Enver Yılmaz neden tedirgin?

Enver Yılmaz neden tedirgin?

“İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar. Herkeste kusur görür, kendisine kör bakar. Neye nasıl bakarsan, o da sana öyle bakar.” (Hz. Mevlâna)

Enver Yılmaz; Ordu Büyükşehir Başkanı… Özellikle 15 Temmuz’dan sonra biraz kimyasının bozulduğu söyleniyordu… Ordu Milletvekili Numan Kurtulmuş ve Ordu İl Emniyet Müdürü Suat Çelik ile pek barışık olmadığı biliniyordu. Özellikle Numan Kurtulmuş ile mümkün mertebe aynı ortamda bulunmamaya gayret ettiği söylenirdi… Birikmiş kin gazları nihayet bir yayla şenliğinde patlıyor!

***

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Ordu Aybastı İlçesi’nde Perşembe Yaylası Şenlikleri’ne katılıyor… Ordu Valisi, İl Emniyet Müdürü, İl Jandarma Komutanı ve Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz da dâhil bütün protokol üyeleri şenlik sahasında hazır bulunuyorlar.

Nedense, İl Emniyet Müdürü Suat Çelik’in protokol için hazırlanan tribüne oturmasına belediye Zabıtası engel olmaya çalışıyor!..İşte ne olduysa, bundan sonra oluyor:

Emniyet Müdürü korumalarıyla Enver Yılmaz’ın korumalarının da müdahil olduğu, tekmeli tokatlı kavga başlıyor.

***

Bu skandal tekmeli tokatlı protokol kavgası, ne gariptir ki; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Körfez ülkeleri arasındaki kriz üzerine arabulucu sıfatıyla seyahate çıkarken  “Kardeş kavgasının kazananı olmaz!.. Bugün Müslümanlar olarak her zamankinden daha çok birbirimize kenetlenmemiz, safları sıklaştırmamız gereken bir zaman dilimi içerisindeyiz” diye konuştuğu esnada yaşanıyor!

Ne yazık ki, Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan, İslâm ülkeleri arasında kardeş kargasını önleyebilmek için seferber olduğu esnada, kendi partisinin belediye başkanıyla bakanı arasındaki tekmeli tokatlı kavga dünyaya servis ediliyor!

***

Şimdi, bu skandal protokol kavgasından sonra merak edilen kritik sorular:

– Belediye Başkanının da bulunduğu bir ortamda belediye Zabıtasının amirlerinden talimat almadan

 Emniyet Müdürüne müdahale etmesi mümkün olabilir mi?

– Emniyet Müdürüne bu skandal müdahalenin arkasında (hareket yakışıksız ve çirkin de olsa) ciddi bir sebep olmalı!.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16 Nisan öncesi Ordu ziyareti esnasında Belediyede Emniyet Müdürlüğünce dinleme cihazı araması yapıldığı iddia ediliyordu.

Bu skandal kavganın arkasında acaba geçmişteki o iddianın bıraktığı izler olabilir mi?

– Böyle bir kavga, AK Partili bir belediye başkanı ve personelinin değil de, şayet muhalefet partili bir belediye başkanının müdahil olduğu bir kavga olsaydı; bu kavganın siyasî ve idarî neticesi acaba nasıl olurdu? 

Yoksa “evin kızı kırarsa kaza, gelin kırarsa ceza!..” kuralı siyasette de geçerli mi?

***

Şecaat arzederken merd-i kıptî sirkatin söylermiş!..

Kavga akabinde Başkan Yılmaz bir basın açıklaması yaparak, sözde kendini savunmaya çalışıyor…

Lakin Başkan Yılmaz’ın basın açıklamasında kullandığı ifadeler, adeta Koca Mehmet Ragıp Paşa’nın meşhur Şecaat arzederken merd-i kıptî sirkatin söyler” (Kıbtî Beyi/Erkek Çingene yiğitliğini anlatırken hırsızlığını söyler/örnek verir.) deyimini hatırlatıyor!

Başkan Yılmaz öyle ifadeler kullanıyor ki,  Numan Kurtulmuş ve İl Emniyet Müdürüyle geçmişe dayanan aralarındaki ihtilafı bilmeyenler de gayet güzel ifşa ediyor!..

Daha önce Belediye Başkanıyla Bakan ve Emniyet Müdürü arasında var olduğu iddia edilen ihtilafları duymayan ve bilmeyenler, bu basın toplantısıyla Başkanın ağzından duymuş oluyorlar.

AK Partili bir Belediye Başkanının AK Parti iktidarının atadığı kendi ilindeki bir Emniyet Müdürü hakkında kullandığı “Protokol listesinde Tapu Kadastro Müdürü ne ise Emniyet Müdürü de odur. Onlar eskidendi, 2002’den önceydi…” ifadeleri nasıl yorumlamak lazım gelir?

Keza Başkanın, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un bir hafta önce Ordu’ya gelişinde havalimanında karşılamada görünmemesiyle alakalı bir gazetecinin sorusuna verdiği cevap da enteresan:

“Bakanlık genelgesiyle karşılamaya kim gidecek kim gitmeyecek belli… Belediye başkanlarımızın hepsine tavsiye ediyorum ‘gidin Numan beyi ziyaret edin’ diye. Bana ‘neden ziyaret etmediniz, siz karşılamadınız?’ derseniz Başbakanlığın genelgesi var. Diyor ki; karşılamaya gitmeyeceksin. Benim işim gücüm var, sabahtan akşama 200-300 araç bir kişinin peşinde biz niye gezelim?”

“Özrü kabahatinden büyük olmak” herhalde böyle bir şey olsa gerek!..

Hem “Bakanlık genelgesi var, karşılamaya gidilmeyecek diyor, ben bu sebeple karşılamaya gitmedim” diyeceksin, hem de “Belediye başkanlarımızın hepsine tavsiye ediyorum, gidin Numan beyi ziyaret edin” diyeceksin!.. Bakanlığın ‘karşılamaya gidilmeme genelgesi’ sadece büyükşehir belediye başkanlarına mı mahsus? Sair belediye başkanlarını kapsamıyor mu?

***

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı sözde başkalarına had bildirmeye kalkışıyor…

Oysa daha önce kendisi televizyon konuşmalarında “benimle ilgili konuşanı şu saatten itibaren Ordu’ya sokmam” gibi laflar ediyordu.

Peki, haddini bilen birileri böyle ifadeler kullanabilir mi?

Bu ifadeler haddi aşmak sayılırsa, bu sözlerin sahibine kimler haddini bildirecek?

***

Hâsılı kelam:

Bu kavga ve tartışma; Enver Yılmaz’ın acemice ve amatörce bir siyasî harakiri teşebbüsüdür!

Bu tartışma Enver Yılmaz’ın siyasî hayatını sonlandıracak gibi görülüyor!

“Mert bir düşman, tırmıklayan bir dosttan daha iyidir” (Brentano)

Vesselam…

Sosyal Medyada Paylaşın:
Sonraki Yazı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?