HERKESİN BİLDİĞİ ÖYKÜ; “KRAL ÇIPLAK”

HERKESİN BİLDİĞİ ÖYKÜ; “KRAL ÇIPLAK”

Bir öyküden hareketle, yeri geldiğinde çoğumuzun kullandığı deyim, “Kral Çıplak”

Öykü bu ya. “Kral, kendisini ziyarete gelecek komşu ülkenin kralına caka atmaya, güç ve üstünlüğünü göstermeye karar verir. Sadece zeki olanların görebildiği iddia edilen yeni elbise diktirerek, ahalisine göstermek amacıyla meydana çıkar. Kimse elbiseyi göremez ancak, aptal olduğu düşünülmesin diye görüyormuş gibi rol yaparlar. Bu sırada ortaya çıkan bir çocuk, “Kral Çıplak” diye haykırmaya başlar. Gerçek durumu gördüğü halde, sözde aptal duruma düşmemek için direnen, görmezlikten gelen tebaa durumundakiler çocuğun bu gerçeği görmesini onaylar. Onlar da kralın çıplak olduğunu görür, şaşırırlar ama kimse cesaret edip gerçeği söyleyemez…”

Yıllar öncesinden süregelen, seçim ardından hızlanan CHP içerisindeki başkanlık yarışı bu öyküyü anımsatmakta.

Yıllardır süren başarısızlıkların sorumluları başta genel başkan ve ekibi olmak üzere,  PM, il, ilçe yöneticileri ile CHP’de yaşanmış ve yaşanmakta olan olumsuzlukları gördükleri halde, takım tutarcasına inatla savunan, görmemezlikten gelenlerdir.

Onlar hiçbir dönemde ‘kral çıplak’ diyemedi ve gerçeklerle yüz yüze gelemediler.

Tepeden tırnağa köhnemiş bir yapıya bürünen, hedef kitlesi ile kucaklaşma olanağı ve içerisinde bütünlüğü sağlayamayan, ilke, ideoloji ve felsefesinden uzaklaşmış, fabrika ayarları tutmayan partiyi, günün koşullarına uygun yeniden yapılandırmalı deyip ortaya çıkanlar parti içinde yuvalanmış statükocular tarafından kabul görmediler.

Hizipçi olduğu herkes tarafından bilinen, partiyi parlamento dışı bırakan, ‘küçük ama benim olsun’ anlayışı ile dar bir kadro ile çalışan, milletvekilliğini meslek haline getiren, yıllarca yaptığı başkanlığında başarılı olamayan Deniz Baykal’a ‘kral çıplak’ denilecekti.

‘Altan abi’ formülü çeşitli ayak oyunları ile rafa kaldırılmadı mı?

Parti içi demokrasisinin uygulanmaya konulması, partiler ve seçim yasasının değiştirilmesi için hangi mücadeleyi verdiniz?

Lider ve ekibi ileri görüşlü, kararlı, inandırıcı, yaratıcı, karizmatik, planlı çalışan, risk alabilen, takım oyununu yönetebilen, vizyon sahibi olmadığı sürece başarılı olamaz.

Siyaset, ‘insana dokunma sanatı’ diye de tanımlanmakta.

Yıllardır hedef kitlesi ile bütünleşemeyenler, bireysel çıkarları doğrultusunda hareket ettiklerinden başarıya ulaşamamış, partiyi tepe taklak yuvarlamışlardır.

Bilinmesi gereken, CHP’ne gönül verenlerin hafife alınmayacağı, seçimden seçime dolgu malzemesi olarak kullanılmayacağı, onlara, ‘tıpış tıpış oy verecekler’ denilmeyeceğidir.

Kimse gerçeklerden kaçmamalı, kaçamaz.

Dokuzuncu kez seçime katılan ve tamamında başarısız olan CHP genel başkanı,  ‘gözündeki merteği görmeyip, güneşi balçıkla sıvamaya çalışarak’ seçimin mağlubunun AKP olduğunu söylemekte.

‘Seçimin kaybedeni AKP, çok oy kaybetti’ sözü ‘kargaları bile güldürür.’

Sizler yüzde 22.5, başarısız diye ilan ettiğin rakibin ise yüzde 42.5 oy almış.

Başarısızlığını kabul edecek, bahane aramayacaksın.

Mücadele kadro harekâtı ile başarıya ulaşılır.

Yıllardır dar kadro ve yanında olduğunu bildiğin kişilerle çalışırsan sonuç bu olacaktır.

Delege seçimlerindeki bireysel çıkara dayalı oyunları bilmeyen yok.

CHP’nin tüm yöneticileri parti ideolojisi, ilke ve felsefesinden sınava tutulsa yüzde sekseni 50 puan alabilecek yeterlilikte görülmemekte.

Değişim isteğinde bulunanlara ‘kapı dışarı ederim’ diye gözdağı verenlerle yürümez.

Aksi durumda, vatandaş sizleri kapı önüne koyar.

Gerçekleri görenlerin söylemesi gereken ‘kral çıplak’ diye haykırmalarıdır.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?