CHP HIZLA ERİRKEN

CHP HIZLA ERİRKEN

24 Haziran seçimlerinden iki ay sonra, ‘seçim sonuç değerlendirmesi’ yapmak için toplanan PM’ de konuşan Kılıçdaroğlu, ‘… bize oy verenlerin küstüğü, sandığa gitmeyeceği söylenmekte. Gitsin AKP’ne oy versinler…’ tepkisi göstermiş.
Ayrıca, ‘…ben gidersem parti dağılır..’ deyivermiş.
Bu sözü söyleyen maalesef genel başkan.
Bunları söyleyenin, ‘tek adam, diktatör’ diye tanımladıklarından farkı ne?
AKP’liler ise ‘bir tanesin’ diye haklı olarak dalgalarını geçmişler.
Kimseye danışılmadan, MHP Genel Başkanı Bahçeli ile anlaşıp, kapalı kapılar ardında cumhurbaşkanı adayı olarak belirledikleri İhsanoğlu’na karşı olan seçmenlere söylediği ‘..ben öyle uygun gördüm. Tıpış tıpış gidip oy verecekler’ dediği gibi.
Girdiği tüm seçimleri kaybeden, ekip çalışması yapamayan, liderliği yetersiz görülen, güven duyulmayan, seçmenini karamsar ve umutsuzluğa iten, AKP’nin değirmenine su taşıyan, onların dümen suyunda gezinen Kılıçdaroğlu’nun, partisine gönül verenleri etkisiz elaman olarak görme mantığı kabul edilemez.
Hiçbir CHP seçmeni Kılıçdaroğlu hatırına oy vermiyor ki.
Gönül verdiği partisini, O ve ekibine rağmen karşılıksız desteklemekte.
Hür iradesi ile seçme hakkını kullanan seçmenini, yeniden kazanmaya çalışmak yerine, ‘..gitsin AKP’ne oy versin’ diye tepki gösteren genel başkana ne demeli?
CHP’de, seçim sonrası başlayan karmaşa, hesaplaşma devam etmekte.
Kınından çıkarılan kılıçlar yerine konmadığı gibi bil elenmeye devam edilmekte.
Aradan geçen zaman diliminde ülkemiz için yaşamsal önem taşıyan, iç ve dışta gelişen olaylar, CHP’ni hiç ilgilendirmiyormuş gibi.
Kendi iç çekişmeleri, karşılıklı saldırılar, ‘sen-ben’ kavgaları ile baş başalar.
Bu görüntüyü ibretle izleyen seçmen moralsiz, güvensiz, umudunu yitirmiş durumda.
Tabanda çok ciddi değişim isteği bulunmakta.
Bu iş, Kılıçdaroğlu-İnce kavgasından öteye geçti.
Her ikisi de sorun olmaya, parti ve geleceğini etkilemeye başladı.
24 Haziran seçim sürecini iyi yönetemeyen ikili ve ekibi kaybetmiş durumda.
Birbirlerini yeme görüntüleri ile bırakınız iktidar olmayı, AKP yönetiminden küçücük bir çakıl parçası dahi sökemezler.
24 Haziran seçimleri öncesi CHP, ilk kez psikolojik üstünlük sağlamış, umut vermişti.
Ülkenin iç ve dışında gelişen olaylar, ekonomik göstergeler, üretimin hızla düşmesi, emekçilerin alım güçlerinin azalması, eğitimin dibe vurması, rejim değişikliğinden kaynaklanan belirsizlik ve daha birçok nedenler muhalefeti avantajlı duruma getirmişti.
Seçim sürecini iyi yönetemeyerek, başarılı olamadı ve kaybettiler.
Seçmene yine dokunamadılar, bu yaklaşımla da mümkün değil.
Seçim süresinde tökezleyen yönetim, sonrasında ise tamamen hüsran yaşattı.
Bu durum kırgınlık, küskünlük, umutsuzluğa neden oldu.
Bilinmesi gereken, daima partisine sahip çıkan CHP seçmeninin, seçimden seçime dolgu malzemesi yapılamayacağı.
Parti yönetimi onları, kendilerini bir yerlere taşıyanlar olarak görmekte.
Partinin ideoloji, felsefe ve ilkelerini içselleştirmiş bireylerden oluşturulan yönetim yaklaşımı, yapısal ve örgütsel değişimler başarıya ulaştırır.
Mevcut durumu ile enkaz görüntüsü veren CHP, yerel seçimlerde ağır bir fatura ödemek zorunda kalabilir.
Seçmeni ikna etme yerine ‘..küskün olanlar gitsin AKP’ne oy versin’ diyebilme cesaretinde bulunan genel başkan anlayışı ile ne kadar başarı sağlayabilir ki?
‘Millet için geliyoruz’ diyordunuz. Peki, bu görüntünüz ile inandırıcı olabilir misiniz?

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?