Canlı yayın analizi

Canlı yayın analizi

Pazar akşamı canlı yayın var. İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğünde Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım ekranda olacaklar.
Bu program ile ilgili kamuoyunda çeşitli görüşler var. O görüşleri ve tartışmaları bir kenara bırakarak ben kendi görüş ve analizlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bilindiği üzere moderatörlük konusunda ilk dillendirilen isim Uğur Dündar oldu. Fakat kısa süre sonra yılların tecrübeli ismi Uğur Dündar, bazı ‘kaygılarını’ , ‘duyumlarını’ gerekçe göstererek moderatörlük yapmayacağını Twitter mesajı ile açıkladı.
Sonra yeni bir Moderatör arayışları gündeme geldi.
Bilindiği üzere böyle bir canlı yayın için ilk çağrı Habertürk ‘den Didem Aslan Yılmaz’dan gelmişti.
Fakat CNN’de program yapan Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan, nedense bu çağrı üzerine Didem Aslan’a yönelik bir olumsuz tavır içine girdi.
Karşılıklı Twitter paylaşımları yapıldı.
Ahmet Hakan, Didem Aslan’ı istemeyenlerin sözcüsü gibi çalışarak görevini(!) yapmış oldu.
Bir ara Fatih Portakal adı gündeme geldi.
O da Twitter mesajı ile olumsuz görüş bildirdi.
Ve ihale İsmail Küçükkaya’ya kaldı.
FOX TV’ de sabah kuşağında “çalar saat” programını sunan Küçükkaya, daha önce moderatörlük yapmış değil. Bu konuda pek çok kişiye göre daha tecrübesiz.
Bu ağır sorumluluğun altından kalkabilir mi?
Yoksa sorumluluk yükünün altında mı kalır? Pazar akşamı bu soruların yanıtını birlikte vereceğiz.
Bu işin bir boyutudur. Canlı yayın ile ilgili başka sıkıntılar ve sorunlar da var.
Neler mi?
AKP’li Mahir Ünal ile CHP’li Engin Altay arasında canlı yayın ile ilgili olarak bir protokol imzalandı.
Öncelikle şu hususa dikkat çekmek isterim. Mahir Ünal, AKP Genel Başkan Yardımcısıdır, aynı zamanda medya, iletişim ve tanıtımdan sorumludur.
Engin Altay ise CHP Grup Başkanvekilidir.
Mahir Ünal’ın CHP’de görev eşiti Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan’dır. Çünkü Tuncay Özkan’ın da görevi basınla ilişkiler ve kurumsal iletişimdir…
O halde şu soru akla geliyor.
Protokol görüşmelerine neden Tuncay Özkan katılmadı?
Televizyonculuk deneyimi de olan Özkan yerine bu deneyimi olmayan Engin Altay’ın görevlendirilmesi protokolün içeriğine ve eksikliklerine bakıldığında ciddi soru işaretleri oluşturmaktadır.
İmzalanan protokol, içinde pek çok eksikliği barındırıyor. Daha ilk günden bu açıklara dikkat çekmeye çalıştım.
Kaygılarımı ilettiğim Can Ataklı, Tele 1 TV’ de protokoldeki sorunlara işaret etti. Köşesinde yazdı. Moderatörlük için adı ilk geçen, yılların tecrübeli ismi Uğur Dündar’da köşesinde protokoldeki eksikliklere dikkat çekti.
Görüyorum ki bu eksiklikleri gidermek konusunda parti yetkililerinden herhangi bir adım da yok!
Uğur Dündar’ın dün yazmış olduğu “Canlı Yayında Ne Gibi Beklenmedik Durumlar Olabilir” başlıklı yazısında dile getirmiş odluğu kaygıların altına imza atıyorum.
Bu protokol sorunludur…
Hele de ‘her şey mubah’ anlayışı ile siyaset yapan bir anlayış ve yandaş medyası varken… Gerçekler yerine algılar üzerinden siyaset yapma anlayışına sahip bir siyasi anlayış varken…
Pazar akşamı için yeni bir algı yaratma amaçları mı var kaygım vardır.
Protokolün eksiklikleri ve günümüzün gelişmiş teknolojisi ile iktidarın ‘her şey mubah’ siyasi anlayışı kaygımı artırmaktadır.
Kaygı duymama neden olan başka hususlarda vardır. Bunlardan teki moderatörlük görevi verilen İsmail Küçükkaya’nın, önceki bakanlardan ve ‘Pelikancıların’ etkin isimlerinden olan Fatma Betül Sayan Kaya ile mahkemelik olmasıdır.
Küçükkaya, bu davada 11 ay ceza ve 1 yıl adli kontrol almıştır. Bu hususun elini zayıflatma olasılığından kaygım vardır.
Ayrıca altı çizilmesi gereken bir husus daha var.
Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı kampanyasında meydanlara toplanan coşkulu kalabalıkları anımsarsınız.
Herkes seçim 2. Tura kalır beklentisi içinde idi.
Muharrem İnce’nin yanına Genel Merkez kampanya başladıktan bir hafta sonra Engin Altay’ı görevlendirdi.
Görevi İnce ile Genel Merkez arasında koordinasyonu sağlamaktı.
24 Haziran gecesi de Engin Altay Muharrem İnce ile birlikte idi.
O gece ‘kritik bir görev’ yaptı!.
Genel Merkez ile Muharrem İnce’nin ofis olarak kullandığı otel katı arasında sağlıklı bir bilgi akışı sağlayamadı.
Adeta Muharrem İnce’yi futbol deyimi ile marke etti. O gecenin baş aktörlerinden olan Engin Altay, 24 Haziran gecesi ile ilgili olarak bugüne kadar tek söz de etmedi.
Ve sonunda stresin ve öfkenin sonucunda “adam kazandı” mesajının atılması sağlandı.
O mesajın atıldığı isim ise İsmail Küçükkaya idi.
Mesajı ifşa etmeyebilir idi ama etti…
Bir yıldız isime, potansiyel bir lider adayına o gecenin tüm sorumluluğu yıkıldı. Kamuoyunda yaratılan algı ile büyük zarar verilmiş oldu.
Sevgi öfkeye dönüştürüldü.
Ekipsel, taktiksel ve stratejik hatalarda buna katkı sağladı.
Şimdi protokolün altında partide görevi o olmamasına rağmen, o görev Tuncay Özkan’ın olmasına rağmen Engin Altay’ın imzası var.
Protokol sorunlu… Eksiği ve açığı çok…
Ve Moderatör; Berat Albayrak ile birlikte hareket eden, AKP’nin önemli bir ismi olan, ‘pelikancılardan’ Fatma Betül Sayan Kaya ile mahkemelik olmuş, ceza almış İsmail Küçükkaya…
Bu nedenlerden dolayı da canlı yayından kaygılıyım!.. Başka kaygılarımda var…
Umarım kaygılarım boşunadır…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?