Son yıllarda ve özellikle de son aylarda Giresun üzerinde bir kara bulut dolaşıyor
Aslında Kültür Bakanlığı ‘nın gözünü çevirdiği ve turizm patlaması yapmasini hedeflediği bir bölge olarak gözünü Karadeniz Bölgesi vardı. Bu anlamda özellikle Ordu Giresun çok önem arz eden iki şehirdi. Bunlardan Ordu amacına doğru yol alırken Giresun ‘un başında sürekli kara bulutlar dolaşıyor sanki.
Giresun her gün yeni bir olumsuzlukla yüz yüze geliyor.
Üst üste şehit haberleri, cinayetler felaket haberleri çok fazla , teröre zemin hazırlayacak sanki bir kurgu var işletilen.
Global olarak baktığımızda bölgesel önem arz eden bir Türkiye, Türkiye olarak ta baktığımızda daha önceleri güney-doğu bölgeleri konuşulurken oraların adının giderek gündemden düşmesi ve sanki buna karşılık Karadeniz Bölgesi’nin özellikle de Giresun ‘un neredeyse her gün terör haberleri ile gündem teşkil etmesi aklımıza çok şeyler getiriyor.
Giresun ‘un komşu ili Gümüşhane toprakları ile hemen hemen aynı güzergahı yol edinen teröristlerin son günlerde şehrimize, askerimize ve halkımıza verdiği zarar ve acılar büyüktür. Elbette ki askerlerimize, polisimize ve güvenlik güçlerimize olan güvenimizin yanında devletimize olan güvenimiz de büyüktür.
Fakat bazı noktalara dikkat çekmek gerekmektedir. Sosyal medyada ve basında sürekli olarak ele alınan teröre karşı birlik, beraberlik ve siyaset dışı bir vatandaşlık dayanışmasının en güzel örneğini gösteren Giresun halkı son yaşadığı acı olaylardan sonra daha bir kenetlenerek sanki cihana ders vermiştir.. Alucra’da düşen(!) üst düzey komutanlarımız ve ailelerinden 7 ‘kişinin şehit olduğu ve 8 kişinin de yaralandığı helikopter k azasında büyük bir yardımlaşma ve dayanışma örneği göstererek daha fazla can kaybı olmasını önlemişlerdir.
Genel olarak baktığımızda cesur , yiğit ve gözü pek bir Giresun halkı var.
Türkiye’nin bir yanında büyük yatırımlar yapılmasına karşın diğer tarafında da büyük bir terör söz konusudur. Fakat Giresun ‘da bir terör zemini hazırlanmaya çalışılırken büyük bir ticari hareketlilik ve yatırımlar göze çarpmamaktadır.
Yani Giresun hem turizm alanında hem de ticari olarak engellenmektedir.
Önümüzde aylar da fındık hasatının yapılacağı aylar olması nedeniyle şehrimize ve bölgemize yabancı işçi akını başlayacaktır. İşte esas tehlikelerden birisi de bu arada sızan teröristler veya terör sempatizanlarının olması ihtimalidir.
Daha önceki yıllarda Ordu Vali’sinin haklı olarak şehrine almadığı ve şehrin girişinde çadırlarını kurup şehrin valisini şikayet eden doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin halkindan birçok kişiyi ulusal haber kanallarında izledik. O valinin ne kadar da haklı olduğunun göstergesi bugünkü terör olaylarının bu bölgelerde görülür olmasıdır. Bu günlerde bizler de ayni tutum ve davranışlara izin vermezsek yani yabancı kişilerin bölgemize işçi olarak gelip girmelerine musade etmezsek belki de yarınlarımızın güven içinde geçmesine destek vermiş olacağız. Fındıklarımızı eskiden olduğu gibi toplayabildigimiz kadar yinekendi halkımız olarak toplamaya gayret etmeliyiz . Zor olmadan kolay olmaz. Zaten fındık görüldüğü üzere çok ta para etmedi ettirilmedi.
Biz Giresun Kadınları Güçlendirme Derneği tüm üyeleri olarak daha önceki Ordu Valisi Sayın Yazıcıoğlu’nu ve şimdi deYağlıdere BELEDİYE BAŞKANI’nı destekliyor ve ”YABANCI İŞÇİ ÇALIŞTIRILMASINA HAYIR” diyoruz.
Vatandaşlarımızın her konuda birlik ve beraberlik içinde olacağına inancımız tamdır.
YOKSA
Şiir mi güzel kokuyor çiçek mi yoksa
Yoksa gönül kokusu mu o misk-i amber
Gözlerde sevgi dolu bakışlar yoksa
Yoksa çiçekler neye yarar göz neyi söyler
Şarkı mı hüzzam kokuyor hüzün mü yoksa
Yoksa beklenen yıllar mı hep o nihavent
Gönülde sevgi dolu bakışlar yoksa
Yoksa kainat neye yarar ömür nihayet
Güller mi güzel açıyor gülmek mi yoksa
Yoksa bir düş sahnesi mi o çiçekler
Gözlerde sevgi dolu bakışlar yoksa
Yoksa bülbüller neye yarar neye ötecekler
En büyük zenginliğim şükür ve hamd etmek
Yoksa şu yalan Dünya kimlere kalmış ki?
Karun denen zenginle Sultan Süleyman
Giderken yanına hani neyi almış ki?
Sabah kalkıp gülünce bütün bağban gül açar
Hele şükür edince yüce dağlar diz çöker
Gönül denen ummanda gör ki servetler yatar
Gönül sevgi deryasıdır hani kimler çalmış ki
Sevgi kalpte bir meyve yemesini bilene
Gülümsemek bedava sadakadır bazen de
Şu sonsuz sevginizi eksik etmeyin siz de
Böyle sebil hazine hani kimler bulmuş ki
Sağlık denen servete mutluluklar ekleyin
Dünya denen köprüden sakın suya düşmeyin
Bugün bir gönül alıp evrende tur eyleyin
Sonsuz yolculuklarda kimler yolu sormuş ki
Ben Hatice ‘yim sözüm yazım kendime
Birisini yermek hele kimin haddine
Bir can vardır bedende onu Yaratan bir de
Kurban olurum O’na bana hayat vermiş ki