su kullanıldığı bilinmektedir. Aynı zamanda, hava kirliliği konusunda da çok büyük problem yaşatmamaktadır. Tüm bunlara ek olarak, HES’ler BARAJLAR gibi bulunduğu çevrenin su ihtiyacını karşılayamadığı, sel ve taşkınları önleyemediği, iklimde yumuşama yaratmadığı, santralin varlığından dolayı çevresine ulaşım açısından kolaylık sağlamadığı, tarım arazilerinin sulanmasına katkı sağladığı şeklinde olumlu sözler HES ler hakkında söylemek mümkün değil.
HES ekonomik boyutunun dışında, yatırımcıya fazla sorumluluk yüklememektedir. Bu santrallerin çok daha kötü bir etkisi’de, doğal yaşama ve çevreye zarar veriyor olmasıdır. Ki bu durum, kitlesel protestoların ve HES’lere olan baş kaldırıların da temelinde yer almaktadır. Hidroelektrik santraller, doğal, hayata ve çalışma esnasında geçtikleri güzergaha zarar vermektedirler.
Akan suyun kalkdığı bölgeden itibaren akarsu yatağında özellikle yaz aylarında suyun tamamının kullanılması ile o bölgede yaşayan tüm canlılar ölüme mahkum edilir. Kanala alınan akar su ile gelen canlıların yukardan düştüğünde çarklara çarparak ölümlerine neden olmaktalar. Olaya yalnız enerji üretmek açısından bakmamak lazımdır.
Anlaşılmaktadır ki! HES’ler BARAJLAR kadar doğa dostu değildir. İlimiz geneline de baktığımız zaman yapılan HES lerin yapım aşamasında çıkartılan molozlar tabiata vahşi bir şekilde terk edilmektedir. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşıldığı gibi ekonomiye katkısının olduğu kadar zararları da vardır.