Geçtiğimiz gün iki ayrı mahalde,ezanı ilgilendiren iki ilginç olaya rast geldim.

Birincisi Eynesil Merkez camisi.Cuma namazı öncesi.Ezan okunmaya başladığı an camiye girdik.Alt kat tıka basa dolu olduğu için üst kata çıktık.Üst katta yer yer göze çarpan boşluklardan birine yönelip bağdaş kurup oturduk.Ezan okunuyor okunmasına da kürsüde vaaz eden, ancak oturduğumuz yerden göremediğimiz vaaz hocası; yüksek sesli mikrofonla bir mevzu hakkında,kendinden geçmişcesine bir şeyler izah etmeye çalışıyor. Anlaşılan yağmur altında ağzına kadar cemaatle dolan caminin içi;onu aşka getirmiş.Konuşmasının aralarında nefes alırken,bizim duyduğumuz ezanı,kendileri duymuyordu.Duyuyorsa da duymamazlıktan geliyordu.Anlattıkça anlattı,anlattıkça da çok coştu. Ezan bitti. Ama o hala anlatmaya devam etti.

İkinci Hadise ise:Bu sene hanımı ile haçtan dönen bir yakınımızı ziyarete gittik.Akşam kuran okutacak,misafirlerine ikramlarda bulunacaktı.20 kadar erkek,iki katı kadın ayrı mahallerde oturduk. Yasin-i şerifi okumaya başlamak için önce besmeleyi çekecek olan hoca; euzu billahi derken Yatsı ezanı okunmaya başladı.Hoca elindeki mikrofonu bıraktı.Ezan bitinceye kadar bekledi.

Eskiden sarhoş gezen,bir vakit namaz kılarken görülmemiş,günahkar bilinen bir adam ölmüş.Din alimi pir-uzan bir zat; o adamı rüyasında cennette gezerken görmüş.Uyanmış onun gezdiği cadde,çarşı,pazar,oturduğu kahvelerde; merhum adam hakkında bilgi toplamaya çalışmış.Onun dinle alakası var mı imiş öğrenmek istemiş.Her sorduğu kişi ölen rahmetlinin, yaşarken ezana karşı çok saygılı olduğunu,ezan başladığı vakit ayağa kalktığını,elleri yanda huşu içinde bitinceye kadar dinlediğini anlatmış.

Bizimki içinden:”Rahmetli gerçekten cennetlik olmuş” diye geçirir.

Eynesil civarında çay bahçelerinde makasla çay biçen kadınlar; vakit ezanları okunurken eğilip oldukları yere otururlar.Hiç konuşmadan ezanı bitinceye kadar dinlemeye çalışırlar.

Birine:

-Ezanı ayağa kalkıp dinlerseniz cennete gidersiniz diye bir hikaye dinledim..Neden çömelerek veya oturarak dinliyorsunuz diye sordum.

-Ağabey biz gün akşama kadar ayaktayız.Biz de saygı gereği oturarak dinliyoruz,bu arada da dinleniyoruz dedi.

İçimden:”Bunlar da cennetlik” dedim…

20 Eylül Çarşamba günü.CHP in saat 18 de Giresun Meydanında” Fındığa adalet” mitingi var.Kürsüdeki konuşmacı Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu.Konuşmasının sonuna doğru akşam ezanı okunmaya başlıyor.Sayın Kılıçdaroğlu konuşmayı kesip kürsüden iniyor.

Sadece CHP değil.İzlediğim genel başkanlar, siyasetçiler ezan okunurken konuşmayı kesip, ezanın sonuna kadar bekliyorlar.

Kısaca, ezan okunurken okumaya ara veren hoca,Ezan okunurken ayağa kalkıp onu selamlayan günahkar,çay, fındık veya herhangi bir ürünü hasat ederken oturarak dinleyen bahçedeki kadınlar,meydan ve salonlardaki siyasiler cennetlik oluyorlarsa.Ezan okunurken susmayan,fırsatı ganimet bilen,kalabalıklar önünde şuurunu kaybederek avazı çıktığınca nutuk atmaya çalışan imamlar,vaaz hocaları nelik oluyor.

Ey imam ve vaazlar ! Ezan okunurken susmasını,ve ezan-ı şerife,onu oturduğu yerden dinlemek isteyen cemaate karşı saygılı olmayı lütfen öğrenin…