Çocuklarımız ve eğitim kimlere emanet?

Çocuklarımız ve eğitim kimlere emanet?

Adana Aladağ İlçesinde “Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği” tarafından işletilen Öğrenci Yurdunda çıkan yangın, yıllardır sürdürülen acı gerçeği bir kez daha ortaya çıkardı.

Geçen yıl aynı gerçeği Diyarbakır Kulp İlçesi Karaağaçlı Köyünde yaşadık. 2008 yılında ise Konya Taşkent’te yaşadık…

Aladağ’da ki yurt ile Taşkent’te ki yurt aynı tarikat tarafından işletiliyor.

Adana Belediye Başkanı açıkladı. Sadece Aladağ İlçesinde bu tarikata ait 6 adet yurt varmış. Tüm Adana ilinde ise 80 adet yurtları varmış!

Tüm ülkede tarikat ve cemaatler tarafından işletilen yurt ve pansiyon sayısı ise 2 binden fazladır.

Ve bu yurtlar aracılığı ile tarikat ve cemaatler gençlerimizi devşirmektedir.

***   ***

Aslında bu bilinçli bir projedir. Soğuk Savaş döneminde “yeşil kuşak” projesi amaçlı olarak desteklenmişlerdir.

Köy Enstitüleri, Marshall Planı gereği kapatıldı. Anadolu aydınlanmasını istemediler. ABD istemedi. Ülke içindeki feodal güçler ve onların temsilcisi siyasiler istemedi…

Köy Enstitüleri bu nedenle kapatıldı.

Köylü çocukları tarikatların ve cemaatlerin eline teslim edildi.

Bu süreçte Süleymancılar “Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği” adı altında faaliyet göstermeye başladı. İlk kurslarını 1949 yılında açtılar.

1966 yılında ise İstanbul Üsküdar merkezli federasyon kurdular!

1971 sonrasında tüm illerde faaliyet göstermeye başladılar. Yurtlar açtılar, pansiyonlar açtılar. Önce Ortaöğretim çağındaki çocuklara yönelik faaliyette bulundular.

Daha sonra Yüksek öğretim gençliğine de yöneldiler!

Günümüzde her ilde varlar.

Sahip oldukları 800 dernek tarafından işletilen 1200 yurt ve pansiyon ile yoksul öğrencileri devşirmeye devam etmektedirler.

***     ***

Soğuk Savaş sürecinde Süleymancıların yanı sıra, Nurcular ve diğer tarikat ve cemaatlerde çeşitli dernekler ve vakıflar aracılığı ile eğitime el attılar.

Nurcular içinde en örgütlüsü Fetullah Gülen Cemaati olmuştur.

Okulları, dershaneleri, yurtları ve pansiyonları ile tüm ülkede örgütlenmiştir. Ayrıca medya dünyasında ve yayın dünyasında da yer almıştır.

Yetmemiş ABD-CİA desteği ile yurt dışında da okullar açmıştır!

Hedefinin, iktidarlara yakın durarak, iyi ilişkiler kurmak ve bu yolla devlet kadrolarına yerleşmek olduğu 15 Temmuz darbe girişimi ile gözler önüne serilmiştir.

Devşirdiği, dönüştürdüğü ve militanlaştırdığı yurttaşlarımız aracılığı ile devleti ele geçirme stratejisi izlemiştir.

Nakşî tarikatı ise Hak-Yol Vakfı ve ASFA Eğitim A.Ş. ile faaliyet göstermektedir. ASFA Eğitim A.Ş. okullar açmaktadır.

Ayrıca Karaman olayı ile gündeme gelen Ensar Vakfı ile ortaöğretim ve yükseköğretim gençlerine yönelik yurt ve pansiyon açmaktadır. İstanbul’da FETÖ’den alınan yurtlarda bu vakfa verilmiştir!

Yine Nakşî tarikatına bağlı olan Aziz Mahmut Hüdai Vakfı’da eğitim alanında faaliyet göstermektedir. Kuran Kursları ile orta ve yüksek öğretim öğrencilerine yönelik açtığı yurtlar ile faaliyet göstermektedir.

***  ***

Bu tarikat ve cemaatler daha ziyade iki yolla öğrencilere ulaşmakta ve onları kendi yurtlarına ve pansiyonlarına çekmektedir.

Bunlardan birincisi köy okullarının kapatılması iledir.

Aladağ yurdu bu duruma örnektir. Köy çocuklarına ücretsiz barınma olanağı sunarak, açtıkları yurt ve pansiyonlara çekmektedirler.

Köy okulları kapatılmış. Taşıma sistemi sorunlu…

Çocuklarını okutmak isteyen aileler için devlet yeterli yurt ve pansiyonda açmamış!

Tarikatlar ve cemaatler bu boşluğu doldurmaktadır…

Bu yolla köylerden topladıkları ve barınma olanağı sundukları çocukları, bir yandan okula gönderiyor ama öte yandan tarikat eğitimine almıyorlar.

Yani devşirmeyi amaçlıyorlar…

İkincisi ise yine devletin ihmali iledir. Neredeyse yurdun her iline üniversite açıldı. Üniversiteler o ilin ilçelerinde Fakülteler ve Yüksek Okullar (MYO) açtılar.

Ancak gelen öğrenciler için barınacakları kadar yurt yapmadı.

Bu boşluğu da tarikatlar ve cemaatler doldurdu.

Kalacak başka yer bulamayan öğrenciler zorunlu olarak buralara yöneldiler.

Ve onların çoğu da devşirildi!

***   ***

Bu durumun sorumlusu siyasal iktidarlardır. İstense idi yurt sorunu kolayca çözülebilirdi. İstenmedi…

Böylece tarikat ve cemaatlere faaliyet alanı yaratıldı.

O yurtlar ve pansiyonlar yeterince denetlenmedi de. Korundular ve kollandılar.

Denetim öncesi haber uçuruldu!

Kendilerini denetime hazır hale getirdiler…

Bunun örneğini meslek yaşamımda gördüm. Aladağ yangınında da gördük. Son denetim Haziran ayında yapılmış.

Olumlu rapor verilmiş.

Yangın sonrası ilk rapora bakacak olursak, Haziran ayındaki olumlu rapor ancak tarikatı koruma amaçlı verilebilir!

Haziran Raporunda ‘sorun yok’ deniyor. Fakat yangın sonrası ilk denetim raporu ne diyor?

“Yangın Merdiveninin kapı kolu yok.”

“Yangın merdivenin kapısı plastik PVC”

“Şalterler eski ve kaçak akım rölesi yok.”

Hadi öğrencilerimize barınma olanağı sunamıyorsunuz, bari doğru dürüst denetleyiniz… O da ‘koruma-kollama amaçlı’ olarak yapılmamaktadır.

***  ***

Anayasamız devletimizi “sosyal devlet” olarak ifade eder. Ayrıca yine anayasamıza göre “eğitim devletin denetimi ve gözetiminde yapılır.”

Konya Taşkent, Diyarbakır Kulp, Karaman ve Adana Aladağ’da yaşananlar devletin yönetiminden sorumlu olan iktidarların görevlerini yapmadıklarını göstermektedir.

Gençlik ve Spor Bakanlığı, neredeyse her ilimizde “Arena” isimli yeni stadyumlar yapılması için TOKİ ile anlaşmış.

Bu yolla stadyumlardan ATATÜRK adını da silmeyi amaçlıyor!

Oysa bakanlık TOKİ ile anlaşarak her ilde ve ilçelerde çocuklarımızın barınacağı sağlıklı yurtlar yapsa daha doğru bir iş yapmış olmaz mı?

Elbette olur ama niyet farklıdır…

Zaten çocuklarımız tarikat ve cemaat yurtlarına mecbur bırakmaları da o ‘farklı niyetin’ sonucudur.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?