GÜÇLÜ OLAN HEP KAZANIR MI?

GÜÇLÜ OLAN HEP KAZANIR MI?

Birbirlerini hiç tanımayan iki farklı kimlik.

Biri, TV’de yaptığı programlarında ilgi ve keyifle izlenen, işini profesyonel olarak yapan, ülke genelinde tanınan kişi.

Diğeri çok genç, kendi halinde, geçim savaşımı veren, amatörce yazılar yazan, doğru ve gerçekçi olmaktan asla ödün vermeyen, alabildiğine dik durabilen özelliklere sahip.

İlgi çekici olan ise, bu ikiliyi karşı karşıya getiren, yazılan bir öykü.

Genç ve tanınmamış olanı daha önce dinlediği bir yaşam öyküsünden hareketle, ‘Dondurmacı’ başlığı altında yazdığı kurgusal öyküsünü, kendisine ait ‘SERENTİ’ adlı aylık derginin Temmuz 2013 sayısında yayımlar.

Ulaş Karakaya’nın, Giresunspor’un 70’li yıllardaki kalecisi Fevzi’nin yaşamından küçük bir kesitini ele aldığı yazısının büyük bölümü kurgu.

Yazı, gerçek yaşamın dışındakilerin eklenmesi ile akıcı ve farklı bir anlatım biçimi olarak okuyucusuna sunulmuş.

Adı üzerinde öykü. Eklemeler, düş gücü, kurgulamalar yapılmış ve bir nefeste okunan bir öykü ortaya çıkarılmış.

Aynı öykü, aylık yayımlanan ‘KAFA’ isimli derginin Haziran 2017 sayısında, nokta ve virgülüne dokunulmadan Sunay Akın imzası ile yayımlanır.

Ulaş, başkası tarafından yayımlanan yazısına sahip çıkarak itiraz eder.

Öykünün kendisine ait olduğunu iddia eden Sunay Akın, asıl yazarı Ulaş Karakaya’ya sosyal medya üzerinden yanıt verir, geri adım atmamak için direnir.

O’na göre Ulaş, kolay lokma olup, adı, sanı bilinmeyen bir kişidir.

Sert bir kayaya çarptığının farkında değildir.

Sonuçta, kimin haklı ya da haksız olduğunu yargı ortaya çıkacaktır.

Alanında güçlüsün, en tepelerde geziniyorsun.

Öyle bir egon var ki,  ‘büyük dağları sen yarattın’ ve kimseleri görmüyorsun.

Öyküyü yazandan izin alma gereksinimi bile duymuyorsun.

O, taşrada kendi halinde birisi olduğundan muhatabın değil ki.

Eserine sahip çıkan Ulaş’a sosyal medya üzerinden, küçük gören yazılar yazıyorsun.

Yazının asıl sahibi ile dalga geçmeye çalışıyorsun.

Sana göre Ulaş ‘yerdeki karınca, sen gökteki kartalsın’.

‘Yerdeki karınca gökteki kartalı görür ancak, gökteki kartal karıncayı göremez’

‘Ben güçlüyüm, önümde kimse duramaz, biat ettiririm…’ yaklaşımındasın.

Kendini kartal görerek yüksek uçuyor, ev sahibini bastırmaya çalışıyorsun.

Bilesiniz ki, bu anlayışla başaramayacak, yenilen siz olacaksınız..

Bu iş, ulusal TV kanallarında boy gösterip, kendini kültür timsali yerine koyup, hak, hukuk, adalet, iyiliklerden söz etmeye benzemiyor.

Emek ve alın terinin kutsal olduğuna inanan, emeği sömürenlere karşı yiğitçe dik duranlar haksızlığa boyun eğmeyenlerdir.

Ama biliniz ki, Ulaş Karakaya gibi doğru ve gerçeklerden yana, yiğit, erdemli, ahlaklı, yüreği insan sevgisi ile dolu, bu uğurda asla ödün vermeyen kişileri yenilgiye uğratamazsınız.

Bu kez, ‘hem suçlu, hem de güçlü’ ve kendini güçlü hissettirerek haksızlık yapanlar değil, tamamen haklı olan Ulaş kazanacaktır.

Bizlere düşen görev ve sorumluluğumuz, kendi değerlerimize sahip çıkmak, onlara karşı yapılan haksızlığa karşı durarak duyarlı davranmak olmalıdır.

İsteğimiz, haklı olanların hep kazanmasıdır.

Hz. Ali; “Haksızlık önünde eğilmeyiniz; Çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.” der.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?