“ADALETİN BU MU DÜNYA”

“ADALETİN BU MU DÜNYA”

Merhaba Sevgili Okurlar
Günün türküsü “adaletin bumu dünya”
Diyorum…
Çünkü ; Aralık 2016 yılında Yağlıdere Hisarcık köyünde insanlık dışı vuku bulan olayın Salı günü beraat kararı ile son bulmasıdır.
Bu hadisenin içeriğine girmeden önce Japon Bilim Adamı Kalyo Yasuo’ nun bir gazete sayfasında okuduğum bir açıklamasını paylaşacağım.
“Türk kültürünü inceliyorum bir şey çok korkunç,diğeri de garip.Türkiye’de 3-5 dizi hariç hepsi Türk din ve geleneğine ters.Garip olan ise herkes bunu biliyor ama yinede izliyor.Anne baba ise çocuğu ile izliyor. Türklerin bu garip haline şaşırıyorum” demiş.
Ve acaba Adalet sistemimizin de içine girse sanırım “ pes doğrusu” derdi.
Bu nasıl bir adalet sistemidir.
Söz konusu kadınlar olunca otomatik olarak rızaya bağlanıyordu.
Kadınlık bu kadar aşağılayıcı ,bu kadar basit olamaz.
Kadınların doğurduğu erkekler tarafından aşağılanacağını bilselerdi acaba erkek çocuk isterler miydi ?
Sorusu takılsa da aklıma!!!
Önemli olan kadın/erkek ayrımı değil önemli olan insan doğurmaktı beklide.
Gelelim asıl mevzuya.
İşlediğin suç ne kadar adice olsa da cüzdanın kabarıksa ve seni savunacak olan savunucunda mesleğine başlarken ettiği yeminin dışına çıkmışsa sorun yok demektir.
Kısacası “ adalet kabarık cüzdan sayesinde emsal davaların arasına sıkışıp kalmaktan ibarettir.”
Havva 1991 doğumlu ve %75 zihinsel özürlü. 65 yaşında ki beyni dönmüş ,ağzından akan salyalara dur demeyen bir sapığın tecavüz kurbanı oluyorsa ve ardından olayı gören diğer ikinci sapık ta bundan faydalanabiliyorsa …
Kahrolası şevklerini zihinsel engelli Havva’da tatmin ediyorlarsa buna “insanlık” denemez. Buna tıp dilinde yada insanlığın tabiri ile hiçbir şey denilmez. Ancak gözü dönmüş denir.Zihinsel engelli genç kıza silah zoru ve tehditle yapılan işkence dolu günler.
Ta ki !
Havva hastalanana kadar aile durumdan haberdar değildir. Aile kızlarını doktora getirdiğinde Havva’nın 5.5 aylık hamile olduğu ortaya çıkar. Dava süreci başlar. Çocuk doğar. Çocuk sus payı olarak tecavüze ortak olan uzaktan akraba gençtir. Adına genç derken dahi “tiksiniyorum” çocuğun velayetini” almak ister.Ve evleneceğini bu olaydan Havva’ nın rızası var der.
Çocuk Devlet korumasındadır.
Acaba “Devlet bu çocuğu gerçekten tecavüzcü babaya” verir mi ?
Aslında çocuğu sahiplenmek akıllıca bir kurtuluş yolu olmuş.
Çünkü ; sahip çıkarsan kurtulursun mantığı.
Ve bu iki tecavüzcü 2016 yılından beraat kararı alınan 16 Nisan 2019 ‘a kadar vicdanlarını sığdırdıkları cüzdanları ile rahatça dolaşıp Salı günü de özgürlüklerine kavuşmuşlardır.
Beraat kararı;
Her ne kadar %75 zihinsel özürlü olsa dahi
“ O BİR KADIN OLDUĞU İÇİN “
Kesinlikle önce 65 yaşında ki adamı sonrada doğurduğu utanç çocuğunun babasını kışkırtmış olmalı. Yoksa durduk yere bu olaylar gelişir mi ?
Elini kolunu sallayarak ve kim bilir daha kaç kişinin canını yakarlar bilinmez.
Emsal davaları da göz önünde bulundurulursa
Doğal olarak savcının vereceği karar “masumdur ve Havva’nın gönlü vardı” tadındaki mütelaası ile Salı günü beraat verilir.
Asıl merak ettiğim konu;
Bu iki kişiyi savunanların acaba kız yada erkek fark etmez evlatları var mı.?
“Kanun da emsal gösterilerek istenilen beraatlarda elbette hakim ve savcıların ret etme yetkileri vardır.Keşke bu davada ret kararı kullansalardı ,olacak diğer tecavüzlere örnek teşkil edip tüm tecavüzcülerin beraat sevinci yaşamama nedeni olurlar.”
Unutmayın ki!
“Hiçbir kadın rızası olmadan böyle çirkin olaylara sahne olmazlar.”
Adam olan adamda kendini üstün görüp rızası olmayan hiçbir kadına sahip olma isteği duymaz.
Ne diyordu türkünün nakarat kısmında
“Adaletin Bu Mu Dünya
Ne Yar Verdin Ne Mal Dünya
Kötülerinsin Sen Dünya
İyileri Öldüren..”
Havva beklide yaşadıkların farkında olmadan ömrünü tamamlayacak ama anne ve babası “adaletin verdiği beraat kararı” üst mahkemeler uygun görüp bozulana kadar her gün yaşarken ölümü tadacaklar.
Çocuklarımıza uzanan kirli ellere fırsat vermeden kırılacak bir yaşam istiyorum.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?