Yazımı, “Yazıyı burada bitirebilirdim, ama bitirmeden, Ayhan Yüksel’in yazılarından not ettiğim iskeleler hakkında da bir şeyler yazmak istiyorum.” diye bitirmiştim.
Anımsatmak için Ayhan Yüksel’in yazılarından aldığım notları, yeniden yazıyorum:
“1578-1590 yıllarında düzenlenen bir listede Tirebolu, Karaburun, Elegü, Çavuşlar, Dizgine(Dizgine İskelesi’nin adı, bir başa yazıda, gemi siparişi verilen iskeleler sayılırken geçiyor.), Görele ve Büyükliman iskelelerinden söz edilmektedir.”
Bu iskelelerin adlarına; daha önce okuduğum Myrınalı Agathias’ın 552-559 yılları arasındaki olayları anlatan Bizans Tarihi (Myrınalı Agathias’ın Kroniği) ve Mikail Paneratos(D.1320-Ö.1390)’un Trabzon Tarihi’ni anlatan Panaretos Kroniği adlı kitaplarda – varsa da – ben rastlayamadım…
Daha öncesi hakkında bir bilgimiz olmasa da, yöremizdeki bu iskelelerin, bölgenin ticaret merkezi olan Bağdat’ın 1258 yılında İlhanlılar tarafından yakılıp yıkılmasına sonra, ticaret merkezinin Tebriz’e taşınması ve bu gelişmelere bağlı olarak Trabzon ve Trabzon Limanı’nın büyük önem kazanmasına koşut olarak, zamanla ticari iskeleler durumuna geldiklerini söyleyebiliriz…
1258 yıllarından sonra, giderek önem kazanan bu iskeleler, coğrafi keşiflerle birlikte, uluslararası ticaret yollarının açık denizlere yönelmesi ile, ağır ağır eski önemlerini yitirmişler ve bazıları ise tamamen unutulup gitmişlerdir…
Bu yazıyı yazarken ticaret yollarının devletler için ne denli önemli olduğunu çok daha iyi kavradım…
Anadolu Selçuklu Sultanları’nın Sudak Kalesi’ni niye fethetme gereği duyduğunu da bu yazıyı yazarken anladım…
Azerbaycan ile Nahcıvan’ı birleştirecek olan Zengezur Koridoru’nun niye bu kadar yaşamsal önemde olduğunu da…
Bu konuda yüzlerce inceleme yapılsa yine de az olacağını düşünüyorum.
Bu tür araştırmalara çok ama çok ihtiyacımız olduğu, dünyada yaşanan son olayları gördükten sonra çok daha iyi anlaşılıyor…
Bu gibi konularda Üniversitelere çok büyük sorumluluklar düşmüyor mu?..
Bunları yazarken, bakın aklıma ne geldi:
“Ekine firaz derler,
Güzele beyaz derler,
Her kime derdim yansam,
Yanan yana gez derler.”…
Son olarak biraz da, 1578-1590 yıllarındaki listede adı geçen iskelelere değinelim:
Tirebolu İskelesi; bugünde faaliyete olan Tirebolu Limanı…
Karaburun İskelelesi; bu iskele Karaburu’un doğusunda mı yoksa batısında mı, bilemiyorum. Batısında ise, yol geçmeden önce, zaman zaman yüzmeye gittiğimizde gördüğümüz; denize uzanan ve bir kale kalıntısı gibi duran insan yaplmı bir kalıntı vardı, adı geçen iskele orada olmalı…
Elegü İskelesi; Görele bu günkü yerine taşınmadan Çanakçı(Elegü) Deresi’nin oluşturduğu deltanın adı Elegü idi, adı geçen iskele de muhtemelen eski Görele İskelesi’nin olduğu yer olmalı…
Çavuşlar(Çavuşlu) İskelesi; Çavuşlu Deresi’nin doğusunda, bugün de kullanılan küçük liman(?) olmalı…
Dizgine(Gizgine) İskelesi; Devrent’in altındaki Liman Kahvesi’in olduğu yer olmalı…
Görele İskelesi; bugünkü Beşikdüzü Limanı’nın olduğu yer olmalı…
Büyükliman İskelesi; bugünkü liman olduğu konusunda kuşku yok sanırım.
Dedik ve bir yazın daha sonuna geldik.