Bu şehrin kaybetmeye tahammülü yok

Bu şehrin kaybetmeye tahammülü yok

Bu işte bir yamukluk var. Taraftar maça gelmez. Futbolcu istenilen oyunu oynayamaz. Oynanan oyun futbola pek de uygun değil. Düdük çalınca saha içinde tüm gerçekler ortaya dökülüyor. Duygular önemsenmiyor.
Her tarafta düştük mü kalkıyor muyuz sorusuna cevap aranarak geçişmeler yapılıyor. Bu ne pişkinlik kardeşim. Sanki düşmüşüz de herkes bir telden çalıyor.
Buralara kadar bu futbolcu kadrosu ile mücadele verdik. Son dakikalarda yenilen gollerin dışında dış sahalarda mağlup veya berabere kaldığımız maçlarda biraz kıpırdanmalar yaşadık. Lakin son Karabükspor maçı kazanılması gereken, bir oh denilecek maçtı. Kazanamadık.
Hepsi bu mu hayır. Futbol adına da ortaya bir şeyler koyamadık. Bir şeyler de terslik var hâlâ anlamış değilim. Bu artık alışılagelmiş dışında bir yaşam öyküsü. İnişleri, çıkışları, hayal kırıklığı mutlulukları, kavgalarıyla tam bir dramatik öykü değil mi arkadaşlar.
Giden gittiğinde kalıyor. Olan sadece Giresunspor aşığı bu taraftara oluyor. Futbolcu parasını alamazsa Federasyon’a verip alıyor. Oynamazsa idmanına çıkıyor. Maç başı anlaşmışsa hakeza bir şey yok ama diğer durumlarda her türlü hakkını alıyor. Peki ya bizim hakkımıza ne olacak?
Keyfi davranışların sonu olmayacak mı? Giresunspor kimin umurunda? Bir avuç taraftar ve yönetimin dışında kimler sahipleniyor. Kimse bana kaçak edebiyatı yapmasın. Hepsini tek tek ortaya koyacağım.
Kim bu kulübe zarar veriyorsa, kim bu kulübün menfaati dışında hareket ediyorsa O’nun Giresunsporlu’luğundan şüphe edeceğim.
Şurada 5 maçımız kaldı. Ligin en zor maçlarını oynayacağız. Şu işten hayırlısı ile bir çıkabilirsek işte o zaman bam telime kimler basmış hepsini dökeceğim. Denizlispor maçında tüm Giresun aşkıyla hareket ederek bu takımı desteklemeliyiz. Oynayamayan oyuncuları bile yapacak destekle oynatmaya mücadele ettirmeye onlara sarılmaya çalışmalıyız. Artık bu şehrin kaybetmeye tahammülü yok. Esen kalın.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?