“Yolda laf atmak değil, adım atmak lazım. Yürümedikten sonra lafın manası kalmaz.” (Şirazi )
“- Davası olmayan, bulunduğu yerde milletimizin tamamını kucaklayamayan hiç kimse AK Parti’de yöneticilik yapamaz…
– Şu bakanın, bu milletvekilinin, filanca yapının, falanca grubun değil davanın adamı olması şart…
– Hiçbir kardeşimize de ‘sen kenarda dur’ diyemeyiz. Bu kapı şu anda görev mahallinde olanlara ait bir kapı değildir!
– Kapımız hep açık olacak, çünkü bu kapı gönül kapısıdır. Gönül kapısı gönül koymaya gelmez.
– Hizmet edecek motivasyonu kalmamış, bencillik batağında çırpınan defolu kişilerle yürüyemeyiz!..
– Siz elektrik vereceksiniz, elektrik alacaksınız. Gerek bakanlarımız, belediye başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz, yanından havasından geçilmiyorsa yandık. Ya mütevazı ol, mütevazı. Tevazu ehli olacağız.” Bu ifadeler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkanlık Sisteminin verdiği yetkiyle Genel Başkan olduktan sonra yeni AK Parti’nin yeni parametrelerinin, yeni dönemde yeni yönetici kriterlerinin altını çizmeye devam ediyor.
Önce, il ilçe teşkilatlarında metal yorgunluğu olduğundan bahisle; yeni dönemde bunlarla yola devam edilemeyeceğine dikkat çekildi.
Akabinde, metal yorgunu olanların vasıflarını adeta tarif edercesine; “Birbirlerine çalım atan, elinden ve dilinden emin olunmayan, dava idraki ile hareket etmeyen kardeşlerimizi uyarıyorum, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı atsınlar. Bedeli ödenemeyecek yanlışlara tahammülümüz yoktur“ talimatı geldi.
Bu defa, Rize İl Divan toplantısında doğrudan teşkilat mensuplarına hitaben, yönetici kriterlerine biraz daha açıklık getirildi.
***
Yeni dönemde yeni metot!..
Tayyip Bey, yeni dönemde ziyaret ettiği illerde meydanlarda umuma konuşma yapma yerine, kapalı salonlarda teşkilat yöneticilerine bizzat konuşma yapmayı tercih ediyor. Bu, teşkilatlara uygulanması gereken direk talimattır.
***
Tayyip Beyin teşkilata yönelik bu söylemleri parti tabanının yıllardır müşteki olduğu, özlemle beklediği fevkalade önemli ve güzel mesajlar.
Ancak, parti tapanı söylemden ziyade eylem bekliyor!..
Bu söylemlerin nasıl uygulanacağını, uygulanmasının mümkün olup olamayacağını merak ediyor!
Mesela, Tayyip Bey’in;
“- Birbirlerine çalım atan, elinden ve dilinden emin olunmayan, dava idraki ile hareket etmeyen kardeşlerimizi uyarıyorum, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı atsınlar…
– Şu bakanın, bu milletvekilinin, filanca yapının, falanca grubun değil davanın adamı olması şart…
Hizmet edecek motivasyonu kalmamış, bencillik batağında çırpınan defolu kişilerle yürüyemeyiz!” ikaz ve söylemleri; “demek ki teşkilatta böyle yöneticiler, böyle bakanlar, böyle milletvekilleri var ki, Tayyip Bey bunlara dikkat çekmek zorunda kalıyor” diye anlaşılmaktadır.
Peki, teşkilatlarda böyle kişiler var ve bunların değiştirilmesi de gerekiyorsa, bunları kimler, nasıl değiştirecektir?
Mevcut il ve ilçe başkanları ve yöneticileri, bu sözleri kendi üzerlerine alıp da kendiliğinden istifa etmeleri mi beklenilmektedir?.. Böyle bir gelişmenin olması mümkün olabilir mi?
Ümit ediyoruz ki İnşallah müteakip konuşmalarda bu hususlara da açıklık getirilecektir!
***
Fındık… Fındık… Yine Fındık!
Tayyip Bey, 9 Ağustos Çarşamba günü Giresun’da teşkilat birimlerinin yöneticileriyle buluşacak.
Ana gündem maddesi parti teşkilat çalışmaları olsa da, Fındığında gündem de olacağını, Fındığa neşter vurulacağını tahmin ediyoruz.
16 Nisan referandum öncesi Giresun ziyaretinde Tayyip Bey’in Fındıkta Ferrero tekelini kıracak bir konuşma yapması bekleniyordu.
Hatta o günlerde (12 Nisan 2017) yazdığımız “Erdoğan Fındığa Neşter Vurmaya Geliyor!” başlıklı makalemizde “Bugüne kadar fındıkta “Ferrero ne diyorsa o!” oluyordu… Bundan böyle fındıkta “Erdoğan ne diyorsa o!” olacaktır!” tespitimize rağmen, Tayyip Bey’e eksik fındık raporu sunulmuş olmalı ki, Tayyip Bey miting konuşmasında fındıktan hiç bahsetmemişti.
Bunun üzeri o gün, 13 Nisan da yazdığımız “Fındıkta “Ferrero ne diyorsa o” olacaktır!..” makalemizde; “Evet, “Sözün bittiği yerdeyiz…” derken, ümitsizliğe, yeise de yer yok diyorum… Evet, fındıkla alakalı tespitlerimde yanılmışım!.. Lakin özür dileyecek de değilim… Galileo’nun mırıldandığı gibi “dünya, yine de dönüyor” diyorum! Tespitimi de revize ediyorum: “Bugüne kadar fındıkta “Ferrero ne diyorsa o!” oluyordu… Bundan böyle de fındıkta “Ferrero ne diyorsa o!” olacaktır!”
diye bir değerlendirme yapmıştık.
Bu yazımızdan bir gün sonra hükümet yetkililerinin “Bir hafta sonra TMO’nun fındık alımı için devreye girecek” diye bir açıklama yapmış olmasını ve TMO’nun da bir hafta sonra fındık alımına başlamasını; hükümet yetkililerinin hatalarının telafisi olarak yorumlamıştık.
Şayet TMO o tarihte devreye girmemiş olsaydı, fındığın 6-7 liraya kadar düşeceği tahmin ediliyordu.
***
Tayyip Bey, ziyaret ettiği illerde teşkilat çalışmaları yanında o bölgeyle ilgili önemli mesajlarda veriyor.
Kanaatimiz o dur ki, Tayyip Bey Giresun ziyaretinde fındığa gecikmiş neşteri bu defa vuracaktır!
“Bir memlekette zayıf kavim eziyet görüyorsa, oranın padişahına uyku haramdır. Halk sürü, padişah çobandır. Eğer halk padişahtan zulüm, tecavüz görüyorsa, o padişah çoban değil, kurttur.” (Şeyh Sâdî Şîrazî)
Vesselam…