CHP Kurultayı üzerine

CHP Kurultayı üzerine

Hafta sonu CHP 35.Kurultayını gerçekleştirdi. Kurultayın ana sloganı “demokrasi, değişim ve kardeşlik” oldu!

Yıllardır kurultayları izlerim. Uzun süredir bu denli sönük, heyecansız bir kurultay görmedim.

Genel Başkan’ın konuşması da coşkusuz idi.

Salonda konuşmayı coşku ile dinlemedi. Adeta Salı günü grup toplantısında konuşur havası vardı.

Bu durumun temel nedeni iç sorunlardır.

Kurultayda “Demokrasi” deniyor ama parti içi demokrasi sorunlu! İlçe ve il kongrelerinde bunun örneklerini gördük.

Muharrem İnce’nin aday olmaması, Mustafa Balbay’ın adaylık için ısrar etse de, yeterli imzayı toplayamaması nedeniyle aday olamaması, coşkusuz kurultayın nedenlerindendir.

Tek aday olunca herkesin Genel Başkanlıktan çok Parti Meclisi için yarışa başladı…

Salonun boş, kulislerin ve salon dışının hareketli olması bundandı…

***

İlk gün Genel Başkanlık seçimi yapıldı.

Tek adaylı bu seçimde hazirun cetvelinde imzası olmasına rağmen oy kullanmayan delegenin olması düşündürücüdür. Bu sayı 48’dir.

Oy kullanan 1238 delegeden 990 geçerli oyun olması da dikkat çekicidir. 248 oy geçersiz sayılmıştır.

Kılıçdaroğlu 990 oy alarak “Genel Başkan” seçilmiştir.

Demek ki 248 muhalif oy vardır. Bu sayı PM seçimlerinde etkili olabilecek bir güçtür.

Bakalım PM nasıl şekillenecek?

***

  1. Kurultayın sloganlarından birisi de “değişim” idi…

Burada önemli olan değişimin yönüdür. Hangi yönde değişimin olacağı önemlidir.

Hedeflenen acaba değişim mi yoksa başkalaşım mı?

Eldeki veriler bu konuda kaygı vericidir.

YCHP süreci ile başkalaşım yaşanacağı kaygısı tabanda vardır. Böyle bir çizgisel “değişim” tarihsel kökler ve kuruluş felsefesi açısından olumlu bulunmamaktadır.

CHP’nin altıok felsefesi dışında başka bir “değişime” ihtiyacı yoktur. Önemli olan o kurucu felsefeyi kararlı ve doğru savunabilmektir.

CHP’de son 5 yılda yapılan 4 kurultayda 78 MYK üyesi değişti!

  1. Kurultay sonrası yeni değişimler olacaktır.

Sürekli kadro değiştirerek “değişim” olmaz!

Değişim “devrimcilik” ilkesi doğrultusunda bir süreç ile olur.

Geçmişte “ortanın solu” değişimi gibi…

PM üyelerinin değiştirilmesi, MYK üyelerinin değiştirilmesi de gerekebilir. Ama bu yeni isimler devşirmeler olmamalıdır.

Tabandan gelen, kendisini ispatlamış ve altıok felsefesine bağlı isimler ile olmalıdır.

***

CHP’nin temel eksikliği, söylem ve eylem birlikteliğinin olmamasıdır.

Doğru kadroların, doğru söylemlerin ve doğru eylemlerin olmayışıdır.

Zaten doğru kadrolar ile doğru söylemler ve doğru eylemler gerçekleşir.

Laiklik karşıtı söylem ve eylemler giderek artıyor ama ‘aman bu kesimi küstürmeyelim’ anlayışı ile hareket ediliyor.

“Akademisyenler Bildirgesi” tartışılıyor.

CHP’den iki farklı ses çıkıyor.

Parti sözcüsü ve Genel Başkan yardımcısı Haluk Koç farklı açıklama yapıyor. Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu farklı açıklama yapıyor.

Bu örnek söylem birlikteliği olmadığını gösteriyor.

Oysa olmalıdır…

***

  1. Kurultay Sonuç Bildirgesinde yer alan bir ifadede dikkat çekicidir.

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı üzerindeki şerhler kaldırılmalıdır.”

Bu ifadenin yer aldığı sonuç bildirgesi “oy birliği “ ile alınmış!

Salonda bulunanların oy birliği iledir diye umuyorum.

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, en çok kimin işine gelir? CHP’nin kırmızıçizgimiz dediği anayasanın ilk dört maddesi ile bu talep çelişmektedir.

Kırmızıçizgi olan ilk dört madde,  “basit devlet” modeline uygun olarak üniter devleti savunur. Yerel yönetimlere özerklik ise giderek federal bir devlet yapısına hizmet eder!

Bu durumda CHP’de bir kafa karışıklığına işarettir.

***

CHP’de acilen kafa karışıklığını giderici, doğru kadrolar, doğru söylemler ve doğru eylemler gerekiyor.

Başkanlık sistemini çok arzulayan ve bunun için her şeyi yapabilecek bir anlayışla “yeni anayasa” için masaya oturmak ne kadar doğrudur?

Laiklik karşıtı adımlara karşı sesiz kalmak ne kadar doğrudur?

CHP, program kurultayı yapmalıdır.

Altıok temeline uygun günümüze yönelik yeni bir programa acil ihtiyaç vardır.

Doğru söylemler, doğru eylemler için bu gereklidir.

Yoksa örneklerini gördüğümüz gibi her kafadan ayrı bir ses çıkar.

Ülkeye de yazık olur!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?