Bu kadar da olmaz

Bu kadar da olmaz

5580 sayılı kanun kapsamında özel okullarda okuyan öğrencilere devlet desteği veriliyor. 2016-2017 eğitim yılında; okul öncesi öğrencilere 2860TL, İlkokul öğrencilerine 3440 TL, ortaokul ve ortaöğretim öğrencilerine 4000TL, Temel Liselere giden öğrencilere ise 3440TL eğitim öğretim desteği verilmesi karar altına alındı. Toplam 75 bin özel okul öğrencisine bu destek verilecek. Öğrenci başvuruları yapıldı ve desteği hak eden öğrenciler belirlendi.

Devlet desteği alan öğrencilerin içinde ilimizde dikkat çekici isimler yer almaktadır. Geçen günlerde sohbet ettiğim, kamuoyunun tanıdığı önemli bir isim, bu konuda ilginç detaylar verdi.

Özel okul desteği alan bazı öğrenci velilerinin maddi durumlarının dikkat çekici olduğunu söyledi. Bana iki örnek anlattı.

Bu desteği alan iki öğrenci velisinden teki şehrin önemli bir esnafı ve ekonomik durumunun oldukça iyi olduğu biliniyor.

Bir diğeri ise şehrimizin özel hastanelerinden tekinde doktor ve hastaneye ortak olduğu da söyleniyor.

Yani onunda devlet desteğine ihtiyacı yok.

Peki, nasıl gelirlerini düşük gösterdiler ve desteği aldılar?

Birisi esnaf olduğu için gelirini düşük göstermiştir. Nasıl olsa Ankara evrak üzerinden inceleme yapıyor.

Diğeri ise çalıştığı özel hastanede asgari ücretle çalışıyor görünüyor! Yani onunda geliri düşük…

Yetkililer baktılar evraklara ve her ikisinin çocuğuna da desteği verdi.

Mesleği doktor olan birisi nasıl asgari ücretle çalışır diye düşünmedi… Eşinin veya kendisinin üzerine evi, arabası var mı diye bakmadı…

Burada iki yolla devlet zarara uğratılıyor.

Birincisi o özel hastane, çalışan doktorlarına yüksek ücretler verirken, daha az vergi vermek için bordro üzerinde maaşını asgari ücret olarak göstererek devleti zarara uğratıyor.

İkincisi ise; doktor, maddi durumu iyi olmasına rağmen gerçeğe aykırı beyanda bulunarak çocuğuna devlet desteği alarak zarar uğratıyor.

Aynı şekilde o esnafta iki yolla devleti zarar uğratmaktadır.

Özel okullarla giden 75 bin öğrenciye teşvik verilmesi zaten tartışılması gereken bir konudur. Bu yolla devlet bütçesinden ciddi rakamlar çıkmaktadır.

Öte yandan devlet okullarında ise ödeneksizlikten pek çok ihtiyaç, öğrenci velilerinden ‘bağış’ adı altında toplanan paralarla giderilmeye çalışılmaktadır.

Şu sıralar devlet okullarından velilere; fotokopi parası, temizlik parası vb adlar altında ödeyecekleri miktarlar bildirilmektedir!

Kendi okullarının ihtiyacını karşılamayan devlet, özel okullara kaynak aktarmaktadır.

Bu üzerinde durulması gereken bir çelişkidir.

Okullar açılalı bir ay oldu. Pek çok okul yardımcı hizmetli olmadığı için yeterince temizlenemiyor.

Okul yöneticilerinin gözü İŞ KUR’ da.

İŞ KUR, Toplum yararına çalışma kapsamında eleman alacak ve bu elemanlar okullara dağıtılarak temizlik elemanı olarak görev yapacak…

O nedenle gözler İŞ KUR’ da.

Ancak bu konuda da sorun var. İŞ KUR, müracaatları aldı. İşe almada moda olan ‘mülakat’ sınavını dahi yaptı.

Bugünlerde ‘mülakat’ sınavına girip başarılı (!) olanların okullara dağıtımı yapılacak.

‘Mülakat’ yapılan okulun önü ana baba günü idi. Çoğu ilkokul mezunu olan bu işsizlere ‘mülakat’ da komisyon ne soracak?

Noter huzurunda kura çekin olsun bitsin.

Ancak işin içinde iş var. O nedenle ‘mülakat’ şart.

O kadar işsiz, iş umudu ile önce İŞ KUR’ a müracaatını yapıyor. Sonra da ‘mülakat’ sınavında başarılı(!) olmak için gidip iktidar partisine üye kaydını yapıyor.

Bu onların kulaklarına bir şekilde fısıldanıyor…

Üye olan işsizlerin hepsi ‘partiye üye oldum artık kazanırım’ umudu ile ‘mülakat’ sınavına gidiyor…

Oysa işe alınacakların sayısı sınırlı. Başvuru ise oldukça çok…

Bu yolla işsizlik sömürülerek, iş umudu ile iktidar partisinin üye sayısı artırılıyor. Zaten üye olmayanların ‘mülakat’ sınavında başarılı olma şansı yok.

Zengin çocuğunu hem özel okula gönderiyor. Hem de eğitim desteği alıyor. Yoksul çocuğunu mahallesindeki devlet okuluna gönderiyor ve her yıl çeşitli adlarla okula para ödüyor!

İşsizlik rakamları çok yüksek ve İŞ KUR’ un “Toplum Yararına Çalışma” programı kısa süreli de olsa umut!

Koşuyor müracaat ediyor.

Bu kez iktidar partisi yarattığı işsizliği ve umudu sömürüyor.

Partiye üye olmayana iş yok!

Yaşananları duyunca ‘bu kadarda olmaz’ diyoruz ama oluyor…

İnsanlarımıza din eğitiminden önce ahlak eğitimi vermeliyiz. Hem toplumsal ahlak, hem de siyasi ahlak dersi gerekiyor… Yaşananlar bunu gösteriyor.

***

Şehrimizin yetiştirdiği önemli isimlerden, FKB emeklisi, gazeteci, çocukluktan bugüne arkadaşım olan, güzel insan Peyami TEK, elim bir trafik kazası ile aramızdan ayrıldı. Yaşama veda etti. Allah rahmet etsin. Mekânı cennet olsun. Hepimizin başı sağ olsun…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?