GALİBA BİR TEK BEN ANLAYAMIYORUM HER ŞEYİ BİRBİRİNE KARIŞTIRIYORUM

GALİBA BİR TEK BEN ANLAYAMIYORUM HER ŞEYİ BİRBİRİNE KARIŞTIRIYORUM

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,
Gün geçtikçe her şey birbirine öylesine karışmaya başladı ki;
İster; “At izi, it izine karıştı” deyiverin…
İsterseniz; “otla saman birbirine karıştırdık”
İkisi de aynı kapıya çıkıyor…
Yani demem o ki;
Şu sıralar ‘yaşanan olaylara’ hangi pencereden bakacağımızı?
Nereden ve nasıl ‘bakarsak’ bu zor günlerden kurtulacağımızı?
Kafayı sıyırıp, fıttırmadan bu işin içinden nasıl çıkacağımızı;
İnanın, vallahide billahi de şaşırır olduk!
Niye mi?
Niye si var mı kardeşim;
Millet hayat pahalılığından söz ediyor…
Yöneticilerimiz; mermilerin pahalı olmasından…
Bir yanda vatandaşlar ellerini duaya açmış;
“Hey Allah’ım bu sefer olsun seçimler hilesiz-hurdasız geçsin” diye,
Tanrısından manevi destek ve yardım istiyor!
Öte tarafta mafya çoktan sokaklara inmiş; “silahlanın” diye çağrı yapıyor!…
Bir başkası;
“Oylarınızı vatan hainlerine değil, bizim hırsızlara verin” diyor…
“Teröristlere vermeyin” diyor..
İşte insanın aklı burada birdenbire çatallaşıyor!
Yani yol ayrımına geliyor!
Ve insan ister-istemez, şöyle bir soru sormak istiyor;
“Teröristler derken kimi ve kimleri kastediyorsunuz?”
“Dağdakileri mi, yoksa yasal çerçeveler içinde kurulmuş partileri mi?”
Yani; sizinle birlikte seçme ve seçilme yarışına girenleri mi?
Ki, bu sözünü ettiğiniz veya sataştığınız siyasi partiler teröristse;
“Neden kapılarına kilit vurup, seçimlere girmesini yasaklamıyorsunuz?”
Muktedirlikse; muktedirlik elinizde…
Siyasi güçlülükse; siyasi güçlülük sizde…
O zaman el adama sormaz mı; “Bu terörist veya teröristlerle işbirliği yapan partileri niye kapatmıyorsunuz?”
“Kapatmak için kimden çekiniyor, kimden korkuyorsunuz?”
“Yoksa aklını başından aldığınız bu milletle dalga mı geçiyorsunuz?”
Ki, bana göre dalga geçiyorsunuz…
Hem de öylesine-bir dalga geçiyorsunuz ki;
İktidar olsun, muhalefet olsun, üstlendiğiniz rolleri çok iyi yapıyorsunuz!
Hem de öyle güzel yapıyorsunuz ki;
Önce -ayak izleri belli olmasın diye- at izini, it izine karıştırıyor!
Ardından da otla samanı birbirine karıştırıp öyle duvara yapıştırıyorsunuz!
Yani fizik bilimi ile ifade edecek olursak;
“Bileşik kaplar” misali deney yapıp; işin içinden çıkıyorsunuz!
Nasıl mı?
Güldürmeyin adamı!
Daha nasıl olacağı var mı be kardeşim?
Bu demokrasi bize bol geliyor” dediğiniz demokrasiyi -kestiniz-biçtiniz!
Hepinizin -sıra ile- ortak giyebileceğiniz bir elbise haline getirdiniz!
Şimdi de -farklılık olsun keyfiyeti içerisinde- birbirinizle değiştire değiştire giyiyorsunuz!
Yani daha açık bir ifadeyle söyleyecek olursak;
Bir siyasi partide yorulan!
Veya bazı ufak-tefek kırgınlıklar dolayısıyla yer bulamayan!
Ancak hatırı-sayılır bir kişi olduğu için harcamaya kıyılamayan;
İster milletvekili olsun, isterse herhangi bir yerde belediye başkanı olsun;
Bir partinin kadrosunda yer bulamayınca, öteki partiye direkt geçebiliyor.
Tıpkı: Urfa Siverek’te bir partiden öteki partiye hızlı geçişler yapan;
Ve şu an CHP Kadrolarında yer alan Mehmet Fatih Bucak, efendi gibi…
Ki, her türlü siyasi ve ekonomik gücünü -mensubu olduğu- aşiretten alan Mehmet Fatih Bucak;
Önce MHP’de yer alıyor…
MHP’de yer bulamayıp yorulunca; AKP’de kendine yer buluyor!
AKP’de yorulunca CHP’ye selam çakıyor!
Velhasıl-kerim -demokrasimizde uygun düştüğü için- hiç boşta kalmıyor!
Ve bunun adına da ‘demokrasi yolculuğu’ deniyor..
Eh, tabi millette bunu -doğrusunu söylemek gerekirse- yiyor mu; yiyor!
Benim dersen günden-güne hepten aklım karışıp gidiveriyor!
Biliyorum söz fazla uzadı…
Ve benim bu saçmalıklarımla sizlerinde bayağı canı sıkılmaya başladı…
En iyisi sizinde daha fazla kafanızı şişirmeden bu sohbeti sonlandıralım.
Hoş kalın,
Hoşça kalın…
Aman ha!
Sakına-sakın siz yinede sağlıklı düşünceden uzak kalmayın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?