DEVLETİN BEKASI MI DEDİNİZ ?

DEVLETİN BEKASI MI DEDİNİZ ?

Ülkemizin sorunlarını yakından izleyen birey olarak anlamakta zorlanmaktayım.
Cehaletimi bağışlayın ve bildiğim, ‘öğrenmenin yaşının olmadığı.’
Hz. Ali’nin, ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ sözünün anlamını bilirim.
Bir türlü çözemediğim, yerel seçimlerle ülkenin bekası arasında kurulan bağlantı.
Ülkemizin eğitim, ekonomi, siyaset, yargı, toplumsal barış, demokrasi ve yaşamın diğer tüm alanlarına yönelik, yığınla biriken sorunları çözüm beklerken, ‘Cumhur İttifakı’ başkanlarının söylediği, ‘ülkenin bekası.’
İşte anlayamadığım, anlamakta zorlandığım da bu.
Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu seçildiğinde neyin beka sorunu ortaya çıkacak?
Uzak olasılık olsa da, AKP adayı seçildiğinde hangi beka sorunu ortadan kalkacak?
Belediye meclis üye ve muhtarlık seçiminin ülkenin bekası ile ne ilgisi olabilir ki?
Seçim konuşmalarında ülke sorunları ve çözümü anlatılmamakta.
“Cumhur İttifakı” kurmayları ülkenin bekası öyküsüne bel bağlamış durumda.
Muhalefet,“millet değil zillet, illet, şer ittifakı” imiş, terör örgütleri ile işbirliği yapıyor, emri FETÖ ve Kandil’den alıyor, bunlara verilen her oy Kandil’e gidiyormuş!!!!
Sadece HDP değil, “CHP, İYİ ve Saadet Partisi ile ÖDP’de aynıymış”
Sözler siyasetin ayrıştıran, ötekileştiren, toplumsal barışı bozmaya yönelik kirli yüzü.
Bu söylemler, kanıtlarıyla birlikte suç ve suçlunun tespit edilmesi değil mi?
Belirtilen iddialar doğruysa hedefteki partiler Anayasa suçu işlemiş olmuyorlar mı?
Daha ne beklenmekte? Yasalar işletilerek haklarında gerekli işlem hemen yapılmalı.
Suçlamaların tamamı, partinin doğrudan kapatılma nedeni değil mi?.
Kandil’den emir, FETÖ’den destek alan CHP, İYİ ve Saadet Partilerini kapatın gitsin.
‘Millet İttifakı’na oy veren 17 milyon kişiyi ‘FETÖ’cü, PKK sempatizanı, terörist..’ olarak yaftalamak neyin nesi? Hangi hakla böyle söylenebilinmekte?
Dolmabahçe Mutabakatı, Oslo görüşmeleri, Diyarbakır Meydanında Öcalan posteri önünde mektubunun okunarak koro halinde, ‘megri megri’ türküsünün söylenmesi, Habur’da çadır mahkemesi kurulması, peşmergelere yol açılması sırasında beka sorunu yok muydu?
Daha düne kadar en ağır hakaret ve küfürlerle birbirlerine söylemedik söz bırakmayan AKP ve MHP, aynı şeritte hareket ederek, saldırıya geçmiş durumda.
Bir zamanılar saatini 17/25’te durduran, ‘hesap sormayan alçaktır, namerttir’ diyen Bahçeli, seçimlerin kazanılmaması durumunda, ‘yeni bir rejim bunalımı, toplumsal ve siyasi buhranın yeşereceğini..’ ifade ederek, cumhur ve zillet ittifakı ayırımı yapmakta.
Seçim kaybetmenin milli güvenlik sorunu olduğunu iddia etmekte.
Hem bu ağır ithamlarda, ayrıştırma da bulunacak, hem de bekadan söz edeceksin.
Asıl beka sorunu bu tür söylemlerin içeriğinde bulunmakta.
Türk ulusu ülke ve kendisinin bekasını koruyacak güce sahiptir.
Evet, ülkede 17 yıldan bu yana yönetimde olan ve biriken sorunların çözümünde tıkanan AKP iktidarı ile MHP başkanının şahsına yönelik beka sorunu bulunabilir.
Yerel seçimleri, ‘hak ve batıl’ çatışması, oy verenleri ‘bölücü, PKK sempatizanı, hain, terör işbirlikçisi’ olmakla suçlamak ayrımcılık, ötekileştirme, zıtlaştırma değil mi?
Kendilerini ülkenin varlığı ile eşit tutma anlayışı 31 Mart’ta son bulmalı.
Sözlük anlamı kalıcılık, devamlılık, ölümsüzlük olan beka sözcüğünün, belediye başkanı, muhtar ve diğer üyelerin seçimi ile ne ilgisi olabildiğini çözemedim.
‘Cumhur İttifakı’ oluşumunun oy kaybetmesi ile devletin varlığının devam ettirilmesi, bekası arasındaki bağı bir türlü anlayamadım da.
‘Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp.” sözünden hareketle bilgilenmek istedim.
Kaptan olduğunu iddia eden Temel, açıldığı denizde yolunu bulamayıp karaya toslayınca, tepki gösterenlere ‘deniz bitti’ der. ‘Cumhur İttifakı’nın denizi bitti gibi.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?